RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

Eskişehir'deki kavgaları sonlandırmak için aday olduğunu söyleyen Sakallı, 'Bu şehrin yöneticileri, bu şehri yönetenler yeterince kavga ediyorlar. Ben kimseyle kavga etmek için gelmiyorum. Aksine birilerinin kavgalarına son vermek için geliyorum' dedi.

Odunpazarı Belediye başkanlığı yaptıktan sonra Büyükşehir Belediyesi için aday gösterildiniz. Beş yıl geçti aradan. Bu beş yılınız nasıl geçti? Burhan Sakallı nasıl değerlendirdi bu beş yılını? Neler yaptı?
Belediye başkanı olmadan önce hangi işleri yapıyorsam 2004 yılında Odunpazarı Belediye Başkanı seçilmeden hangi iş ve işleri yapıyorsam ona benzer işleri yaptım. Ailemizin işleri vardı, biraz onlarla ilgilendim. Biraz kendi işlerim vardı onlarla ilgilendim. Dolayısıyla zaten şimdiki kadar yoğun değildi. Ama o zaman da normal işlerimiz vardı, çalışmalarımız vardı, firmalarımız çalışıyordu. Onlarla beraber çalışmaya, üretmeye devam ettik. Şimdi böyle bir adaylık süreci oldu, biraz onları tatil ettik. Daha çok seçim kampanyasına konsantre olduk.

Aradan geçen 5 yılda gerek sahalarda gerek siyasette bir değişiklik gördünüz mü? Sizi şaşırtan şeyler oluyor mu?
Belediye başkanı olduğunuzda üç aşağı beş yukarı yapmanız gereken işleriniz, sorumluluklarınız var. Şimdi tabii ki belediye başkanlığı yaptığınızda bir belediye başkanlığının da hakikaten bir yoğunluğu var. Bir seçim kampanyası çok daha fazla yoğun olmayı gerektiriyor. Şehrin her yerinde olmanız gerekiyor, Odunpazarı'nda, Tepebaşı'nda olacaksınız, Odunpazarı ve Tepebaşı'nın tüm mahallelerinde köyken mahalleye dönüşen yerlerinde olmanız gerekiyor. Sonra bir de dışarıda 12 tane ilçemiz var. Buralarda ve buraların köylerinde olmanız gerekiyor. Dolayısıyla Eskişehir'in tüm mahallelerinde, doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde olmanız gerekiyor. Herkese ulaşmanız gerekiyor. Herkese temas etmeniz, herkese dokunmanız gerekiyor. Çok yoğun bir kampanya. Sabah neredeyse 06.00'da başlayan, gece de 01.30-02.00'de biten bir kampanya yürütüyoruz. Bu esnada bazen kendim çalışıyorum bazen Odunpazarı Belediye Başkan Adayımızın programına, bazen Tepebaşı Belediye Başkan Adayımızın programlarına bazen de dış ilçelerdeki adaylarımızın programlarına katılıyorum. Mümkün olduğunca her yere ulaşmaya çalışıyorum. Benim belediye başkanlığım hakikaten çok yoğun geçerdi ama bu kampanya her zaman belediye başkanlığının rutin mesaisinden de daha yoğun olan bir kampanya.



SONUÇ ALACAĞIZ

Eminim heyecanlısınızdır ama AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı şu an nasıl hissediyor?
Hem kendim hem beraber çalıştığım ekip arkadaşlarımız, kadınlar, gençler ve çocuklarla beraber çalışıyoruz. Zaten bu iş kıpır kıpır olmayı, heyecanlı olmayı, inançlı olmayı, azimli olmayı, kararlı olmayı bunların hepsinin üstünde de çok koşturmayı çok çalışmayı gerektiriyor. Ben mutluyum, heyecanlıyım. Sonuç alacağız. Bu seçimi alacağız inşallah. Arkadaşlarımızın da inançları tam. Bu 45 günü en iyi şekilde değerlendireceğiz. Mümkün olduğunca bütün hemşerilerimize ulaşalım diye gayret ediyoruz.


