Kurucularının Gaziantepli Mehmet Tayfun Özkaya olduğunu hatırlatan Hastane Başhekimi Ali Özdemir, Eskişehirli gibi hizmet verdiklerini ve hastanelerini 5 yıl içinde marka yapmak istediklerini anlattı.

Muayene olmak için gelen hastalar
Gürlife'ta ne kadar ödüyor?

Muayene ücretimiz 80 lira. Tahlil ve tetkikler olursa onlar için ayrı ücret alıyoruz. Hekimin istediği tahlile göre ücretler değişiyor. Cüzi bir miktar alıyoruz ama genelleme yaptığımız zaman Eskişehir'e oranla yüzde 30 daha uygun fiyatlarımız. SGK'lı bir vatandaş özel bir hastaneye gittiği zaman fark ücreti ödüyor; bunu tahlil, tetkik ve muayene diye ayırmıyoruz. Hastamız bize geldiği zaman sanki SGK anlaşmamız varmış gibi; diğer hastanelerden yüzde 30 daha uygun. Bizim buradaki mantık şu; biz SGK'dan para almıyoruz ama sanki herkesi SGK'lıymış gibi düşünüyoruz. Hiç kimseyi SGK'mız yok biz tamamen özel bir hastaneyiz diyerek özel fiyatlarla karşılamıyoruz.

Gürlife'ı tercih eden hastaların
avantajları nelerdir?

Evet SGK yok ama hastanın avantajı şu; benim hastaneme geldiğinde SGK'ya aktarılan 15 lirayı ödemiyor. Normalde diğer hastanelerde aldıkları fiyatın üzerine bir 15 lira SGK katılım payı alıyor. Bizde bu SGK katılım payı alınmıyor. Daha sonra benim reçetemle eczaneye gittiğinde hasta 12 lira da orada katılım payı ödemiyor. Aldığı ilaçların yüzde 20'sini de ödemiyor. Çünkü parasıyla alıyor. Diyelim ki bir eczaneye gittiniz, Gürlife'ın reçetesiyle, ilaçlar 50 lira dedi. 50 liranın normalde devlet 15 lirasını hastanede 12 lirasını eczanede alıyor, bir de yüzde 20'si 10 lira ne yapıyor; 37 lira. Bir de 4 kalem ilaç varsa birer lira da onlar alıyor. 41 lirayı zaten sen dolaylı olarak ödüyorsun. Aslında biz ilacımızı kendimiz alıyoruz. Devlet vermiyor bize.

Hastanenizin vizyonundan
bahseder misiniz?

Ben buna Tayfun Özkaya sigortası diyorum. Yani aslında bizim Sosyal Güvenlik Kurumu anlaşmamız yok ama sanki biz Eskişehir'e gönülden bir sigorta yapmış gibi davranarak bu hizmeti veriyoruz, fiyat anlamında. Bunu da sağ olsun Yönetim Kurulu Başkanımız 'Ben SGK'dan alamıyorum kardeşim bu hizmeti niye böyle veriyorsunuz' demiyor. Bizim Eskişehir'de sağlıkta çıkış misyonumuz da kaliteli sağlık hizmetini ulaşılabilir kılmak. Bu ne demek? Kaliteden taviz vermeden herkesin özel sağlık hizmetine ulaşabilmesinin önünü açacak bir sistemle biz aslında Eskişehir'e geldik. Niye biz bunu yaptık? Biz sağlık hizmeti sunuyoruz. Bir bebeğimiz bir hastaneye gitmeden uygunsuz bir şartta doğsun istemiyoruz. Bir annemiz en azından gebelikteki risk faktörlerini gebelik takibini düzgün bir hastanede yaptırarak tespit edilsin ki anne ölümü gerçekleşmesin istiyoruz. Yani sosyal tarafımızı ve toplumun sağlığı için de yapmamız gereken şeyleri de farkında olarak biz Eskişehir'e geldik. Bunu için de mücadele veriyoruz. Yani anne ölüm hızı, bebek ölüm hızı noktasında bu şehre ne kadar katkımız varsa bu katkıyı sunmak için de buradayız.

Şu anda kaç personelle Eskişehir'e
sağlık hizmeti veriyorsunuz?

Toplam 110 personelimiz var. Biz 17 hekimdik son zamanda 4 hekim kadromuza yeni kattık. 2 hekim arkadaşımız da Aralık ayında aramızda olacak, farklı branşlarda. Hızla hekim sayımızı arttırmaya devam ediyoruz. Hemşire çalışanlarımız da yeterli düzeyde var.

Gürlife hangi konularda
Eskişehir'de daha iddialı?

