Dönem içerisinde yaşanılanları anlatan Sungar, 'Okul yöneticileri adaletsiz ve insani olmayan bir kanunla görevden alındı. Birinci döneme damgasını TEOG vurdu. Temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavında tercih dışı kalan ve tercih yapamayan öğrenciler zorunlu olarak İmam Hatip okullarına yerleştirildi. Okullarda yer yokluğundan şikayetçi olan okul müdürleri, yönetmelik maddesiyle zorunlu kılınan mescit açılması söz konusu olunca tüm imkanlarını kullandılar. Öğrenci kılık kıyafet yönetmeliğinde değişiklik yapılarak türban serbest bırakıldı. Türkiye'nin gündemine 19'uncu Milli Eğitim Şurası damgasını vurdu. Yetkiyi elinde tutanlar bilimsel eğitime karşı duruşlarını koymuş oldular. Milli Eğitim Bakanlığı, Hizmet Vakfı ile protokol sonucu bu dönem pansiyonlu okullarda Değerler Eğitimi adı altında din ve Ahlak dersi ile seminerler vermeye başladı. Orta Öğretim kurumlarında ilk defa uygulanan telafi sınavlarının programsız takvimi öğrencileri strese sokarken veli ve öğretmenler karşı karşıya getirildi' diye konuştu. (Esra Yücel)

Editör: TE Bilisim