Porsuk Çayı ile birlikte dört nehrin daha kaynağı olan ve içinde birbirinden farklı endemik bitkileri barındıran Kütahya'nın Gediz ilçesine bağlı Murat Dağı'nda yapılmak istenen altın gümüş madeni arama çalışmaları hayata geçerse, Porsuk Çayı ile birlikte yer altı suları kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak ve kuraklık tehlikesi yaşanacak. Konuyla ilgili Eskişehir Çevre Koruma Ve Geliştirme Derneği'nde bir araya gelen TEMA, ESÇEP, TMMOB, ODTÜ Mezunları Derneği ve Uşak'ta kurulan Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akcura basın açıklaması yaptı.
HAYATI SAVUNUYORUZ
Murat Dağı'nı savunmanın suyu, hayatı savunmak olduğunu belirten Akcura, 'Murat Dağı Ağrı Dağı'ndan sonra Türkiye'nin en büyük su rezervini barındıran bir dağ. Biz Anadolu coğrafyasının yer altı su kaynaklarının yüzde 40'ına tek başına sahip bir dağ dediğimizde bu asla hayal dışı olmaz. Çünkü Murat Dağı 2300 metre yüksekliği ile Ege Bölgesi'nin ikinci yüksek dağı ve 500 km'lik alana yayılıyor. Yayıldığı bu alandan dolayı farklı yağış rejimlerini barındırıyor. Bu farklı yağış tipleri bitki örtüsünü zenginleştiriyor ve bunlar biraraya geldiğinde yükseklik faktörü de işin içine girdiğinde bu dağ yer altı su kaynakları bakımından inanılmaz zenginleşiyor' diye konuştu.
SU KAYNAKLARI YOK OLACAK
Eskişehir'in can damarı olan Porsuk'un Murat Dağı'ndan çıktığını hatırlatan Akcura, 'Anadolu Eksport diye bir şirket bu dağda 2013 yılında maden işletme ruhsatlarını alarak çalışmalarını tamamlamış ve 2019'un 8 Mayıs'ında da Bakanlığa verdiği ÇED raporunun kabul edilmesiyle altın ve gümüş madeni işletmek için gerekli izinlerini tamamladı. Bunun riski nedir? Eskişehir'in can damarı olan Porsuk Çayı Murat Dağı'ndan çıkıyor. Menderes, Sakarya Nehirleri Murat Dağı'ndaki yer altı sularından besleniyor. Gediz, Porsuk, Banaz Çayları doğrudan Murat Dağı'ndan çıkıyor. Şirket diyor ki, ben burada patlatma yöntemi kullanacağım. Patlamanın da riski de şudur: Şirketin 235 hektarda başlayıp da 1000 hektara kadar götürmeyi öngördüğü bölgede altın ve gümüş, yerin 460 metre derininden başlıyor. 460 metreye kadar binlerce dinamit patlatacaklar. Ve bu saha ormanlık alan. Kaz Dağları'nda da ÇED raporunda 45 bin ağaç keseceğiz demişlerdi ve bugün 200 bin ağaç kestiler nerdeyse. Bu patlatmalarla bitki örtüsünü yok edecekler. Yağış rejiminin bir ayağını ortadan kaldıracaklar. Bu patlatmalarla yer altı su yataklarının kaybolmasına, yer değiştirmesine neden olacaklar. Nehirlerin beslendiği su kaynakları buradaki yer altı su kaynaklarıdır' şeklinde konuştu.
ÇED RAPORUNA DAVA
'Biz su fakiriyiz. 2030'da bizim ciddi anlamda susuzluk çekeceğimiz ön görülüyor' diyen Akcura, 'Uşak Belediyesi, Gediz Belediyesi, Banaz Ziraat Odası, çevre dernekleri, Uşak Barosu gibi 60'a yakın kurum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na şirketin ÇED raporunun iptali için dava açtık. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Odunpazarı Belediyesi, Kütahya Belediyesi, Kütahya Barosu ve diğer çevre derneklerinin de müdahil olduğu bu davanın bilirkişisinin tespiti 19 Ağustos'ta maden sahasında olacak' ifadelerini kullandı.
19 AĞUSTOS'TA KEŞİF
'Maden demek suyun yok edilmesi, bereketli ovaların bereketini kaybetmesi ve yoksulluk, kuraklık, açlık demek' diyen Akcura, 'Bugün Murat Dağı meselesi su meselesidir. Su da hayattır. Bugün Murat Dağı'nın yarattığı değerler su değeri Ege Bölgesi'nde 10 milyondan fazla insanın hayatını etkilemektedir. Menderes'ten Gediz Ovası'na kadar Uşak Ovası'na, Banaz Ovası'na kadar bütün bu yerlerde tarım yapılıyorsa bunun nedeni Murat Dağı'ndan çıkan yer altı su kaynaklarıdır. Burada maden demek suyun yok edilmesi, bereketli ovaların bereketini kaybetmesi ve yoksulluk, kuraklık, açlık demek. Biz Murat Dağı'na bakarken hayatı savunuyoruz. Tüm yöre halkını Uşak, Kütahya, Eskişehir, Manisa, Afyon halkını 19 Ağustos'taki bilirkişinin tespitine çağırıyoruz. Dağımızı ve hayatımızı hep birlikte savunalım diyoruz. Murat Dağı Eskişehir için hayati derecede önemlidir. Çünkü Porsuk'tan kaynaklı önemlidir. Bir on yıl sonra Porsuk'un bereketini kaybetmesi, cılızlaşması, kuruması söz konusu. Buradaki madenin önlenmesi topyekûn mücadeleden geçer. Toplumsal ve hukuki mücadele çok önemli' dedi. MELTEM KARAKAŞ KAYA
Editör: TE Bilisim