Beyin cerrahımız var ve beyin cerrahi noktasında şehirde iddialıyız. Prof. Dr. Ant Metin Atasoy var beyin cerrahi doktorumuz. Özellikle anevrizmalar, beyin tümörleri noktasında ekibimiz kuvvetli. Kulak burun boğaz, burun estetiği ve burnun fonksiyonel her türlü ameliyatları yapılabiliyor. Onun dışında kardiyovasküler cerrahi ve göğüs cerrahi mevcut. Kardiyolojimiz yine Eskişehirli Prof. Dr. Hasan Fehmi Töre. Hasan Fehmi Töre'nin hastanemizde uygulamış olduğu EECP dediğimiz bir yöntem var, bu yöntem atıyorum bir defa anjiyo olmuş, kalp ameliyatı olmuş, bypass olmuş hastalarda belli bir süre sonra kalp yetmezlikleri başlıyor. Kalp yetmezliği başlarsa kişi nefes darlığı problemleri çekiyor ve belli bir süre sonra yatağa bağımlı hale geliyor. Bizim ejeksiyon fraksiyon dediğimiz EF'si yüzde 25'in altına düşen hastalar dediğimiz hastaların hayat kaliteleri bozuluyor. Biz bu hastalarda bu EECP cihazıyla ameliyat olamayan hastalarda bu denli yatağa bağlı kalan hastalarda ikinci bir şans sunuyoruz. O hastaların kalplerini kuvvetlendirecek, kalp dam arlarını kuvvetlendirecek bir yöntem hastanemizde ve Eskişehir bölgesinde tek, onu da burada hocamız uyuluyor. Bu cihaz sadece bizde var Eskişehir'de.

Kanserle ilgili ne gibi tedavi
yöntemleri kullanıyorsunuz?

Her türlü genel cerrahi kanser vakalarını yapıyoruz. Kolon kanserleri, mide kanserleri, troid kanserleri, rektum kanserleri. Kadın doğumun bütün kanser vakalarının takip ve tedavilerini yapıyoruz. Ürolojinin kanser vakalarını, prostat ameliyatlarının her türlüsünü greenlight'tan tutun plazma, açık prostat cerrahisine kadar. Ürolojiyle ilgili penil protez uygulamaları hastanemizde yapılıyor.

Acil servise gidenlerden devlet ücret
almıyor. Peki buraya gelirse siz
ücret alıyor musunuz?

Diğer hastanelerde nasılsa bizde de aynı. Para almıyoruz. Hasta kırmızı alandaysa SGK'ya faturayı gönderiyoruz. Ama SGK'dan parayı alamıyoruz, ödemiyor. Anlaşmanız olsun olmasın ödüyor normalde. Bunun SGK anlaşmasıyla alakası yok. SGK'nın Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) diyor ki; Sözleşmeli, protokollü ve sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucuları acil servislerde acil haller nedeniyle sunulan sağlık hizmetleri için kişilerden veya kurumlardan herhangi bir icrai ücret talep edemez. Etmiyor muyuz, etmiyoruz. Biz yükümlülüğümüzü yapıyoruz Gürlife olarak.

Gürlife logosunun anlamı nedir?
Hikayesini anlatır mısınız?

Logomuzu tasarlayan kişi Yönetim Kurulu Başkanımızın ve üyelerimizin iplik sektöründe faaliyet gösterdiklerini öğrenince ipliğin bir makara sarmalında fotoğrafını görmüş. Yukarıdan baktığınız zaman gördüğünüz çizilerin her biri bir iplik sarmalı. Makaradaki hareketi devam ettirmiş ve böyle bir logo çizmiş. Gürlife'ın G'sini de logonun ortasına yerleştirmiş. Ortaya çıkan bu logo çok da hoşumuza gitti. Bizim nereden geldiğimizi ve nereden gelerek bu hizmeti vermeye başladığımızı bize her zaman anımsatan, ana üretim maddemiz olan ipliği her şekilde hatırlatan güzel bir logo oldu.

Eskişehir'deki ilk
yatırımınız olan
inşaat devam ediyor mu?

Gültepe Mahallesinde bir çalışmamız var. Onu bekleten tek şey şu anda buranın SGK'sının olup buradaki kazançla oraya devam etmekti. Ağırlık proje bazında gidiyor orada.

Proje tamamlanınca ne için
hizmet verecek?

Özel üniversite hastanesi olacak. Tamamlandığında en az bin 500 kişinin istihdam edilecek. Ayrıca geri kalmış bu mahallelerin esnafı ve çevre halkı hastanenin açılmasıyla değer kazanacak. Bölge sosyoekonomik, kültürel açıdan zenginleşecek ve güvenlik açısından daha iyi duruma gelecek, yeni işyerlerinin açılacağını ve istihdamın da artacağını düşünüyoruz.

