Belediye ile görüştüklerini ifade eden Halk Otobüsçüleri Odası Başkanı İbrahim Altunoğlu, '65 yaş üzerine verilen ücretsiz seyahat hakkı bizi bu noktalara getirdi. Birçok üyemize artık istasyonlar mazot vermiyor. Çünkü parasını ödeyemiyorlar. Büyükşehir Belediyesi ile görüştük. Arkadaşlarımıza mazot alırlarsa hatlarda çalışacaklar. Buna bir çözüm bulsunlar' dedi.
Dün sabah Büyükşehir Belediyesi'ne giderek taleplerini ileten halk otobüsçüleri, daha sonra Vilayet Meydanı'nda bir araya geldi. Mazot alamadıkları için 45'den fazla aracın çalışmadığını ve mazot gelmezse de sıkıntının devam edeceğini söyleyen otobüsçüler adeta isyan etti.
'BU BİR EYLEM DEĞİL'
Daha sonra konuşan Halk Otobüsçüleri Odası Başkanı İbrahim Altunoğlu, 'Biz akşam gece sabaha kadar üyelerimizle istişare halindeydik. Üyelerimizin şu anda cebinde otobüslerine mazot koyacak parası yok. Dolayısıyla bugün 46 arkadaşımız işe çıkamadı. Bu bir eylem değil. Mazotumuz yok. İmkansızlıklardan dolayı işe çıkılmadı. Birçok petrol istasyonuna başvurduk ancak daha önce olan borcumuzdan dolayı mazot alamadık. Biz şu anda bir eylem hazırlığında değiliz. Otobüsçüler mağdur durumdadır. Şu anda 46 araba işe çıkamadı ancak bu yarın 80 daha sonra 100 araba da olabilir' dedi.
'MAZOT VERİLİRSE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEKLER'
Altunoğlu şöyle devam etti; '65 yaş ve üzerini ücretsiz taşımamız bizi çok mağdur etmektedir. Günlük şu anda 15 bin kişiyi ücretsiz taşımaktayız. Bu doğru ve etik bir şey değildir. Belediye tarafından mazotumuz konsun, şoförümüzü gideri karşılansın biz parasız çalışalım. Biz arabalarımızı hibe de ederiz. Dün akşam otobüsçülerimiz mazot alamadığı için işe çıkamayacak diyerek belediyeye de bilgi verdik. Halkın mağduriyetini önlemek istedik. Ne zaman mazotumuz verilirse arkadaşlarımız da çalışmaya geri dönecek. Talepler karşılanmazsa bu böyle gider çünkü aylık otobüs başı 4-5 bin lira zarardayız. Türkiye'de 81 il var ancak bu durumdan Eskişehir kadar zarar eden yok. Bunun da araştırmasını yaptık. Büyükşehir Belediye Başkanı ile bu konuda anlaşacağımızı düşünüyorum.' (Tuğçe Mertler)
