HABER: MELTEM KARAKAŞ

Her iki mahallede yaşayan kadınlar gün geçtikçe şiddetin arttığını anlatıyor. Türkiye'ye hiç de pembe gözlüklerle bakmıyorlar. Söyledikleri şu: 'Cezalar yetersiz. Parasızlıktan, sevgisizlikten hep şiddet doğuyor. Erkek bir bireyse kadın da bir bireydir. Kadın insanca yaşamalı, sopa yiyerek değil. Kadınlar ben bilmem beyim biliri bırakmalılar.'


İlk olarak Çarşamba akşamı Büyükdere Mahallesi'nde bulunan Çağlan Kayapınar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne gidiyorum. Kadınlar iki haftada bir dernekte toplanarak kadınlar günü yapıyorlarmış. Pastalar, börekler, çaylar hazır. Beni de çok sıcak karşılıyorlar. Derdimi anlatınca hepsi merak ediyor. Sırayla konuşmaya başlıyoruz derken sohbet onların arasında ilerliyor. Ben ise dışardan onları izleyip notlarımı alıyorum.

ANNEYE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Büyükdere'de yaşayan kadınlar şiddet konusunda birçok şeyin farkında. İçlerinden Ülkü Gül, çalışan bir kadın. Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını ve bu durumun kendisini çoğu zaman tedirgin ettiğini söylüyor. Şiddet uygulayan erkeği de yine bir kadının yetiştirdiğini anımsatan Ülkü Gül, 'Erkeği ilk annesi yetiştiriyor. Erkeğin ilk tanıdığı kadın, annesidir. O yüzden anneye çok iş düşüyor. Çocuğunu yetiştirirken çok dikkat etmeli. Annenin eğitimi önemli yani' diyor.



TÜRKİYE'DE GÜZEL OLMAK DA SUÇ
Şiddetin sadece fiziksel olmadığını anlatan Gül, 'Mesela güzelce giyiniyorsunuz, makyaj yapıyorsunuz. Dışarı çıktığınızda hep endişelisiniz. Sürekli laf atıyor erkekler. Bu da psikolojik, sözlü şiddet. Bu ülkede güzel olmak da suç. Bakın, 6 yaşındaki çocuğa nikah yapabilirsiniz diyen bir devlet yetkilisi varken; kadına şiddete karşı ne yapılabilir' diyerek endişesini dile getiriyor.

BEN BİLMEM BEYİM BİLİRİ BIRAKALIM
Kadınların güçlü olmak zorunda olduğunu söyleyen kadınlar, 'Bazı kadınlar var ki ev adresini bilmiyor. Eşim biliyor, diyor. Hiç dışarı çıkmıyor çünkü. Erkeğin kıskançlığı yüzünden dört duvar arasında hep. Bunlar hep şiddet işte. Kadınlar ben bilmem beyim biliri bırakmalı artık' diyor.

İNSANCA YAŞAMALI
SOPA YİYEREK DEĞİL
Büyükdereli kadınlar şiddetin artarken cezaların ise yetersiz olduğunu söylüyor. Kadınlar: 'Cezalar yeterli değil. Evden uzaklaştırma filan oyalamaca. Kurallar ters. Ağır cezaların verilmesi lazım. Erkek bir bireyse kadın da bir birey. Kadın insanca yaşamalı, sopa yiyerek değil. Her yeri morararak değil.'

HABER İZLEMEYE KORKUYORUM
Derneklerindeki erkekleri eleştiren derneğin Kadın Kolu Başkanı Şengül Arıkuşu ise, 'Erkeklerle eşit değiliz. Ben kendi derneğimizden örnek vereyim. Biz buraya üye yapmışız, mesajı eşine haber vermeyen erkekler var. Ya da izin vermediği için buraya gelemeyen kadın var. Erkek baskısı fazla. Osmanlı erkekleri diyorum ben onlara. Bakın cezalar caydırıcı değil. Kadına şiddet uygulayan erkeklere ağır cezalar verilsin. Televizyonu açınca kadın cinayetiyle karşılaşacağım diye korkuyorum artık. Haber izlemek istemiyorum. Kadının olduğu her yer güzel. Erkekler bunu çekemiyor, fesatlanıyor. Kadının üstünlüğünü kıskanıyor' dedi.


ARTIK HER ŞEYİN FARKINDAYIZ
Perşembe sabahı ise Yeşiltepe Mahallesi'ne gidiyorum. Burada Tepebaşı Belediyesi'nin yaptığı Deneyimli Kafede kadınlarla bir araya geliyoruz. Kafeye dikiş nakış kursuna gelen kadınlar, öncesinde benimle sohbet etmeyi kabul ediyor. Yeşiltepe Mahallesi'nde de durum aynı. Kadınlar artık bakmıyor, görüyor. Sadece duymuyorlar, algılıyorlar, farkındalar. Bunu kendileri de söylüyor.

ACISINI KARISINDAN ÇIKARIYOR
Yeşiltepe Mahallesi'nde yaşayan kadınlar, daha çok kendi mahallesinde gözlemledikleri olayları düşünerek konuşuyorlar benimle. Ama onlar için parasızlık ayrı bir problem. Ve şiddeti en çok tetikleyen unsur. Erkeklerin iş yerinde yaşadıkları sorunları eve çok yansıttığını anlatan kadınlar, 'İşte birine kızıyor. Gelip acısını evde kadından çıkarıyor. Gücü yeten yetene. Erkeğin nasıl olsa hep bir bahanesi var' diyor.

OKU, SÖZ SAHİBİ OL
Kadınların okuyup ekonomik özgürlüğü mutlaka eline alması gerektiğine dikkat çeken Mehtap Yaşar, 'Maddi gücünüz yoksa pasif kalıyorsunuz. Ben kızıma hep diyorum. Oku, söz sahibi ol. Erkekler öbür türlü sizi ciddiye almıyor hiç. Erkek karşısındakinin önce insan olduğunu unutmayacak' diyerek, şiddetin ekonomik sebeplerini anlatıyor.


OLMAZ OLSUN ÖYLE SEVGİ
Özellikle kıskançlık konusuna değinen Yeşiltepeli kadınlar: 'Bazı erkekler var burada. Bırakmıyorlar eşi bakkala ekmek almaya gitsin. O derece kıskançlar. Bunlar çok tehlikeli. Kadınlar bunlara karşı durmayı bilmeli. Bakın kadın, eşinden boşanmak istiyor. Erkek müsaade etmiyor, kadının kendi hayatını kurmasına izin vermiyor. Gidip öldürüyor. Sonra da sevginin arkasına sığınıyorlar. Olmaz olsun öyle sevgi.'

KADIN OLMAK HİÇ KOLAY OLMADI
Türkiye'deki cezaların yetersiz olduğunu ifade eden Yeşiltepeli kadınlar, 'Hiçbir şeyin cezası yok. Olsa bu kadar kadın şiddet görür müydü? Mahallede bir kadın şiddet görünce polisi arıyorsunuz. Geliyor ama siz karı kocasınız diyip gidiyorlar. Onlar da çok ilgilenmiyor. Zaten koruma vermiyorlar. Kadının koca dayağı yiyerek ölmesini bekleme dimi. Zamanında elini uzat. Kadın sığınma evleri varmış. Ama oraların da sağlıksız olduğunu söylüyorlar. Zor kızım zor. Kadın olmak hiç kolay olmadı. Bizim eşlerimiz bize iyiydi hep ama neler duyuyoruz. Çok yazık. Kadın da insan, erkek de. Eşit olmak varken yazık günah' diyor.
Editör: TE Bilisim