SÖYLEŞİ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

'Halkla birlikte, halk için yönetim' anlayışını benimsediklerini söyleyen Yolsever, 'Bütçe halka açık şekilde gayet net söylemlerle kayıt altında. Diğer partilere baktığımızda ne gelirler ne de giderler kayıt altında. Talan ekonomisi sürüyor. Halkla birlikte yönetim diyoruz biz' dedi.

TKP neden yerel seçimlere giriyor? Diğer siyasi partilerin kazanacaklarını düşündükleri belediyeler ile ilgili hedefleri var. Sizin de böyle hedefleriniz var mı?
Siyasi partilerin amaçları iktidara gelip iktidar sahibi olmaktır. TKP'nin de esas amaçlarından birisi budur. Türkiye'de sosyalistlerin, komünistlerin amacı iktidara gelip yönetimi sosyalist bir sistemde kurmaları ve ülkeyi halkla birlikte, işçi sınıfı ile birlikte yönetmektir. Seçimler de bu amacı taşıdığına göre hem siyasi parti olup hem seçimlere girmeme diye bir şey olursa kendi kuruluş amacını reddetmiş durumda olur. O nedenle bu çok yanlış bir şey. O nedenle biz de seçimlere bu amaçla giriyoruz. Seçime katılan siyasi partiler 13 tane. Seçime katılan siyasi partilerin, bizim dışımızda olan hiçbir parti bizim söylemlerimizin kenarından köşesinden geçmiyor. Dinciler, milliyetçiler, gericiler, faşistler, liberaller hepsi bir kulvarda. TKP ise sol kulvarda tek başına bu seçimlere katılıyor. Türkiye Komünist Partisi'nin sosyalistlerin, komünistlerin gerek ülke yönetiminde gerekse yerel yönetimlerde söyleyecek pek çok farklı söylemleri olduğu için onları halka anlatmak amacıyla biz de seçimlere katılıyoruz.

BÜTÇE HALKA AÇIK

Peki seçim çalışması yürütürken halka ne anlatacaksınız? Nasıl ikna edeceksiniz? Kullanacağınız argümanlar neler olacak?
Burjuva partilerinin şehirlerdeki yönetimlerdeki tavırlarını en büyükten, İstanbul'dan başlayıp en küçük yerleşim birimlerine kadar indirgediğimizde tamamen rüşvete yönelik, kendi çevresindeki insanları zengin etmeye yönelik talana yönelik bir sistemin kurulduğunu görüyoruz. TKP, sosyalistler ve komünistler ise gerek ülke yönetiminde gerek yerel yönetimlerde halkla birlikte halk için bir yönetim biçimi kurarlar. Bunun yakın zamandaki örneklerini Tunceli'nin Ovacık ilçesinde gördük. Popüler bir duruma geldi hatta. Sosyalistlerin yönetimde olduğu bir belediyenin nasıl yönetildiğini orada gözümüzle gördük. Bir defa toplanan paralar ve harcanan paralar kayıt altında. Bütçe dediğimiz şey, gelir gider olarak düşününüz. Bütçe halka açık şekilde gayet net söylemlerle kayıt altında. Diğer partilere baktığımızda ne gelirler kayıt altında ne de giderler kayıt altında. Talan ekonomisi sürüyor. Halkla birlikte yönetim diyoruz biz. Belediyeler mahalle birimlerinden, iş yeri birimlerine kadar örgütlenecekler. Bu örgütlenmelerle birlikte yönetime dahil olacaklar. Ve yönetim bunlarla birlikte halkın yönetimi şeklinde gerçekleşecek. İnsana saygı, doğaya saygı, hayvanlara saygı hep sosyalistlerin önünde duran konulardır. Bunları hep göz önünde tutarak yönetim sürdürülecek.



Ovacık popüler bir noktaya geldi dediniz. Birçok insanın ön yargısını kırdı mı sizce Fatih Mehmet Maçoğlu? Sizin de işinizi 'kolaylaştıracak' mı?
Tabi ki olacak. Biz kazanımlarımızı genişleterek sürdüreceğiz. Geçen yerel seçimlerde biz iki bölgede güçlü bir çalışma yürüttük. Bunun birisinde başarılı olamadık ama Ovacık'ta başarılı olduk. Oradan elde ettiğimiz kazanımlar, oradan elde ettiğimiz tecrübelerimizle daha geniş alanda yürütmeyi planlıyoruz. Şimdi Fatih Başkan, Tunceli merkezde belediye başkan adayı oldu. Bunlar bize yol açıcı dokümanları getiriyor. Türkiye'nin bütün ilçelerinde biz seçime katılıyoruz. İller bazında sadece netleştiremedik. Nerelerde iller bazında gireceğiz belli olmadı.

