Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Arslantaş, ESOGÜ Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Oytun Meçik ESGROUP'u ziyaret etti. ESOGÜ heyetini ESGROUP Genel Koordinatörü Ali Baş, Anadolu Gazetesi Köşe Yazarı Arif Anbar, Anadolu Gazetesi Yazıişleri Müdürü Kaan Özcan, Yenigün Gazetesi Yazıişleri Müdürü Seda Uçar Kale, Sonhaber Gazetesi Yazıişleri Müdürü Ayşegül Hümmet karşıladı.
Ziyarette konuşan Rektör Şenocak, Hukuk Fakültesinin kurulmasıyla ekonomi ağırlıklı bir fark olacağını belirterek 'Hukuk fakültesini kurarsak bir fark olmasını istiyoruz. Ekonomi ağırlıklı olması önemli. Aslında Avrupa'da sadece ekonomi hukuku diye bölüm var. Yani hukuk bir bölüm ama Türkiye'de bunu isteyince kuramıyorsunuz. Seçmeli dersleri onlara yönelteceğim. Bir de yüksek lisans ve doktorayı da ekonomiye yöneltmek istiyorum. Diğer alanlarda mali hukuk alanında olacak mesela. Fakat bunlar Türkiye şartlarında seçmeli dersler olarak seçilebiliyor sadece' dedi.
BURASI LİSE DEĞİL
Akademik çalışmaların önemini vurgulayan Şenocak, 'Benim istediğim sizden akademik çalışmalara önem vermeniz. Bunu kötüye kullanmak isteyenler oldu. Gerekli soruşturmalar YÖK tarafından yapıldı, gerekli cezalar verildi. Hala neden üniversiteyi oraya çekmeye çalışıyorlar. Ben burada art niyet seziyorum. Ben artık hocaların akademik kurullarına katılıyorum. O kurullarda ne oluyor rektör olarak katılıyorum. Hocalar 1 yıllarının hesabını veriyor. Katıldığım yönlere katılıyorum beğenmediğim yerleri de söylüyorum. Hocalara arkadaşlar benim 2. ajandam yok. 1. ajandama göre de bu üniversitenin araştırma üniversitesi olması için uğraşacağız. Bakıyoruz bir bölümde ortalaması 0 makale. Diğer bölümde hoca başına düşen bir. Otomatikman genel değerlendirme 0.5'e düşüyor. Bu haliyle araştırma üniversitesi olmasına imkan yok. Buna kızıyoruz haliyle. Diyorsun niye bu bölüm çalışmıyor. Burası üniversite, lise değil. Burada sadece eğitim yok. Araştırma da yapacaksın. Okutmandan bir farkınız olması lazım. Sadece ders vermeye geliyorsanız buraya gelmeyin kardeşim. Liseye gidin. Ben ne yapayım o kadroyu. Tıp fakültesinde hoca sayısı az, kadro sayısı az. Daha fazla yayın çıkarıyorlar. Hastanede çeşitli aksaklıklar oluyor. Hiç olmazsa Şehir Hastanesine aktarırız gecikmez işlerimiz. Bu üniversitede ben yokum, biz varız diyorum. Herkes bu durumun bilincinde olacak. Onun için tıp fakültesinde kadrolar layıkıyla dağıtılsaydı bu sorunlar ortaya çıkmayacaktı' ifadelerini kullandı.
HERKES SORUMLULUĞU BİLSİN
Şenocak, 'Makalesi olmayan hocaları atamıyorsun. 55-60 yaşında olan yardımcı doçentlerimiz var. Bunların profesör olmasını beklersin. Biyomedikal bölümü kuruyoruz. Orayı canlandırmak istiyorum. Güzel ve önemli bir alan. Ulaşıma yeni bir kadro açtık, 80'in üzerinde başvuru geldi. Yani ne olur bu 80 kişi arasından en iyisi seçilir. Biyomedikalin hangi alanında uzmanlaşmak istediklerine göre o alanda kadro açacağım. O alanla ilgili konular istihdam edeceğiz. Tamamen hocalara bırakıyorum. Ben yokum biz varız. Herkes bu sorumluluğu bilsin' diye konuştu.
