İMO Başkanı Deniz Kılıç, Ağustos 1999 Gölcük merkezli Marmara depreminin yıl dönümü nedeniyle açıklama yaptı. Kılıç, 'İnşaat Mühendisleri Odası olarak, 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde, depremin ülkemizin hala en büyük sorunu olduğunu hatırlatmayı toplumsal bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü deprem önlemlerini almakta, toplumu depreme karşı bilinçlendirmekte, yapı üretim sürecini ve yapılaşmayı deprem tehlikesini gözeterek düzenlemekte, ilgili mevzuatı deprem gerçeğine göre yeniden ele almakta birinci derecede sorumlu olanların konuya yaklaşımını yanlış ve yetersiz buluyor, toplumun güvenle geleceğe hazırlanmadığını düşünüyoruz' dedi.
YENİDEN HATIRLADIK
'Depremi son olarak, 8 Ağustos 2019 tarihinde Denizli'nin Bozkurt İlçesinde yaşanan 5.7 büyüklüğündeki depremle yeniden hatırladık' diyen Kılıç, 'Depremde hasar gören binaların büyük bir çoğunluğunun mühendislik hizmeti almamış, geleneksel yöntemlerle inşa edilmiş ve büyük bölümü bakımsız kalmış eski köy evleri olduğu görüyoruz. Mevcut bina stokunun büyük çoğunluğunun az katlı yapılardan oluşması nedeniyle söz konusu depremde can kaybı yaşanmamıştır. Bu yıl da, 17 Ağustos Depremi'nin yıldönümü nedeniyle bir kez daha depremi hatırlayacağız. Topraklarımızın büyük bir kısmının deprem tehlikesi altında bulunduğunu kısa bir süre sonra da unutacağız' diye konuştu.
BİLİME UYGUN YAPILAŞMA
Hükümeti eleştiren Kılıç, 'Mühendislik hizmetinin niteliğini yükseltmek yerine meslek odalarını işlevsizleştirerek sahte mühendisliğin önünü açan bu düzenlemelere imza atanlara soruyoruz; Deprem riskini mühendislik hizmeti almamış yapıları çoğaltarak mı azaltacaksınız? Siyasi iktidarı tercihini bilimden ve insandan yana kullanmaya, ülkemizin deprem gerçeğine uygun ulusal bir deprem politikası belirlemeye ve daha da önemlisi bu politikaları bir an önce hayata geçirmeye çağırıyoruz. Marmara Depreminin 20'nci yılında bir kez daha hatırlatmak gereğini duyuyoruz; kent politikaları, yapılaşma; bilime, tekniğe ve akla uygun bir perspektifle, rant için değil, toplum yararı için yapılmalıdır' ifadelerini kullandı.
BOŞ ALAN YOK
'Ülkemiz toprakları büyük ölçüde deprem tehlikesi altında bulunuyor' diyen Kılıç, sözlerine şu şekilde devam etti: 'Yapılarımızın önemli bir kısmı kaçak ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir. Orta ölçekli depremlerde bile yapılarımız hasar görüyor can kayıpları oluyor. Bilimin, tekniğin ve mühendisliğin gerekleri yapılmıyor. Bilimin, tekniğin ve insan yaşamının dikkate alındığı bir kentleşme ve yapılaşma yerine, kişi ve grup çıkarlarına dayalı bir yapılaşma anlayışı kentlerimizi yaşanmaz bir hale getiriyor. Ormanlar, ağaçlar, yeşil alanlar, su havzaları, park ve bahçeler yok edilerek kentlerde boş alan bırakılmıyor. Kentlerimiz, küresel iklim değişikliklerinin etkisi altına sokularak afetlere açık hale getiriliyor. Güvenli yapı ve yaşanabilir bir çevrenin yaratılması önceliklerimiz arasında yer almıyor. Afet, bir doğa olayının kendisi değil doğurmuş olduğu sonuçlardır. Doğanın kendi kuralları her zaman işleyecektir. Önemli olan yaşanacak olayları afete dönüştürmeyecek yapıların üretilmesi ve sağlıklı bir çevrenin yaratılmasıdır.' HM
Editör: TE Bilisim