Kırka'nın yoksul köylerinden birinde dünyaya gelen Hamidiye Köy Enstitülü Öğretmen ve Avukat Tahsin Bezek ile geçmişten bugüne siyasi yaşamı hakkında konuştuk. Tabi Tahsin Bezek görmüş geçirmiş biri. Özellikle sohbete başlarken Köy Enstitüsüne giriş sınavını kazandığı anı anlatırken gözleri doluyor ve 'O okul benim hayatımı değiştirdi' diyor. Tahsin Bezek 25 Temmuz 1939 yılında doğmuş. Hamidiye Köy Enstitüsü'nde okumuş ama mezun olmasına az bir zaman kala 1954 yılında öğretmen okuluna çevrilmiş. İki yıl Diyarbakır'ın Lice ilçesinde öğretmenlik yapmış. Hatta çocuklar okula gelmediği için onları okula alıştırmak için Kürtçe bile öğrenmiş Tahsin Bezek. Daha sonra da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazanmış.

Siyasi yaşamınız nasıl başladı?
Ben sosyal demokrasiye 1960 yılından bu yana inanan biriyim. Ama o zaman öğrenciydim İstanbul Üniversitesi'nde. Arkadaşlarım beni temsilci olarak seçmişti. İsmet İnönü'nün sözleri o zaman benim için çok değerliydi. Bir gün gazeteciler İsmet İnönü'ye 'Sizin partiniz ortanın solu, Moskova'nın yolu diyorlar. Ne düşünüyorsunuz' diye sordular. İnönü de 'Bizim Moskova ile ilgimiz yok, komünizmle ilgilimiz yok' dedi. O zaman sizin partinizin özelliği nedir diye sordular. 'Bizim partimiz sosyal demokrattır' dedi. Sosyal demokratlığın anlamını sordular. 'Planlı ekonomidir. Devlet plan yapar, işçisine, memuruna, ihtiyacı olanlara nasıl adil dağıtacağını planlar ve ona göre hareket eder' dedi. O benim çok hoşuma gitmişti o zaman.

Ne kadar öğretmenlik yaptınız?
1957 yılında öğretmen okulundan mezun oldum. Bütün arkadaşlarım yakın yerlere tayin oldu benim şansıma Diyarbakır Lice'de bir köye tayinim çıktı. Öğrenciler okula gelmiyordu. Onları okula bağlamak için çok uğraştım hatta Kürtçe bile öğrendim biraz. İki yıl orada öğretmenlik yaptım.

Peki CHP'nin iktidar olabilmesi için neler yapması lazım?
Partinin ilerlemesi için bir bol üye yapılmalı partiye. Bir milyon üye diyorlar. 10 milyonu aşması lazım. 80 milyon olan bir ülkede bir milyon üye az.

İnsanlar neden CHP'ye üye olmuyorlar?
Birincisi korkmaktan kaynaklı. İkincisi solu bilmedikleri içlin sol düşmanlığı yapıyorlar. Partinin üye sayısını artırırsan oy oranı da artar. Üye yazarken de gençlere ve kadınlara öncelik vereceksiniz. Çünkü Atatürk kadınlara çok önem vermiş. Kadınların çok olduğu yerde daha iyi başarı olur. Ben üye yazardım mesela yazdığım üyeleri ziyaret ederdim mahallelerde, çaylarını içerdim adamlar dünyalar kadar mutlu olurlardı. Şimdi il ilçe bunları yapmıyor. Çok üye yazmak gerekiyor.

GENÇLER VE KADINLAR EĞİTİLMELİ
Eğitim çok önemli. Parti yöneticileri eğitilmeli. Gençler ve kadınlar eğitilmeli. İnsanlar üye oldukları partinin siyasi yelpazedeki yerini bilmek zorunda. Bilmezse onun için çalışmaz. Erkeklerin giremediği yerlere, evlere kadınlar giriyor. İlçe, il ve genel merkez yöneticilerini, milletvekillerini eğiteceksin. Demokrasiyi öğreteceksin. Demokrasiyi bilmeyen yönetici olmayacak. Demokrasi, halkın halk için halk tarafından yönetimidir. Herhangi bir parti yüzde 100 oy alsa bile, eğer yönetirken bir grup ya da şahıs için, bir mezhep için tarikat için yönetiyorsa demokrasi yoktur. İktidarda olan partinin muhalefette olan partilerin örgütlenmesine saygı duyması lazım.

Şu anki mevcut CHP, demokrasiyi benimsemiş bir parti mi?
Bilmiyorlar ki. Milletvekilleri bile bu dediğim tarifi yapamaz belki de. Yöneticiler il, ilçe başkanları, milletvekilleri demokrasiyi tarif etsinler bana; buna öteki partiler de dahil. Yüzde 10'u tarif edemez demokrasiyi. Demokrasinin iyi tarafı olduğu gibi kötü tarafı da vardır. Kötü niyetli insanlar demokrasiyi kullanabilir. Ağzı laf eden kişiler partide nutuk çekerler. Çok güzel konuştukları için halk oy verir, güzel yönetecek zanneder halk. Ama bunun sonu diktatörlüğe gider. Kötü niyetliler bunu kullanırlar. Yani halk kullanılmış, kandırılmış olur.