HEPSİ KARDEŞ ÜNİVERSİTE
'Bizi Anadolu Üniversitesi ile karıştırmayın' diyen Şenocak, 'Her şikayette Anadolu Üniversitesi'nde o var, bu var. Anadolu Üniversitesi'nde Açıköğretim Fakültesi var. Yani o bizim elde ettiğimiz gelir. ESTÜ'nün havaalanından elde ettiği gelir toplansın herkese eşit olarak dağıtılsın. ESTÜ'nün geliri az. Bizim gelirimiz az. Bizim ESTÜ'nün gelirine göre daha iyi. Hiç olmazsa adil bir şekilde dağıtılır. Hepsi Anadolu Üniversite'sinden doğma hepsi kardeş üniversite' dedi.
SPONSOR ARIYORUZ
Haberleşme alanındaki projeleri hakkında da bilgi veren Şenocak, 'Her ay sitede yayınlanıyor. Yabancı uyruklu öğrencilerimiz kendi ülkeleriyle ilgili haberleri Türkçe olarak yayınlıyorlar. Böylece Eskişehir'de okuyan ya da okumak isteyen öğrenci dünyada neler oluyor öğrensin. Yabancı öğrencilerin de Türkçeleri gelişiyor. Afrika ülkeleri için yeni bir Afrika serisi geliyor. Burada hem ekonomi haberleri hem sosyal yaşantıyla ilgili haberler geliyor. Dünyayı tanımamızı sağlıyor. Eskişehir dışına biraz çıkalım diyoruz. Bilim kültür sanat diye yeni bir dergimiz çıkıyor. Burada da amacımız üniversiteyi tanıtmak. Popüler bir dergi olacak günlük bir olayı herkesin anlayacağı bir şekilde anlatılıyor. Yani mesela tren yolculuğunda aldığın zaman hem okuyacaksın hem bilgi sahibi olacaksın. Burada bilimsel bir konu tanıtmaya yönelik aynı zamanda Eskişehir'in tarihinin de anlatıldığı bir dergi olacak. İlk dergimiz tabii ki acemice olabilir. Maruz görün, dergimiz için de sponsor arıyoruz. Çünkü üniversitenin imkanları buna yetmeyecek. Hayırseverlerden destek alarak ilk 3 sayfamızın bütçesini çözdük. Derginin içeriği sadece bilim kültür değil, popüler kültüre var. Benzer içeriklerle videolarda yayınlıyoruz. Youtube kanalımızda farklı dallardan hocalar farklı konularda bilgiler aktarıyorlar. Yine çok faydalı epey izleniyor' dedi.
REKTÖR OLDUK PARA BİTTİ
Diş hastanesinin inşaatı ile ilgili bilgi veren Şenocak, 'Diş hastanesini müteahhit bitiremedi. Dolayısıyla hukuki süreç başladı. Bu sene tasfiye bitti. Karar gelmedi. Gelecek sene karar gelecek. Türkiye'deki ekonomik durumlar nedeniyle 3 yıla yayılacak 3 yıl içerisinde bitecek. Keşke zamanında iyi bir müteahhit alsaydı da bitirebilseydi. Dış kısmı bitmiş gibi görünüyor ama iç kısmı hala inşaat halinde. Müteahhit battı. Fazla gider görüldüğü için de para için süreç ekliyorlar. Eğitim fakültesi de aynı şekilde o da battı. Şansıma rektör olduk, paralar bitti. Hiç bir şey yapamıyoruz' diye konuştu.
