Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, ES TV'de yayınlanan Haber Masası programında Ali Baş'ın sorularını yanıtladı. 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ile ilgili konuşan Çomaklı, verdiği bilgilerle gençleri ve vatandaşları sosyal medya konusunda dikkatli olmaya çağırdı. 15 Temmuz sürecinin yüz küsur senelik alt yapısı olduğunu söyleyen Çomaklı, 'Bu örgüt değişik şekillerde bizim toplumumuzda, devlet de yer edinmiş bir örgüt. 1960'lardan sonra görüntü değişikliğine geçiş yaparak, son dönemde de Fetullahçıların kılığında topluma sızdı. Devlete sızarak devleti ele geçirmeye çalıştı. 15 Temmuz aslında bunların bir çırpınışıydı yani ele geçirilme ve görüntülerinin ortaya çıkma neticesiyle son haddeye gelmişlerdi. Artık biliyorsunuz 15 Temmuz'dan önce Danıştay ve Yargıtay düzenlemesiyle ilgili , askeri şura kararları gereği YAŞ geliyordu, çatı dosyası 11-12 Temmuzda bitirmiş teslim edilmek üzere hazır hale getirilmişti. Bunların hepsi 15 Temmuz'u getiren süreçti. Örgütün geçirdiği evre aslında 15 Temmuz'a gelinmesinde ve 15 Temmuz'da patlama yaşamasında önemli bir rol oynuyor. Evreyi iyi görmemiz lazım. 1980'lerde eğitim adı altında başlayıp 1990'larda ve 2000'lerde barış ve STK'lar adıyla toplumda yer edinmeleri ve 2000'li yıllarda da artık kendilerini toplumun okumuş kesimi, Müslümanların temsilcisi gibi daha doğrusu temsilcisi olmasa bile en azında alnı secdeye geliyorla, bizim insanımızı kandırabileceklerini keşfetmiş olmalarından dolayı 15 Temmuz öncesi bunlar 40 yıllık süreçte kendilerine rahat bir yatak hazırlamışlardır, bu dere yatağı gibiydi sular istediği gibi akabiliyordu. Bu yatakta Turgut Özal'ı, Süleyman Demirel'i, zamanın bütün bürokratlarını, üst düzeyde siyasilerini, son dönemdeki siyasi oluşumların hepsini bu yatak içerisinde eritmeye çalıştılar. Millet iradesi de bunların ne olduğunu da gördü. Yani bir yapılanma olduğu ortaya çıktı' diye konuştu.

MİLLET DİRENİŞ GÖSTERDİ
'Tüm siyasi partiler bunlara karşı bir tutum sergilediler' diyen Çomaklı, 'Görüntü itibariyle millet bunu gördü, yani sezdi. Aksi halde bu örgüt bir kırk yıl daha gidecekti. Bu gelişmelerin hepsi örgütün oluşturduğu dere yatağını veya motor yatağını, bir zemini bozduğu için, bu örgüt nihayetinde bunun bir daha düzelemeyeceğini, eğer bu sistemde devam ederse yeni HSK'yla gelmiş hakim, savcılar sonra bürokratlar bizimde içinde bulunduğumuz bürokratlar, bağımsız adamlarız devlet ürünü insanlarız. Bunları nasıl yapabiliriz, bunlar gitmezse bu iş bir daha olmaz dediği için silahlı eyleme kalkıştılar neticesinde de milletin direnişiyle yüz yüze kaldılar' şeklinde konuştu.

