CNN Türk'te Hafta Sonu programına katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı. Programda Eskişehir'i ve şehircilik projelerini anlatan Büyükerşen, bu dönemki en büyük projesinin tarımda köylülere can suyu vermek olduğunu söyledi. Sürekli hayal ettiğini ve bu hayallerini hayata geçirmek için çalıştığını vurgulayan Büyükerşen, 'Bu dönem için büyük projem tarımda köylülerimize can suyu vermek. Şehrimizde tarım açısından verimli olan yerlerde üretim yapılıyordu. Ancak son zamanlarda köylerde üretim durdu. Gençler köylerden göç ediyor ve köylerde hep yaşlı nüfus kaldı. Korkarım 15 sene sonra köyler boş kalacak. Hayvancılık bitti. Çıkan bütün şehir yasası ile köylerin tüm ihtiyaçları benim sorumluluğumda ama köyde insan kalmıyor' dedi.
KENDİN PİŞİR KENDİN YE
Bugüne kadar köylere verdiği destekleri anlatan Büyükerşen, 'Köylülerimize ücretsiz fide dağıtıyoruz. Çünkü maliyetler arttı ve alamıyorlar. Ama bizim verdiğimiz fideleri yetiştiriyorlar ve para kazanıyorlar. İpek böcekçiliğini canlandırmak için dut fideleri dağıttık. Sadece Eskişehir'e değil, Antalya, Muğla, Artvin gibi illere gönderdik. 1 milyona yakın fide dağıttık. Sebzecilik için kurutma tesisi kuruyoruz. Biliyorsunuz sebze çabuk bozulan bir ürün. Köylü sadede buğday ve arpaya bağlı kalmamalı. Aynı şekilde meyveleri de kurutuyoruz. Süt üreticisine kooperatif kurdu. Ürettikleri sütleri üye oldukları kooperatife satıyor, kooperatifte onları dışardaki fiyattan biraz daha yüksek alıyor. Onları pastörize ediyor bize satıyor. Biz de uygun fiyata vatandaşla buluşturuyoruz. Kooperatif aynı zamanda bizden aldığını da üye üreticilerle paylaştırıyor. Böylece üretici iki taraftan da kazanıyor. Damızlık hayvan dağıtıyoruz. Hayvancılığı geliştirmek için. Bu tür konularda kooperatif kuracaklara da belediye olarak destek olacağız. Ayrıca Eskişehir, kendin pişir kendin yedir. Bizim üretim atölyelerimiz var. Betonumuzu, altyapı malzemelerimiz kendimiz üretiyoruz. Tohum üretip ücretsiz dağıtıyoruz' diye konuştu.
ŞEHRİN ESKİ HALİNİ BOZMADIK
Eskişehir'in huzurlu şehirler arasında dünyada ilk 15'inci sırada olduğu hatırlatılan Büyükerşen bunun nedenini şöyle açıkladı: 'Biz şehir halkımıza streslerini atmaları için alanlar yaptık. Kişi başına düşen yeşil alan Türkiye ortalamasının üzerinde. Şu anda Eskişehir'de kişi başına düşen yeşil alan yüzde 14. Bisiklet yollarımızda eksikliklerimiz var. Bunun için kredi bekliyoruz, destek arıyoruz. Şehrin eskiden gelen halini bozmadık.'
BAŞKAN DEĞİL HOCA
Sürdürülebilirliğin kamuda çok önemli bir noktasının olduğuna değinen Büyükerşen, 'Uzun yıllar kesintisiz akademisyenlik yaptım. Siyaseti hiç sevmediğim halde kesintisiz 5 dönemdir belediye başkanlığı yapıyorum. Halk beni bir başkan değil bir hoca olarak görüyor. Benim şansım hizmet sürelerimin uzun sürmesi ki Türkiye'de bu şartlarda zor. Kimse beni bu işleri yaparken görevden almadı. Başladığım projeyi tamamlamadan görevden alınmadım üstelik yeni projelere başladım. Türkiye'de hiçbir bürokrat projesini bitirmeden görevini tamamlayamıyor' ifadelerini kullandı.
MÜDAHALELER OLUYOR
Bir dönem Cumhurbaşkanlığı için isminin geçtiğinin hatırlatılması üzerine konuşan Büyükerşen, 'O dönemlerde benim çok önemli saydığım projelerim hala bitmemişti, bırakmak da istemedim. Eğer isteseydim, arzu etseydim, gayret etseydim, çaba gösterseydim belki cumhurbaşkanlığı belediye başkanlığı kadar önemli. Kısmete bağlı. Her şey herkesin istediği gibi olmuyor. Bazen millet olarak yeterince birleşemiyoruz. İçerden dışarıdan müdahaleler oluyor. Menfaat gruplarının çatışmaları falan…' dedi.
İSMİ ATMOSFER BELİRLEYECEK
CHP'nin önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimine nasıl hazırlanması gerektiği ve adayın kim olması yönündeki soruyu yanıtlayan Büyükerşen, 'Benim şu ya da bu olursa iyi olur demem doğru olmaz. Her isim kıymetlidir. O dönemdeki atmosfer, ülkenin durumu ismi belirler. Şimdiden bir şey söylemek doğru olmaz' dedi.
YÜZ ÖLÇÜLERİNİ BİREBİR TAŞIYOR
Büyükerşen programda ayrıca yaptığı Atatürk büstlerinin, neden diğer büstlere göre daha fazla benzediğini anlattı. Büyükerşen şunları söyledi: 'Benzemeler heykeli ya da büstü yapan sanatçının empresyonist, yani duygusal ve sanatsal anlayışı ve heykelini yaptığı model hakkındaki düşüncelerini ve duygularını da yansıtır. Onun için farklıdır algılar. Halbuki benimkiyse Mustafa Kemal'in yüz ölçüsünü birebir taşıyor. Benim bir şansım oldu. Mustafa Kemal'in vefatından sonra kimin aklına geldiyse yüzünün maskını almışlar. Biliyorsunuz vefat edenlere çene bağı yapılır adetlerimize, usullerimize göre. Hastalık sırasında ağzındaki protezleri de almışlar. Dişleri tabii protezsiz vaziyette, gözleri kapalıydı. Maskı balmumu olarak alınmış bir de, çok enteresan. Nasıl yapıldığını bilemiyorum ama tahmin ediyorum sadece. Çankaya Köşkü'nde kütüphanede büyük bir çelik kasanın içerisindeki büyük bir kadife kutuda muhafaza ediliyordu. Hala orada mı bilmiyorum. Rahmetli Kenan Evren'den izin alınmak suretiyle bana açtılar. Birebir ben de onun kopyasını aldığım için Mustafa Kemal'in yüz ölçüleri birebir ölçüdür. Yalnız ağzından protezleri alındığı için çene biraz daha basık ve kapalıdır. Çene protez ölçülerini de almak suretiyle biraz düzelterek yaptık.'
Editör: TE Bilisim