31 Mart seçimlerine nasıl hazırlanıyorsunuz peki? Ağırlık verdiğiniz ya da tercih ettiğiniz bir yöntem var mı vatandaşa ulaşma noktasında?
Tabi ki bir stratejimiz var. Tabi ki bir projeksiyonumuz, bir vizyonumuz var. Ama mümkün olan bütün hemşerilerimize her kanaldan her mecradan ulaşmaya çalışıyoruz. Kimi zaman bu bir miting olabiliyor, kimi zaman bir kahvehane ziyareti olabiliyor, kimi zaman bir sivil toplum kuruluşu buluşması oluyor, kimi zaman esnaf arkadaşlarımızla buluşuyoruz, kimi zaman bir kültür etkinliği, bir sanat, spor etkinliği oluyor, kimi zaman halı sahada bir maç yapıyoruz ya da bir konsere gidiyoruz. Ama bunun ortak paydası çalışmak, çalışmak, çok çalışmak.

KALBİM ÇOK RAHAT

Eskişehirlilerle bir araya geldiğinizde sahada en çok neler duyuyorsunuz? Vatandaşın sizden talep ettiği şeyler ne oluyor genelde?
Her yerin sorunu farklı. Odunpazarı'nda gezdiğiniz zaman sorunlar farklı, Tepebaşı'nda gezdiğiniz zaman sorunlar farklı. Dış ilçelerde farklı. Kimi zaman imarla ilgili bir sorun oluyor, kimi zaman trafik ve ulaşımla ilgili bir sorun oluyor. Dış ilçelere gittiğiniz zaman hayvancılığa ilişkin bir sorun, belki tarıma ilişkin bir sorun, gıda üretimi yapan arkadaşlarımızın gıdaya ilişkin sorunları olabiliyor. Her yerde olağanüstü çok sorun var. Ama kalbim şunun için çok rahat: Eskişehir'in sorunlarının hiç birisi çözümsüz değil. Eskişehir'in dinamikleri ve imkanları Eskişehir'in sorunlarını çözmeye yeter. Çünkü bu şehrin çok değerleri var. Çok kıymetleri var. Bu değerleri ve kıymetleri bir araya getirdiğimizde bir senfoni orkestrası gibi kurguladığımızda, bir orkestra şefi bütün bunları yönlendirdiğinde bu orkestradan olağanüstü muazzam bir şarkı, beste çıkacak. Ben zaten biraz da bunu yapmaya gayret ediyorum.

Bu şehirde en çok nelere dokunacaksınız? Burhan Sakallı Eskişehir'in geleceği için neler planlıyor?
En büyük hayalim, planım bu şehrin hakikaten birçok değeri var. Fakat bu kıymetler değerler bir araya getirilip de buradan bu şehri bulunduğu yeri bir üst kısma çıkartacak çalışmayı, performansı gösteremiyoruz. Şimdi şehrin atıl kalan bir kapasitesi var. Bu kapasite neredeyse yüzde 70-75 oranında. Benim temel iddiam şu: Ben şehrin atıl kalan bu kapasitesini tekrar çalışır ve işlek hale getireyim diyorum. Çünkü eğer biz bu kapasiteyi çalıştırabilirsek, işletebilirsek, bunun dışındaki tüm soru ve sorunlarını çözmeye yeter. Ama buna rağmen dersek mesela, başkanım neler yapmayı düşünüyorsunuz? Eskişehir'de her anlamda, ticari, ekonomik, sosyal, kültürel, sanatsal, akademik anlamda yani sanayide, bilimde, teknolojide dünyanın gelişmiş kentleriyle yarışan her sektöründe dünyanın gelişmiş kentleriyle rekabet edebilen bir şehir haline getirmek istiyoruz.



TÜLOMSAŞ'TA ÜRETİLECEK
Ama mademki sordunuz; mesela bundan sonraki tramvaylar, bu şehrin kullanacağı tramvaylar ne Avusturya'dan ne de Çekya'dan alınacak. Bu şehrin bundan sonraki tramvayları bu şehirde TÜLOMSAŞ'la iş birliği yapılarak üretilecek. Eğer biz bunu başarırsak cari açığın kapanmasına, dış ticaret açığının azalmasına, bu şehirdeki istihdamın artmasına ve bu şehrin hakikaten üreten bir şehir olmasına katkıda bulanacak.