VESAYET DAHA KOLAYDI
Fetullah Gülen ekibinin siyasetten uzak durduğunun altını çizen Rektör Çomaklı, 'Fetullah Gülen ekibine de şu soru sorulmuştu: 'Madem bu kadar kalabalıksınız parti kurun sahneye çıkın' diye. Bunların çok manidar yaklaşımları vardı. Siyasete girmiyorlardı. Siyasetçileri ve siyasi argümanları kullanıyorlardı. Şöyle bir yaklaşımlarını tespit etmiştik; örneğin, ben 81 ilde teşkilatlanıp, ilçe teşkilatlanmalarını yapıp, insanların ağız kokusunu çekeceğime 20 tane bürokratı tutup bütün herkesi yönetirim mantığıyla klişe vesayet yönetimini anlatan bir yaklaşım sergilemişlerdir. O nedenle bunlar siyasete çok girmiyorlardı. Siyasetçileri kullanıyorlardı. Bunun içerisinde Özal'dan, Ecevit'ten hepsinden var. Çünkü topluma faydalı olan herkes, siyaseti de bu dediğimiz isimler rahmetli oldular. Hepsi yardımcı oldular. Bunlar siyasette halkı küçük gördükleri için, halkı değersiz gördükleri için buna ilçe teşkilatında talebe olan adamın ağız kokusunu çekemem yaklaşımıyla parti kurmadılar. Bürokraside dikkat ederseniz yargıda, emniyette, askeriyede yerleşmişlerdi. Darbe yapmalarının sebebi de zaten bu yerleşik sistem bozulmaya başlamıştı, yani açığa çıkmıştı. Elemanları gidiyordu yavaş yavaş, paralel devlet yapılanmasıydı, ikinci bir yapılanma olduğu ortaya çıkmıştı. Bunlar bir vesayet grubu oluşturdukları için, vesayet daha kolaydı. Düşünün bir üniversitede öğretim üyelerini tek tek uğraşmak mı iyi yoksa onların yönetiminde ki adamları seçmek mi, daha iyi? Yönetici seçmek daha kolay' ifadelerini kullandı.

KENDİ AHLAKLARINA ÇEKTİLER
FETÖ'nün zeki veya girişken çocukları kendisine çektiğini aktaran Çomaklı, 'Zeki ve yoksul çocukları tespit ederken aslında bunlar 1982'de devlette, emniyette imam atıyorlar. İlk imamlarını 82'de atıyorlar. Fethullah Gülen'in grup elemanları okumuş çocuklara vaatlerde bulunuyor. Bu vaatler neticesinde köyden gelmiş çocuğa sana ev vereceğim, köşelerde sürüneceğine, yardım isteyeceğine sana ev vereceğim, makam vereceğim benim dediğimi yaparsan şu imanı sağlayacağım diyerek bu çocukları eğitimle giriyorlar. Eğitimle girip yoksul çocukları, fakat dikkat ederseniz yoksul çocukların akıllı olmayanlarına bulaşmamışlar, hep zeki veyahut girişken, kendilerine tabii olacak kişileri çekmişler. Neticede de sadece zeki olmalarına da gerek yok bunlar ilerleyen zamanlarda da kendi ahlakına çekmişler çünkü soru çalmaya başlamışlar. Soru çalmak 30-40 yıldır var. Bu soruları çaldırıp girdiğiniz 1990'larda ki sicil numaralı generallerle yaptılar bunu. O yüzden soru çalma işi yeni değil, bunlar eskiden sisteme girmiş. Yıllarca çok önemli personellik yapmış, çok önemli genel müdürlükler, kaliteli işler yapmış kişileri, kumpaslarla yalanlarla askeriyede, yargıda, poliste, mülkiyede her tarafta var. Bunlar geçince meydan bunlara kalmış. Bunlar aslında zorunlu tercihten bulunuyor. Raporlar vardır devlete aksettirilmeyen, soru çaldığına, planlı giriş yaptığına dair' diye konuştu.
DEVLET MAĞDUR ETMEZ
FETÖ'ye benzeyen örgütlerin panzehrini ise Rektör Çomaklı şöyle anlattı: 'İki bin küsur yıl teşkilatlı bir devlete sahibiz, böyle bir devletten umudu kesmemek lazım. Devletin verdiği her şeye diğerlerinin altın vermesindense, devletin verdiği bakır daha kıymetli olması gerekir. Bundan vazgeçmemiz lazım, hiç kimse boyun eğmez, devlet verdiği zaman o kişi çalışarak emeğiyle, parasıyla öder. Devlet kimseyi mağdur etmez. Bu tür gruplara, kötü birlikteliklere çocuğumun evi olsun, yüz lira fazla girsin diyerek devleti bırakıp bunlara verirsek burada ilk yanlışı yapmış oluruz. İkicisi de biz hukuk devletiyiz seçim kültürü oturmuş bir devletiz. Seçimde bağırırlar fakat seçim bittikten sonra herkes tokalaşır. Bir sonraki seçime bir daha hazırlanılır. Böyle bir kültüre sahip bir milletiz. O nedenle hukukla işliyoruz biz. Bu nedenle hukukun dışına çıkmamalarını istiyoruz. Örnek; Anayasa madde 73'de vergilerin ve karşılıksız para alınmasına bir tek devlet karar verebilir. Yani devletin dışında kimse karşılıksız para alamaz. Devletin dışında alına her para haraç olarak nitelendirilir. Böyle bir hukuk sistemimiz oturmuş bizim. Yüzlerce yıldır Türkiye Cumhuriyetinde de bu hukuk sistemi devam etmiş. Himmet diyorsunuz karşılığında fatura yok, belge yok, makbuz yok. Himmet diyerek okul yapıyorsunuz. Bu hataya düşülmemesi gerekiyor. Haraç topluyoruz ya da para topluyoruz demezler himmet verin derler. Bu parayı topluyorsunuz ama 'Siz dernek misiniz? Vakıf mısınız?' diye sormazsanız karşınıza gayri resmi paralarla kurulmuş okul çıkıyor. Devlet işinde iyiler olmaz, devlet işinde hukuk olur, devlet işi olur.'

