Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

'Bir yıldan daha fazla süredir Suriye'de ateşkesi sağlamak için büyük çabalar sarfettik. Moskova'da ve Astana'da vardığımız mutabakat şuydu, bundan sonra çatışma olmasın, siyasi sürece geçelim. Elbette bazı ihlaller bekliyorduk. Ateşkesin sağlanması için önemli mesafeler katettik. Ve İdlib bölgesi oluştu. Kuşatılmış bölgelerden İdlib'e kanallar açıldı. Amaç sivillerin de gelmesiydi. Ancak bazı terör gruplarının da İdlib'e gelmesi sağlandı. Bu acaba bu bölgeye de saldırılar olur mu şeklinde soru işaretleri oluşturdu. Biz bunu gündeme getirdik. Bir yerde bir terör grubu varsa, bu grupların nerede olduğu belirlenir, bunlara yönelik dikkatli operasyonlar yapılır. Bugün gördüğümüz ise, oradaki Nusra ve HTŞ'yi bahane olarak kullanıp sivil halka saldırmak.

Biz şu anda İdlib'de gözlemcilerimizi yerleştiriyoruz. Arazi mayınlı. Terör grupları var, başka şeyler var. Dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Biz oradaki terör gruplarının temizlenmesi için görüşümüzü herkesle paylaştık. Ama bir yerde terör grupları varsa orayı toptan yıkalım demek olmaz. O zaman Astana'yı, Cenevre'yi niye başlattık. İhlallerin yüzde 95'i rejim tarafından. Amaç ne? Amaç, bu süreçten faydalanarak muhalefeti ve sivilleri yok etmek mi. Buysa hiçbir anlamı yok. İran ve Rusya sorumluluğunu yerine getirmeli. Bu basit bir hava saldırısı değil. Rejim, İdlib içine doğru ilerliyor. O yüzden Rusya ve İran temsilcilerini çağırıp, uyardık. İnşallah ihtiyaç duyulmaz ama ihtiyaç olursa Cumhurbaşkanımız Putin'i arar. Bu kadar emek sarf ettik, heba olmasına izin vermeyiz.

Soçi'de masaya oturulması için çatışmaların sonlanması gerekiyor. Çatışma devam ederken neyi konuşacaksınız? Soçi'ye kimlerin katılacağını 3 ülke birlikte kararlaştırır maddesi eklettik mütabakata. Biz terörist grupların Soçi'ye davet edilmemesi gerektiğini Rusya'ya ilettik. YPG'nin Kürtlerin tek temsilcisi olduğu doğru değil. Kürtlerin küçük bir bölümünü temsil ediyorlar.

Soçi'den sonra Türkiye'de, fikirdaş ülkelerin Dışişleri Bakanları toplantısını yapacağız. ABD'yle konuştuk, Fransa'yla konuştuk, Almanya'yla konuştuk. Bizim tek niyetimiz Suriye'de güvenliği ve istikrar tesis etmek, toprak bütünlüğünü sağlamaktır.

Muhalif grupların bazı tereddütleri var. Bu saldırılar varken, tereddüt daha da artar. Masaya gitmeleri için baskı yapmaksa amaç bu ters teper. Orada insanlar öldürülürken, o insanların temsilcileri Soçi veya Astana'da herhangi bir şeyi müzakere etmeleri beklenemez. Bunu Rusya ve İran'a anlattık. İnşallah bir an önce durdururlar yoksa süreç zarar görebilir.

Amerikalılar önceden Rakka operasyonundan sonra ayrılmayı düşünüyorlardı. Sayın cumhurbaşkanımızın Trump ile görüşmesinde, Sayın Trump YPG'ye silah verilmeyeceğini çok açık bir şekilde söyledi. ABD'deki karışıklık bizi de herkesi de etkiliyor. Ancak Savunma Bakanı Mattis de Trump'ı teyit eden açıklamalar yaptı. Trump yönetimi görülüyor ki, bazı kurumlara sözünü geçiremiyor. Bizim ABD ile ilişkilerimizi olumsuz etkileyen en önemli konulardan biri bu. ABD bu konuda hatalarını düzeltmezse, ilişkilerimiz daha da zarar görebilir. Terör örgütüne silah vermek ne demek? Ortada bir gerçek var, bunlar PKK ve YPG. Bir yandan diyorsunuz ki, PKK'yla mücadelede size somut destek vereceğiz. Bu mu somut destek?'
Editör: TE Bilisim