KIZILİNLER PROJESİ
Bir başka proje söyleyebilirim; Eskişehir'de Kızılinler'de Türkiye'nin en büyük termal sağlık turizmi şehrini ve destinasyonunu kuracağız. 30 bin yatak kapasitesi var. 10 bin tane gencimizin çalışabileceği bir yer. Dolayısıyla bunu başaracağız. Bir örnek daha söyleyeyim; Hem Odunpazarı'na hem de Tepebaşı'na birer tane mahalle kuruyoruz. Ihlamurkent ve Vadişehir örneğinde olduğu gibi. Ve Kocakır Mevkii diye isimlendirilen Seyitgazi Yoluyla Aşağıçağlan Yolunun arasındaki o bölgeye 75 bin nüfuslu bir büyük süper kentin birinci etabını hayata geçireceğiz. Söylenebilecek daha birçok proje var.

Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunusunuz. Geçenlerde Twitter'da 'Ben bir edebiyatçıyım Eskişehir'i bir şiir gibi yeniden yazacağım' şeklinde bir twit attınız. Bir edebiyatçı bir şehri nasıl yönetir? Nasıl bir belediye başkanı olur?
Ben yıllar önce Odunpazarı Belediye Başkan Aday Adayı olduğumda genel merkezimiz mülakatlar yapıyordu bizimle. Oradaki görevli genel başkan yardımcımız hanım dedi ki bana, ya siz şiirler yazıyormuşsunuz, öyküler, denemeler yazıyormuşsunuz. Şöyle bakıyorum da cv'nize sanatla, edebiyatta iç içe bir insansınız. Bu sanatla, edebiyatla iç içe olan bir insan bir belediye başkanı nasıl olur diye galiba beni konuşturmaya yönelik bir soru sordu. Ben de ona soruyla cevap verdim, pekala yaşadığınız şehri bir sanatçının, bir sanatkarın elinin değmesini istemez misiniz? Sanatçı bir belediye başkanının, sanatkar bir belediye başkanının değmesini istemez misiniz dedim. Cevap vermedi. Ama benimle ilgili kanaat olumluymuş ki hayırlı olsun dediler bana sonra.

PARTİZAN DEĞİLİM

Peki, Burhan Sakallı rakibi olan Yılmaz Büyükerşen'i nasıl değerlendiriyor? Büyükerşen sizin için avantaj mı dezavantaj mı seçimler için?
Hiç öyle bir değerlendirme yapmıyorum. Avantaj, dezavantaj çerçevesinde de hiç konuya yaklaşmıyorum. Ben sadece işime bakıyorum. Ben evet AK Partiliyim, bir partiye mensubum ama partizan değilim, partici değilim. Sadece Cumhur İttifakı'nın değil bütün bir Eskişehir halkının, Eskişehir ittifakının adayı olmak için elimden geleni yapıyorum. Başkalarının ne yaptığı ya da ne yapmadığı bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Zaten bu şehirde nelerin yapıldığını nelerin yapılmadığını hemşerilerimiz zaten biliyorlar.

KAVGAYA GEREK YOK

Barışçıl bir büyükşehir adayı var diyebilir miyiz karşımızda yani?
Kavga etmeye gerek yok herhalde. Zaten ben şöyle bir şey yapıyorum: Bu şehrin yöneticileri, bu şehri yönetenler yeterince kavga ediyorlar. Sanayiyle kavga ediyorlar, ticaretle, sanatla, kültürle kavga ediyorlar, sporla kavga ediyorlar, şehrin bütün kurum ve kuruluşlarıyla kavga ediyorlar. Diğer yerel yöneticilerle kavga ediyorlar. Yeteri kadar var zaten. Ben şöyle söyleyeyim: Ben kimseyle kavga etmek için gelmiyorum. Aksine birilerinin kavgalarına son vermek için geliyorum. Dolayısıyla meseleye bu çerçeve içerisinden bakarsak, birileriyle kavga etmeye gelen bir insan değil, aksine kavga eden birilerinin kavgalarını sonlandırmaya gelen birisi olarak bir profil çizerim diye düşünüyorum.

