Dünya genelinde halen 40 milyona yakın Alzheimer hastası bulunuyor ve 2040'a kadar her 20 yılda bir bu rakamın ikiye katlanacağı öngörülüyor. İstatistikler bu denli hızlı değişse de ne yazık ki tedavi konusunda henüz umut veren bir yenilik bulunmuyor. Ancak gerek süreci yavaşlatmak gerekse bazı belirtilerin şiddetini azaltmanın mümkün olabildiğini belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar, bunun için de erken ve doğru tanının önemine işaret etti.
Bunama hastalıklarının en yaygın formlarından biri olan Alzheimer, kronik nörodejeneratif bir hastalık olarak tanımlanıyor. Bu sorunla ilgili araştırmalar yoğun şekilde devam etse de tam olarak tedavi edilemiyor. İlerleyen yaşla birlikte görülme sıklığının artmasına karşın, Alzheimer'ın kesinlikle yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu olmadığının çok iyi bilinmesi gerekiyor. Normal yaşlanma sürecinde beyinde yapısal birtakım değişiklikler ortaya çıksa da bilişsel ve zihinsel yetilerde belirgin bir kayıp görülmüyor. Alzheimer hastalığında ise belirgin şekilde 'yeni bilgileri öğrenme güçlüğü' gözleniyor. Dünyada olduğu kadar ülkemizde de çok sayıda ailenin Alzheimer hastalığına bağlı zorluklarla mücadele ettiğini hatırlatan Adapınar, tedavi kapsamında hastaların yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan uygulamaların büyük önem taşıdığını söyledi. HM
Editör: TE Bilisim