ORTAYA ÇIKARILMASI ÇOK ZOR
FETÖ ile mücadelenin devam ettiğini belirten Çomaklı, 'Fethullahçı diyerek şu anda sistemde görülmüyorlar. Farklı bir görüntü altında kamufle olup sistemde oldukları için ortaya çıkarılması çok zor oluyor. Fethullahçı dediğimiz kişinin dışında hiç Fethullahçı olmayan biri de şuan o örgütün kırk sene emellerine hizmet edebiliyor. Mesela bunların subaylarında, polislerinde içki içmeseler bile içseler de dahi, açık açık görüntü kirliliği oluşsun diye bu çok içiyor bundan Fethullahçı olmaz diyerek algı yaptıkları da meydana geliyor. Şimdi yine aynı şekilde kandırmaya çalışıyorlar. Emin olun bunları tespit etmenin çok basit yolu var. Devlet kademesinde bir adamı Fethullahçı olup olmadığını tespit etmenin yolu bir kimseye vaatte bulunduğunu görüyorsanız bu örgüt üyesidir. Devletten ya da başka bir yerden emir alıyorsa ya da vaatte bulunuyorsa orda bir örgüt vardır' ifadelerini kullandı.

TESLİM OLMADIK
Sosyal Medyada paylaştığı fotoğrafın hikayesini anlatan Çomaklı, 'Polis akademisinde komiser yardımcılarımızın teknik bir eğitimi var. Oraya gittiğimiz akşamdı. Burada üst tarafta ölürsek şehit , gazi kalırsak diyerek arkadaşlarımızla son bir fotoğraf çektirelim dedik. Yani on saniye de gelişmiş bir olay. Kurduğumuz barikatta darbe girişiminde bulunan darbecilerin girmesini engellemek için orada kurulmuştu. Alttaki fotoğrafta da gecenin sabahıydı Allaha şükür. Tabi burada bizim teslim olmamızı istiyorlardı. Burayı teslim edin, çocukları teslim edin diyerek. Orada bir başkan yardımcısı vardı . O ve arkadaşları organize bir şekilde, eğitim alanında dokuz yüz kadar çocuk vardı, hepsiyle beraber sağlam bir duruş sergiledik. Teslim olun, Verin bize burayı diyorlardı. Bizde şunu diyorduk teslim olmam için ölmem gerekir' diye konuştu.