20 YIL ÖNCE KAZANMADI

Eskişehir uzun zamandır CHP'li belediye başkanları tarafından yönetiliyor. Örneğin, AK Parti belediyeleri aldığı zaman yaşam tarzı ile ilgili değişiklikler olabilir tarzında kaygı taşıyan vatandaşlar var. Siz özellikle yaşam tarzı ile ilgili kafasında soru işareti olan insanlara neler söylemek istersiniz?
Eskişehir bugünkü kimliğini, bugünkü duruşunu bugün ya da 20 yıl önce kazanmış değil. Eskişehir tarihinin tüm dönemlerinde böyleydi. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde diyor ki: Eskişehir öyle bir şehirdir ki, başka şehirlerden, başka ülkelerden kendisine göç edenleri hiçbir şekilde dışlamaz, onlarla barış içinde bir arada yaşar. Demek ki Eskişehir Kafkasya'dan gelenleri, Balkanlardan gelenleri buranın yerli halkıyla uyum içerisinde, diyalogla iletişim içerisinde, barış içinde bir arada yaşatmayı başaran bir şehir. Eskişehir'in bugünkü kimliği hakkında bilgi versin diye söylüyorum, Cumhuriyetin ilk yıllarında 1925'lerde Eskişehir'de kız ve erkek öğrenciler okullarda vals yapıyorlar. Cumhuriyetin ilk yıllarında daha çok gençken bile bu şehir böyle bir zenginliğin, törelansın şehri. 1950'li yıllara geldiğimizde bir sağ siyasetçi olan Demokrat Parti'nin milletvekili olan Hasan Polatkan diyor ki; ben milletvekili seçilirsem daha doğrusu biz iktidar olursak şu üç şeyi size taahhüt ediyorum: Birisi, şehrime bir opera binası kazandıracağım diyor. Sonra diyor ki, ben uluslararası bir otel zincirinin Eskişehir'de bir otel yatırımı yapmasını temin edeceğim ve Eskişehir'e bir tiyatro binası kazandıracağım. Düşünün bir sağ siyasetçi 1950'de Eskişehir için bu taahhütlerde bulunuyor. O yüzden bu soruyu olsa olsa bir espri olarak soruyorsunuz zannederim.



Peki büyükşehir belediyesini aldığınız takdirde bizler nasıl bir belediye başkanı göreceğiz karşımızda?
Şehri ortak akılla yöneten, şehri gençlerle, kadınlarla birlikte yöneten şehrin tüm taraflarının temsil edilmesine imkan sağlayan şehrin tüm taraflarının, çocukların, gençlerin, öğrencilerin, yaşlıların, engellilerin, hepsinin mutlaka yönetim erkine katıldığı, herkesin benim belediyem, benim yerel yönetimim diyebildiği bir Eskişehir profili çizebildiği, üreten istihdam sağlayan, katma değer üretimi sağlayan bir şehir kurmamız gerekiyor. Yani bu şehirdeki herkesin kapısını rahatlıkla çalabildiği herkese de rahatlıkla da giden bir belediye başkan profilimiz olacak.

Peki, AK Parti'ye oy vermeyen seçmene bir mesajınız var mı? Onları nasıl ikna edeceksiniz bu seçimlerde?
Ben bir partinin il başkan adayı değilim, hatta bir partinin milletvekili adayı da değilim. Bir belediye başkan adayıyım. Dolayısıyla belediye başkanları kendisine oy verenler kadar, oy vermeyenlerin de, kendisini sevenler kadar sevmeyenlerin de, kendisine sempati besleyenler kadar beslemeyenlerin de belediye başkanıdır. Bir belediye başkanı bütün hemşerilerinin, bütün bir şehrin başkanıdır. Objektif, tarafsız, iyi niyetli ve bütün hemşerilerine adaletle hizmet etmeye çalışan bir belediye başkanıdır. Ben bu anlamda bütün hemşerilerimizin hangi siyasi görüşe sahip olurlarsa olsun bana destek vereceklerini, katkı sağlayacaklarını, benimle birlikte olacaklarını düşünüyorum. Çünkü ben biraz önce söylediğim gibi bugüne kadar yönetimlerde yer alamamış, ötelenmiş dışlanmış, ötekileştirilmiş, sözlerine ve düşüncelerine itibar edilmemiş hiçbir şekilde kanaati sorulmamış vatandaşlarımız adına böyle bir yola çıktım.
Editör: TE Bilisim