MECLİS ÜYELİĞİNE
ADAY ÇIKARACAĞIZ

Eskişehir'de büyükşehir dahil 14 ilçede aday çıkarıp çıkarmayacağınız belli değil mi? Ya da meclis üyeliğine mi aday göstereceksiniz?
Meclis üyeliğine aday göstereceğimiz kesin. Ama büyükşehir ve kırsal için şu anda kesin bir kararımız yok. Genel merkezimizin vereceği karar doğrultusunda hareket edeceğiz. Merkeziyetçi ir partiyiz biz. Sadece biz teklifler götürürüz. Genel merkez tarafından tartışılır, konuşulur. Ona göre bir yol haritası çizilir. Ama kesin olarak meclislere aday göstereceğiz. Bu ay içerisinde kesin karar verilir.

Diğer sosyalist partilerle bir araya gelecek misiniz? EMEP, ÖDP seçime giremeyen partiler arasında, mesela Halkevleri var. Ortak bir çalışma yürütme söz konusu olabilir mi?
Şimdi biz tüm partilerden oy talep ediyoruz. Şu parti ya da bu parti diye şimdiden ayırmak yanlış olur. ÖDP'den, Emek Partisi'nden, Halkevleri'nden, her ne kadar siyasal olarak HDP ile ters düşsek de HDP'den tanıdığımız dostlarımız var. Onlarla tabii ki bazı konularda tartışırız, bazı konularda destek isteriz. Ama şu an böyle bir girişimde bulunmadık. Kesin olarak ilişki kurmayacağımız siyasal partiler bellidir. Onlara gitmeyiz.

ESKİŞEHİR AVRUPA KENTİ

Eskişehir'de merkezdeki üç belediyeyi CHP yönetiyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz belediyeleri?
Bunu iki açıdan bakarak değerlendirebiliriz. Birincisi Türkiye genelinde bakarak değerlendirdiğimizde Eskişehir hakikaten popüler bir il haline geldi. Yılmaz Hoca hakikaten popüler bir başkan durumuna geldi. Yılmaz Hoca'yı bırakmıyorlar. 'Sen yapacaksın bu işi' diyorlar. Eskişehir'de Yılmaz Hoca bunu kendi başına yapmadı. O ekibi kanalıyla bu işi yürüttü. Eskişehir'i bir Avrupa kenti haline getirdi.
Belde belediyeleri de büyükşehirden etkileniyor. Her bakımdan destek alıyor. İşlerini, çalışmalarını ona göre yürütüyor. AKP iktidarında olan illeri değerlendirdiğimizde, Ankara'ya, İstanbul'a, Konya'ya Kayseri'ye bakalım; onlara göre Eskişehir çok daha yaşanabilir bir kent halinde. Eskişehir halkının da buna katkıları var tabi. Her ne kadar vandallıklar görülüyorsa da Eskişehir özel bir kent. O yüzden AKP iktidarında olan illere göre Eskişehir'deki yöneticiler bence başarılı.

Peki, Eskişehir'deki belediye başkanlarıyla görüşecek misiniz? Ya da CHP il yönetimiyle?
Bizim öyle bir talebimiz yok şu anda. Ama onlar bizden öyle bir şey talep ederlerse onlarla bir araya geliriz. Onlara fikirlerimizi anlatırız. Sakıncası yok bizim için.