Toplum olarak ilaç kullanımı ve
sağlık konusunda bilinçlendik mi?

Bizim toplum olarak biraz bilinçlenmemiz lazım. Avrupa'ya bakıyoruz orada bu denli istekler yok ve orada ilaçlar bizdeki kadar tüketilmiyor. Neredeyse dünyanın en fazla ilaç tüketen ülkelerinin arasına girmişiz. Bizim bundan sıyrılmamız lazım. Avrupa'da üçüncü, dördüncü kuşak antibiyotikler kullanılmazken bizde takır takır yazılıyor. Aslında koruyucu hekimlik dediğimiz sistem hasta yapabilecek etkenleri ortadan kaldırmak için uğraşırken biz insanları hasta ettikten sonra nasıl tedavi edebiliriz noktasındayız. Bunun olmaması gerekiyor. Hasta olduktan sonra antibiyotikle çare aramak veya hastane yatağıyla çare aramak en son yapılacak şey. Ama bizim topyekun bir toplum bilincine ulaşmamız gerekiyor.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet
olaylarıyla karşılaşıyoruz.. Siz ne
şiddetin temelinde ne var?

Hekime yönelik şiddetin başında antibiyotik yazdırma, gereksiz ilaç yazdırma istekleri geliyor. Acil servise geldiniz diyelim, yardım talep ediyorsunuz. Beni darp edersen benden o yardımı nasıl görebilirsin? Ben zaten yardım edebilmek için buradayım. Toplum biraz daha bilinçlenebilirse her şey daha güzel olacak. Sağlık sistemimiz ulaşılabilirliği noktasında Avrupa'nın en iyi noktasındayız. Avrupa'da bir insan uzman hekime ulaşabilmek için 2-2 buçuk ay sıra bekliyor. Yetişmiş insan gücümüzü daha iyi kullanmamız lazım. Uzman hekimlerin ufak tefek vakalar yerine ameliyat yapacağı hastaları seçmesi gerekiyor.

Ülkemizde verilen sağlık
hizmeti kaliteli mi sizce?

Türkiye'de sağlık sistemi çok kaliteli. Türk hekimleri dünyada yaptıkları ameliyatlar ve takip ettikleri hastalar bazında sayın bir noktada, gerçekten iyi bir noktadayız. Atatürk'ün dediği gibi emanet edilebilecek hekimleriz.

Acil servis hizmetiniz nasıl?

Acil servisimizde 24 saat sürekli, doktorlarımızla birlikte hizmet veriyoruz. Eskisi gibi kaza falan gelemiyor artık çünkü dışarıda 112 sadece Şehir Hastanesi'ne çalışıyor. 112 Tıp Fakültesi dahil olmak üzere hasta götürmüyor. Hasta zorlamazsa. Bu konudan sadece biz mustarip değiliz Yunus Emre de mustarip. Şurada kapının önünde biri ölsün bize gelmez. Burada çok güzel bir noktaya değindiniz. Acil Tebliği der ki, en yakın hastanede hasta stabilize edilir. Daha sonra sevk gerekiyorsa sevk edilir. Ama ilk önce hastanın hayatı fonksiyonlarını stabilize etmek lazım.

Tedavi için kullandığınız
teknolojik cihazları anlatır mısınız?


Radyoloji ünitemiz bölgede en üst teknolojiyle donatılmış cihazlara haiz. Bir tomografi filminde röntgen filminin 100 katı X ışını alıyorsunuz. Gerekmedikçe tomografi çektirmeyin diye bunun için uyarılıyor. Biz tomografi ünitemizde dozu kontrol edebiliyoruz. Bir bebeğe verebileceğimiz dozla bir yetişkine verdiğimiz doz aynı doz değil. Hastanın kilosuna ve boyuna göre dozu ayarlıyoruz. Ama bölgedeki bütün diğer cihazlar şunu yapıyor; sabit X ışını veriyor. Biz bir bebeğe sabit ışın vermiyoruz. Tabii ki kanser olguları karşımıza hemen böyle mantar gibi çıkmıyor. Bir çocuğa ömrü hayatı boyunca ne kadar röntgen filmi çektiniz ne kadar tomografi çektiniz bu çocuklar ileride bir kanser adayı olabilir. Ama sebebi artık yıllar önce çektirdiğiniz bir tomografi midir bunu bilemeyebilirsiniz. En azından biz geleceğimizin teminatı çocuklarımıza ve kendimizi de bu riskten koruyoruz bu hastanede. (RÖPORTAJ: AYŞEGÜL HÜMMET)

Editör: TE Bilisim