Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan hakkında 'Kişilik haklarını ihlal edici mahiyette, şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakarette bulunduğu' gerekçesiyle 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen 8 sayfalık dava dilekçesinde, Tezcan'ın 30 Ekim'de Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesindeki yaptığı konuşma aktarıldı.

Tezcan'ın konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı doğrudan doğruya hedef aldığı, 'faşist ve diktatör' olduğu ve Cumhurbaşkanlığı makamını kullanarak, şantaj ve tehditte bulunduğu ileri sürülen dilekçede, açıklamaların Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik yeni bir kampanyanın parçası olduğu ve olayın münferit bir hadise olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı bildirildi.

'Bilindiği gibi 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden önceki zaman diliminde FETÖ öncülüğünde Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olarak diktatör algısı oluşturmak maksadıyla içeride ve dışarıda bir kampanya başlatılmıştır. şüphelinin mensubu olduğu parti de genel başkan düzeyinde bu kampanyayı sahiplenmiş ve Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında diktatör algısı oluşturmak için yoğun bir çaba sarf etmiştir' ifadelerine yer verilen dilekçede, FETÖ'nün darbe girişiminin, söz konusu kampanyanın 15 Temmuz darbe girişimine meşruiyet kazandırmak ve darbenin başarılı olması halinde özellikle yurt dışında 'diktatör devrildi' algısı oluşturmak amacıyla planlanıp icra edildiği hususunda bir tereddüdün bulunmadığı kaydedildi.

Tezcan'ın 30 Ekim'de Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sarf ettiği ifadelerin, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tahsis edilen Yenikapı ruhunun açık bir ihlali mahiyetinde olduğu belirtilen dilekçede, 'Geçmişte olduğu gibi bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızın göstermiş olduğu iyi niyetin şüpheli ve mensubu bulunduğu partide hiçbir karşılığının bulunmadığı, aksine tüm iyi niyetli çabalara rağmen Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik kötü niyetli yaklaşımların dozunu artırarak devam ettiğini tarihe not düşmek açısından özellikle vurgulamak isteriz' ifadelerine yer verildi.

Bülent Tezcan'ın yaptığı konuşmadaki açıklamaları, düşünce ve ifade hürriyeti çerçevesinde değerlendirilip maruz görülmesinin mümkün olmayacağı vurgulanan dilekçede, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri gereğince Tezcan'ın sözlerinin düşünceyi açıklama olarak kabul edilemeyeceği belirtildi.

Davalı Tezcan'ın söz konusu açıklamalarıyla açıkça hakaret etmeyi, aşağılamayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarının toplum katında zedelenmesini, toplumun husumetine ve kinine maruz kalmasının amaçlandığı ifade edilen dilekçede, bu nedenle Tezcan'ın sarf ettiği sözlerin düşünce açıklaması olarak kabulünün olanaksız olduğuna yer verildi.

Benzer olaylar nedeniyle açılan davalarda, Cumhurbaşkanı lehine manevi tazminata hükmedildiği hatırlatılan dilekçede, emsal kararlarda bahsi geçen açıklamalar ile dava konusu açıklamaların birebir örtüştüğü ve bu nedenle manevi tazminata hükmedilmesinin hukuki bir zorunluluk olduğu vurgulandı.

Manevi tazminatın yasal koşullarının oluştuğu ve hükmedilecek manevi tazminat miktarının caydırıcı olması gerektiği belirtilen dilekçede, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan'ın sarf ettiği ifadeler nedeniyle 50 bin lira manevi tazminatla cezalandırılması talep edildi.

Editör: TE Bilisim