Usluer 2018 yılı MEB bütçe görüşmelerini hatırlatarak şunları söyledi: 'Devlet Bütçesinin planlanması demek, o ülkenin gelirlerinin kimlerden nasıl toplanacağı, toplanan gelirlerden hangi kesimlere ne kadar pay ayrılacağının planlanmasıdır. Siyasi iktidarların hangi sınıfın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini gösteren en somut ekonomik ve siyasi metinlerdir.' Eğitim yatırımlarının gün geçtikçe düşürüldüğünün altını çizen Usluer, 'Bütçe içindeki oranının 2002 yılında yani AKP iktidara geldiğinde yüzde 17,18 iken, 2018 bütçesinde yüzde 8,36'ya düşürüldü. Aradaki farkın kabaca eğitimde özelleşmenin, piyasalaşmanın ekonomideki ifadesi olduğunu söylersek yanlış olmaz demiştik. Bugün yine aynı söylemde ısrarcıyız. 24 Haziran seçimleri öncesi geliyorum diyen ekonomik kriz, AKP'nin seçimlerden sonra her şey güllük gülistanlık olacak söylemlerine inat çığ gibi geldi. Çok değil seçimin üzerinden iki ay geçmeden. Ve tabii tasarruf tedbirleri önce az kazanandan, yani vatandaştan başladı. Eğer doğruysa mevcut ekonomik krizin eğitimi öncelikli olarak hedef alması, AKP'nin eğitime bakış açısını özetlemek için yeterli. Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan MEB'e gönderilen tasarruf tedbirleri içerisinde 73,2 milyar TL olan personel giderleri hariç olmak üzere, kasada kalan 10 milyar 633 milyon 716 bin 878 TL'den 2 milyar TL kesinti yapılacağı iddia ediliyor. Doğruysa 2018 eğitim bütçesinden geriye kalan paranın yüzde 18'i daha kesilmiş, eksiltilmiş olacak. Yani görüyoruz ki eğitime ayrılan pay sürekli bir erime halinde' dedi. HM
Editör: TE Bilisim