DİJİTAL DÜNYANIN
İLK TERÖR ÖRGÜTÜ
Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) tarafından hazırlanan FETÖ'nün dijital saldırılarına yönelik rapora değinen Çomaklı, 'Sosyal medya dijital güvenlik merkezini 4-5 ay önce planladık. Resmi gazete yönetmeliği yayınlandı ve YÖK'ten izin alarak kurduk. Bu merkezin ana mantığı şu; şuan dijital medya dediğimiz yeni bir dünya oluşuyor. İnsanların fiziksel ihtiyaçları haricin de şuan yaşantılarını döndüğü bir dünya var. Kişi uyanır uyanmaz elini telefona atıyor, arabayı sürüyor elinde telefon. İlk çalışmamız bizim yaz tatilinde ailelere dijital uyarılarda bulunduk. Mesela çocuğunuzu tek başına bırakmayın, dijital dünyanın dilini öğrenin her şeye evet, her şeye hayır demeyin dijital dünyada alışverişe kredi kartlarınıza dikkat edin. Çocukarınızı kriminal saatler var gece 2 ve 5 arası başıboş bırakmayın, her türlü her şey olabilir diye. Bunu yaparken de devlet güvenliğiyle alakalı dijital dünyada tarıyoruz. Sosyal medya ve dijital medyayla alakalı bakarken Fethullahçıların örgütsel bir yapıları çıktı. 4 aydır bunun üzerinde uğraşıyoruz. Bu yapılanmadan trolleri ayrı, o trolleri işleme geçiriyorlar. Fakat sosyal medya da dijital dünyada örgütsel ağ kurmuşlar. 15 Temmuz'da saldırıyla gerçekleştiremediklerini başka bir mecrayla gerçekleştiriyorlar, o mecra da dijital dünya. Dijital dünyanın dilini bilmediğimiz için dijital örgüt olduğunu da bilemiyoruz. Bir örgüt var fakat kişi o örgüte yardım ettiğinin farkında değil. Öyle bir yapılanma meydana getirmişler ki bunlar aslında örgüt demiyoruz ince bir çizgi var. Dijital dünyanın ilk terör örgütü bunlar' dedi.

ÖZEL BİLGİLERİNİZİ PAYLAŞMAYIN
Daha önce FETÖ'nün telefon dinlemeleri yaptığının hatırlatılması üzerine Çomaklı, 'Burada tavsiyede bulunmak isterim. önemli görevlerde iş yapanlar, devlet memuru arkadaşlarımız lütfen özel fotoğraflarını, bilgilerini, gittikleri yerleri, gezdikleri şehirleri çok fazla yaymasınlar. Çünkü açık aramada, montajda sahtecilikte ün yapmış bir örgüt. Fethullah Gülen'in kendisi de sahteci, ekibi de sahtekar. Böyle sahteci ve sahtekar bir ekiple şuraya gittim, buraya gittim bütün hayatlarını deşifre etmesinler. Çünkü bu örgüt o zaafları kavrayarak o fotoğraflarla montaja kadar varan, ses kaydına kadar varan alanı dijital dünyaya çevirebilirler, bir anda dünyaları kararabilir. Burada çocuklarının dahi özellerini fazla deşifre etmesinler. Kendi dünyalarında yaşamları daha iyi olur, aksi takdirde ilerde başlarına gelmeyecek şeylerle karşılaşırlar' uyarlarında bulundu.
KİMSEYE İTİBAR ETMEYİN
15 Temmuz'un tekrarlanmaması için vatandaşların devletin dışında kimseye itibar etmemesi gerektiğini vurgulayan Çomaklı, 'Devletin oluşturmuş olduğu sisteme, meclisin oluşturmuş olduğu hukuk dışında hiçbir şekilde kimseye yapılan iş ve işlemler de itibar etmeyecekler. İkincisi herkesin kendi özel alanı var, özel alanda çözüm bulamıyorsa yine devletten bunu talep etmesi gerekiyor. Aksi halde başka yerden talep edildiği halde neticeleri Fethullah Gülen ekibi gibi örgütlerin ağına düşüyorsunuz. Bizim gençlerimiz birçoğu firari olan, ölmüş olan, vatansız olarak yurt dışında yaşayan birçok vahşi örgüt üyesi bir grup var. Zamanında kendine hukuksuz bir şekilde yaklaşmış olan bir örgütün pençesinden çıktılar bunlar. Ama nasıl çıktılar kimisi ailesi gönderdiği zaman yüz lira yurtta daha ucuz olsun, kimisi gönderdiğinde otogarda indiğinde kalacak bir evi olsun. Kimisi çocuğum dinini öğrensin diye, çocuğun dini öğrenmesini istiyorsan Diyanet İşleri Başkanlığına ver' diye konuştu.

Editör: TE Bilisim