Siyasi yaşamınızda hangi görevlerde bulundunuz?
İl başkanlığı yaptım SHP zamanında. Belediye meclis üyeliği yaptım. Meclis'e düzenli katılırdım. Belediye ANAP'taydı. Sezai Aksoy Belediye Başkanıydı. Bütün belediye başkanlarına dava açıldı. Ona açılmadı çünkü ona suç işletmedim belediye meclisinde. Hatta başkan benim adımı değiştirdi. Kanun Bezek yaptı. Dürüst adamdı Sezai Aksoy.

PARTİYE ÜYE YAPMIYORLAR
Bu dediklerimi yapmaları lazım. Yöneticileri eğitmiyorlar. Partiye üye yapmıyorlar. Ben Bakanları bile getiriyordum kente. Bir kere dediler Han'ı kaybediyoruz. Erdal Şanlı'nın babası adaydı. 18-20 oyla kaybediyoruz, herkesin kime oy vereceğini biliyoruz dediler. Çifteler'e Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ı getirdik. Bakanım Han'a gitmek zorundayız. Orayı kaybediyoruz. Senin orda konuşman lazım dedim. Gittik Han'a ve 20 oyla biz kazandık. Benzer şey İnönü'de de oldu.

ECEVİT'İN FİKRİDİR
Solu, sosyal demokrasiyi bilmezsen onun için candan çalışmazsın. O yüzden gençlerin eğitimi önemli.
Sen boyacılık yapan küçük çocuk görmüşsündür, dilenen çocukları ya da tarlalarda çalışan çocukları da görmüşsündür. Sen onların iyi insan olmasını ya da daha iyi eğitim almasını istemez misin? İstersin. O zaman sen sosyal demokratsın. Böyle düşünen herkes sosyal demokrattır. Çünkü sosyal demokratlık düşkünlerin, yoksulların, okuyamayanların hakkını aramaktır. Bu da Ecevit'in fikridir.

DEVAMLI ÇIKINTILIK YAPIYOR
CHP'de bir süredir yaşanan kurultay tartışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aslında bu şekilde davranmaları yanlış. Muharrem İnce de hatalı Kemal Kılıçdaroğlu da. Daha çok hata Muharrem İnce'de ama. Muharrem İnce hep ben, ben, ben diyor. Bırakıverse zaten olacak. Ecevit'in yaptığı hatayı yapıyor. Ben Ecevit için ölmeye hazırdım. Eğer CHP'den ayrılmasaydı yeni bir parti kurmasaydı ben ölmeye hazırdım. Benim gibi binlerce insan vardı. Parti kurduğu için zayıfladık. Bak şimdi Muharrem İnce, susup oluruna bıraksaydı zaten genel başkan olacak. Hepimiz onu destekleyeceğiz. Ama duramıyor. Cak cak devamlı çıkıntılık yapıyor. Susması ve durması gerekiyor. Kılıçdaroğlu ondan daha sabırlı. Çünkü Kılıçdaroğlu da iyi şeyler yaptı. Adalet Yürüyüşü'nü yaptı, İYİ Parti'yi Meclis'e soktu, Çanakkale toplantıları önemli, kendi rakibini cumhurbaşkanı adayı gösterdi. Demek ki bir derece Muharrem İnce'den ilerde Kılıçdaroğlu. Onun için Muharrem'in susması ve sabretmesi gerekiyor. Kurultaya gidince daha çok kavga dövüş olacak. Şu belediye seçimleri bitsin ondan sonra kurultay yapsınlar. Bana göre Muharrem İnce, bulunmayan bir genel başkan değil. Bulunmayan bir genel başkan yardımcısı. İnsanları güldürüyor, etkiliyor. Dediğim dedik çaldığım düdük. İkisi de sabırlı olmalı. İkisi de bu süreci iyi idare etmeli.

KARAYALÇIN'IN ESKİŞEHİR ŞUBESİ
Benim dediğimi Murat Karayalçın yaptı. Bana Eskişehir'de Murat Karayalçın'ın şubesi derlerdi. Beni çok severdi. Bir gün konuştuk. Dedim başkan SHP ile CHP birleşiyor. Sakın başka parti kurmaya kalkma. O da kurmadı. Kursaydı daha çok parçalanırdık.

Eskiden CHP'de bu kadar parti içi tartışma olur muydu? Ya da basına bu kadar yansır mıydı?
Yok, bu kadar olmazdı. Ama ben bunları art niyetli insanlara bağlıyorum. Hatta bunların bilinçli partiye gönderildiğini düşünüyorum bazen. Yani bizim zamanımızda da olurdu ama başka türlü olurdu.

ARTIK SAHAYA İNİLMELİ
Yerel seçimlere az kaldı. CHP'n sokağa çıkması lazım. Özellikle belediye başkanlarının yaptıklarını resimlerle listelerle insanlara anlatmalılar, dağıtmalılar. Hatta yapacaklarını da liste halinde dağıtmalılar. İlçelerde o ilçenin ileri gelenlerini, büyük köylerini toplayıp ilçelerde daha disiplinli bir çalışma yürütülmesi lazım. Çalışmazlarsa kaybederler.




Editör: TE Bilisim