YANLIŞ ALGI
Yemekhanede yemek fiyatının arttığıyla ilgili iddialara cevap veren Şenocak, 'Bu olay için öyle bir algı yaratıldı ki sanki bütün yıla yaymışım gibi. Halbuki orada kast edilen sadece yaz okulu, 7 haftalık bir süreç. Bunu şöyle örneklendirebilirim; doğuda bir ilde millet çalışmıyor, elektriği kaçak kullanıyor. Kullandığı elektriğin faturasını siz ödüyorsunuz. Bu sizi vicdanen huzursuz etmiyor mu? Devlet sana bu öğrenciler için para vermiyor. Yıl içinde karşılıyor fakat yaz okulunda karşılamıyor. Ben de bunları fakülteye gelen ödeneklerden karşılayacağım. Ben bu ödenekle öğrencilerin sempozyuma gitmelerini, kulüplerin işlerinin paralarını karşılıyorum. Öğrencilerin daha iyi eğitim görmeleri için inovatif eğitim ödenekleri var, onları alıp koyacağım. Bunları bu paradan alacağım. Gayret gösteren öğrencilerin parasından alacağım, buraya vereceğim. Bana adil gelmedi. Şehir dışından gelen öğrenci için diğer üniversite para ödemeyecek, o para harcamayacak, ben harcayacağım onun için. Sadece yaz dönemine ilişkin bütün yıla yayılmış gibi bir algı yapıldı' ifadelerini kullandı.
DERSLE OLMUYOR
İkinci öğretime karşı olduğunu açıklayan Şenocak, 'Hocalara diyorsunuz ki niye akademik çalışman az. Hocam ders yükümüz fazla diyor. Hoca sabah ders, akşam ders anlatacak, yaz okulunda ders anlatacak, ne zaman dinlenecek, ne zaman akademik çalışma yapacak. Onun yerine diyorum ki yazın gidin yurtdışına en azından yurtdışındaki imkanları görürseniz benim ülkemde niye yok diye içiniz cız eder de gayret edersiniz. Araştırma üniversitesi olmak sadece ders vermekle olmuyor araştırmakla oluyor' dedi.
BİLİM KENTİ OLMALI
'Araştırmalar için bir bütçeniz var mı?' sorusunu yanıtlayan Şenocak, 'Tıp fakültesinden toplanan gelirin yüzde 5'i bilimsel araştırma projelerine gidiyor. Buradan bütçemizi elde ediyoruz. Bir de açık öğretimden ayrılan para var. Geçen gün bir makale okudum. Japonya 1965'te bir bilim kenti kuruyor. Güney Kore 1973'te bilim kenti kuruyor. Burada temel uygulama stratejik ürünlerin geliştirilmesi için büyük bilim kenti. Düşünsene Eskişehir'de eğitim başkenti kapsamı içerisinde büyük bilim kenti kuruluyor ve burada büyük laboratuvarlar kuruluyor. Türkiye'nin her tarafında insanların akademisyenlerin geldiği lojman veriliyor ve araştırma yapılıyor. Japonya 1965'ten 1970'e kadar 40 milyon doları harcayarak o bilim kentini kuruyor, ondan sonra uçmaya başlıyor. Güney Kore'de 1975'le 1979 yılları arasında o bilim kentini kuruyor. Türkiye'de de akan bir proje var. Ankara'da 1993 yılında Gazi Üniversitesi hocaları bir yasa teklifi hazırlamışlar. Meclis gündeminde 2. sıraya gelmiş. Yani Ankara'da da 13-14 alanda temel uygulamalı stratejik ürünleri geliştirmelerine yönelik bir bilim kenti kurulacak. Erken seçim oluyor sonra meclis kapanıyor. Konu öyle kalıyor. Anadolu Üniversitesi'nin Osmangazi Üniversitesi'nin ESTÜ'nün kazandığı paralarla böyle bir bilim kenti kurulsa, devlet de katkıda bulunsa, 5 yıl boyunca buraya para aktarılsa, emin olun Eskişehir Türkiye'nin bilimsel açıdan, Türkiye'nin teknolojik ürünlerin gelişmesi açısından, büyük bir katkı sağlar. Japonya'daki ve Güney Kore'deki bilim kentleri bunu ispatladı. Türkiye'de bilimsel araştırma için ayrılan bütçe milli gelirin yüzde 1'i. Güney Kore'de Japonya'da yüzde 3'ü geçiyor. Bu ülkelerin patlaması Ar-Ge'ye ayrılan paralar sayesinde oluyor. Ekim Kasım gibi bir çalışma yapacağız. Bu alandaki hocaları çağırıp bir öneri getireceğiz. Eskişehir'in bilim kenti olması hakkında bir öneri getireceğiz. Mesela hangi alanlar olsun. Benim çıkardığım 13 alan var. Mesela yüksek enerji fiziği atom ve moleküler fiziği bilişim teknolojileri yenilebilir enerji jeolojik sistemler polimer araştırmalar vs. gibi konularda laboratuvarlar kurulsaydı Türkiye ne hale gelirdi. Eskişehir bu konu için bence en uygun yer' ifadelerini kullandı.