Nasıl bir çalışma yapacaksınız? Mahalleleri mi gezeceksiniz? Çarşı merkezinde mi çalışma yürüteceksiniz?
Biz 2001 yılından beri Türkiye Komünist Partisi adıyla seçimlere katılıyoruz. İlk seçimimiz bizim Marmara Ereğlisi'nde yerel seçimlerde oldu. Oradan bu tarafa girmediğimiz, katılmadığımız seçim yok. Şimdi bizim bir seçim tecrübemiz var. O günlere bakıldığında kadromuz çok daha genişledi. Kısıtlı kadroyla işi yürütürken, kadrolarımız genişledi. Bizim sıkıntı çekeceğimiz ana konumuz parasal konu. Birçok yere harcama yaparken düşünüyoruz. Yeterli şekilde afiş bastıramıyoruz, yeterli şekilde reklam panolarını kullanamıyoruz, yeterli şekilde alan toplantıları yapamıyoruz veya seçim büroları açamıyoruz. AKP milyonlarca lira seçim yardımı alıyor. Katıldıkları illerin hepsinde birkaç tane seçim bürosu açarak yürütüyorlar. Ama bizim böyle bir imkanımız olmuyor. Biz daha çok kendi enerjimizi kullanarak ulaşmaya çalışıyoruz. Bunlardan birisi mahalle taramalarıdır. O mahalle taramalarında bizi misafir etmek isteyen aileler oluyor. O ailelere misafir oluyoruz. Onların getirdikleri toplamla sohbet ediyoruz. Kahve toplantıları yapıyoruz. Seçim aracı bile kullanmaya gücümüz yetmiyor. Geçen seçimde bütün gücümüzü kullanarak bir seçim aracı yapmıştık ama şimdi zor. Gerçi biraz gürültü kirliliği de oluşturduğu için de pek tasvip etmiyoruz. Ama onlarla bir yerde yarış yapmak zorundayız. Çeşitli kısıtlarla aynı yarışın içerisinde olmaya çalışıyoruz.

OYU BÖLENLER ONLAR

Sizi eleştirenler oluyor mu? 'Seçime girip oyları bölüyorsunuz' diyenler oluyor mu?
Tabii oluyor. Zaten yıllardan beri bu var. Oyları bölüyorsunuz diyorlar. Esasında oyları bölen biz değiliz. Oyları bölen onlar. Çünkü biz işçi sınıfının birlikteliğini savunuyoruz. Emekçilerin birlikteliğini savunuyoruz. Türkiye'de iki sınıf var. Biri işçi ve emekçiler, diğeri burjuva sermaye sınıfı. Türkiye'de sermaye sınıfı mı oy olarak güçlü olması gerekiyor yoksa işçi ve emekçilerin mi oy olarak güçlü olması gerekiyor. Bence işçi ve emekçiler daha güçlü olması gerekiyor. Oyu bölen onlar. Bizim oyumuzu CHP, MHP, İYİ Parti, AKP alıyor. Oyu bölenler onlar. Biz diyoruz ki, siz bölmeyin oyumuzu.

TKP'ye oy vermeyen seçmene söyleyecek bir sözünüz var mı peki?
Mücadele alanında yerini iyi belirlemeli insan. Neye karşı mücadele ediyorsun ya da nerede olmalı insan? Asgari ücretle geçinme zorluğu içinde bulunan bir kişinin ya da emekli aylığıyla geçinme durumunda olan bir kişinin, ev kirasını, kredi kartı borcunu ödeyemeyen bir kişinin kalkıp da sermaye partilerine oy vermesi çok yanlış bu kendi celladına aşık olmak gibi bir şey. O senin ölümün için çalışıyor. O seni yerle bir etmek için çalışıyor. Seni daha çok sömürmek için çalışıyor. Sen neden oy vererek onu güçlendiriyorsun? O zaman sen yerini, sınıfını bilmiyorsun, sen mücadele edeceğin alanı bilmiyorsun. Senin yerin burjuva partilerine oy vermek değil, senin işçi sınıfının yanında olan TKP'ye oy vermen gerekir, diye söylüyoruz.

SÖZÜMÜZ VAR

Eskişehirlilere özel olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı peki?
Tabi. Çevre kirlenmesi bakımında termik santral çok önemli bizim için, çünkü Eskişehir Türkiye'de havası en temiz illerden birisi. Ama eğer Alpu'ya kömürlü termik santral kurulacak olursa bu Eskişehir halkı için yıkım olur. Hava kirlenecek, toprak kirlenecek, hastalıklar olacak. Onun için bunun karşısındayız. Sağlık konusu çok önemli bizim için. Şehir Hastaneleri hasta garantili bir işletme. Devlet yapabileceği bir şeyi niye müteahhite vererek yaptırıyor? Bunun üzerinde durarak tartışacağız. Eğitim yine aynı şekilde, bizim için çok önemli. Genelde yönetimle ilgili planlarımız, projelerimiz var. Mahalle ve iş yeri meclislerinin kurulmasını çok önemsiyoruz. Eskişehir'e dair her zaman söyleyeceğimiz bir sözümüz olacak. Yerel yönetimlerin nasıl olacağına dair görüşlerimiz var. Bunları aktaracağız.










Editör: TE Bilisim