GÜNLÜK ARAÇ SAYISI 10 BİN
Kemal Şenocak, ESOGÜ'de yaşanan otopark sıkıntısına değinerek 'En büyük sıkıntımız otopark. Bunun için trafik kurulu da oluşturduk. Bir şekilde halledeceğiz. Ama otopark için para yok. Şu anda devletin getirdiği tasarruf tedbirlerini bir görseniz. Tadilat yaptırabilirsin, mevcutları devam ettirebilirsin, yeni bir ihaleye çıkamazsın. Onun için yeni otopark yapamıyoruz ama bazı çözümlerimiz olacak. Günlük gelen çıkan aracın sayısı 10 bin. Trafik kuruluna tam yetkiyi verdim. Onlar ne getirirse yapacağım dedim. Onlar trafikten o dersi veriyor çözümü getirecekler' dedi.
BİRLİKTELİK VURGUSU
Eskişehir'deki kurumlarla iş birliği içerisinde olduklarını kaydeden Şenocak, 'Trafik kurulunda emniyet, DSİ, karayolları ve Büyükşehir Belediyesi de var. Trafik kurulu ilk toplantısını yaptı. Valilikle, emniyetle Büyükşehir Belediyesiyle DSİ ile de toplantı yaptılar. Bu üniversite Eskişehir'in. Herkes elini taşın altına soksun. DSİ'den karayollarından, belediyeyle görüştüler sonuç raporunu bekliyoruz. Sorunu birlikte çözmemiz lazım. Ben değil biziz. Bu Eskişehir'de siz yaşıyorsunuz. Ben 4 yıl sonra gideceğim' ifadelerini kullandı.
BİR ÖN YARGI VAR
Üniversitede derslik problemi olduğunu belirten Şenocak, 'Çok ilginç, insan bazen sinirleniyor. Bizim üniversite rektörlüğünün önü bomboş, taş. Bizim mimarlığa estetik kazandıralım diye proje çizdirdik. Orayı yeşillendirelim, öğrenciler dersten, kütüphaneden çıktığında yeşilliğin altında otursun çayını, kahvesini içsin. Ne yaptık 3 proje çizdik. Ben dedim demokratik olsun, öğrenciler kalacak kendileri beğensin. Sosyal medyada oylama yapıldı. Yorumlardan birisi 'Siz yeşili yok etmeyi seversiniz.' Orası beton. İnsan önce projeye bakar. Bir ön yargı var. Oraya ağaç dikilecek, masraf da olmayacak. Ders çalışırken insan ilham alır. Orman bölge müdürüne gittim. 800'e yakın meşe ağacı verdik. Kampüsün her yerine diktik. Meşelik kampüsü ama meşe yok' diye konuştu.
CANLANDIRMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ
ESOGÜ Tıp Fakültesinde poliklinik sayılarını artırdıklarına değinen Şenocak, 'Yeni kan alma merkezi revize ettik. Çocuk ayrı, yetişkin ayrı, engelliler için ayrı. Aynı zamanda Şehir hastanesi nedeniyle bizim hasta sayımız yüzde 50 arttı' dedi. Üniversite içindeki çarşının kendilerine ait olmadığını kaydeden Şenocak, 'Yap işlet modeliyle yapılmış. Benim muhatabım değil. Oranın sahibi 20 yıl boyunca kirayla ilgili sorunlar geliyor. Canlandırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Okuma salonu yaptık. Herkese açtık orası. Şimdi nostaljik filmler açık hava sineması yaptık. Çarşamba günleri 20.00de yapılıyor. Yaz boyunca yapılacak' diye konuştu.

Editör: TE Bilisim