10 Ocak 1961 tarihinde kabul edilen '212 Sayılı Yasa', basın mesleğinde 'çalışanlara' çok önemli haklar kazandırmıştı.
Hatta böyle bir yasanın çıkmasına tepki gösteren 'gazete patronları' üç gün boykot yaparak gazetelerini çıkarmamışlardı.
İşte bu nedenle 'patronlar' ile 'çalışanlar' arasındaki farkı vurgulamak için, yasanın çıktığı güne '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı' adı verildi.
12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra yasanın getirdiği haklardan bir kısmının geri alınması üzerine, günün adından 'bayram' sözcüğü çıkarılarak, '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' olarak kutlanmaya başladı.
Bugünün Türkiye'sinde ise çalışan gazeteciler için '10 Ocak' artık bayram da değil, seyran da…
Tam bir 'utanç günü…'
Elbette ki bu 'utanç' gazetecilerden ya da 10 Ocak gününden kaynaklanmıyor…

2017 GAZETECİLERİN KARA YILI OLDU
Çağdaş demokrasi öğretisinde 'düşüncelerin basın yoluyla açıklanması özgürlüğü' olarak tanımlanan 'basın özgürlüğü'; düşünce ve ifade özgürlüğüyle iç içedir.
Gerçek anlamda basın özgürlüğü için, sadece düşüncelerin serbestçe açıklanması yetmez; 'basın kuruluşlarının da bağımsız ve özgür olması' gerekir.
Bu nedenledir ki basın için; yasama, yürütme ve yargı güçleriyle birlikte 'demokrasinin dördüncü gücü' tanımlaması yapılır.
'Özgür basın varsa, özgür toplum vardır…' sözü de çok yerinde ve anlamlıdır.
Ancak ne yazık ki ülkemizde son yıllarda bu değerler yerlerde sürünüyor.
Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) tarafından hazırlanan '2017 Yılı Basın Hak İhlali Raporu' verilerine göre Türkiye'de son bir yıl içinde:
  • 187 gazeteci gözaltına alındı.
  • 58 gazeteci tutuklandı.
  • Şu anda 165 gazeteci tutuklu bulunuyor.
  • 189 gazeteci hakkında dava açıldı.
  • 81 gazeteciye toplam 183 yıl 4 ay 18 gün hapis ve toplam 333 bin TL para cezası verildi.
  • 18 gazeteci haber takibinde saldırıya uğradı.
  • 1 gazeteci öldürüldü.
  • KHK kapsamında 35 basın kuruluşu kapatıldı. 37 basın yayın kuruluşunun internet siteleri erişime engellendi.
Ve 'Türkiye'yi dünya şampiyonu(!) yapan bu kapkara veriler ' tüm duyarlı yurttaşları utandırıyor…
Ama her şeye karşın 10 Ocak tarihi, 'basın çalışanlarının sorunlarının irdelenmesi ve toplum içindeki saygın duruşlarının korunması' açısından, bir 'mücadele ve dayanışma günü' olarak sahip çıkılması gereken önemli bir gündür.

UTANILACAK ŞEYLERİMİZ O KADAR ÇOĞALDI Kİ…
Ülkemizdeki duyarlı bilinçleri ve duyarlı yürekleri utandıran şeyler öylesine çoğaldı ki…
Fazla gerilere gitmeden son bir haftanın utanç tablosuna şöyle bir bakalım:
  • Şiddet ve savaş çığırtkanlığı yaparak; İran'ı Irak ve Suriye, Türkiye'yi de İran yapmaya çalışan zihniyet…
  • Seçilmiş belediye yönetimlerine ve tüm demokratik muhalif güçlere 'Kumpas' kurularak yapılan yargılamalar…
  • KHK'larla 'silahlı çete' oluşturma niyetleri…
  • 'Duble yollar' gibi kullanılan 'yolsuzluklar…'
  • Kız çocukları üzerine yapılan aşağılık tartışmalar…
  • 'Kırın bacağını!..' diye ahkam kesen 'bakan' ve ona bakanlar…
  • Eskişehir'in geleceğini karartacak 'Kömürlü Termik Santrali' sanki ballı börekmiş gibi yutturma çabası içinde olanların hukuka ve etik kurallarına aykırı olarak döndürdükleri dolaplar…
Bu ve benzeri örnekler insanın aklına 'Kork korkmazdan, utan utanmazdan…' diyen atasözümüzü getiriyor…
Ve de, 'Kaldırmadıkça başlarımızı/ Sefaletimiz bitmez…' diye haykıran ozanın dizelerini…

ESKİŞEHİR'DE 10 OCAK GÜZELLİĞİ
Otuz yıl eğitim ve bürokrasi alanlarında görev yaptıktan sonra, emekli olduğum 1996 yılından beri 'gönüllü köşe yazarı' olarak içlerinde yaşamakta olduğum Eskişehir basın dünyasında başta kardeşçe ilişkiler kurduğumuz Sevgili Önder BALOĞLU olmak üzere çok güzel insanlar tanıdım.
Ve 'gazetecilik' mesleğinin toplumsal önemini daha yakından öğrendim.
Bu nedenlerle her '10 Ocak' günü benim yüreğimde de hoş kıpırtılar oluşturur…
Türkiye'de çağdaş anlamda basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi için; medya çalışanlarının hak ve özgürlükleri ile meslek onurlarının korunabilmesi için; özetle basınımızın daha fazla eğilmemesi için:
'Öncelikle tüm basın çalışanlarının örgütlü birleşik güçlerinin ve örgütsel yaşamlarının güçlenmesi' gerekiyor…
Sonrasını bilim ve demokrasinin aydınlığı bize gösterecektir…
Son yıllarda Eskişehir'de 10 Ocak'larda Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri tarafından BİRLİKTE düzenlenen etkinliklerde 'ayrım gözetmeksizin tüm basın çalışanlarının buluşturularak çok kaliteli ve katılımlı kutlamalar yapılması', Türkiye'ye örnek olacak güzelliktedir.
Bu bağlamda, bu yılki 10 Ocak kutlamalarına katkıları nedeniyle 'üç belediye başkanımızı' da yürekten kutluyorum.
Bu düşüncelerle tüm medya çalışanlarının '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' nü kutluyorum.

*******

ALİ BOZKURT'U ANMA TOPLANTISINA ÇAĞRI
29 Ağustos 2017 tarihinde yitirdiğimiz, Türkiye Demokratik Öğretmen Hareketinin efsane önderi; TÖS Yöneticisi, TÖB- DER ve EĞİT- DER Genel Başkanı ALİ BOZKURT anısına Eskişehir'de bir anma toplantısı yapılacak.
EĞİT- DER Genel Merkezi ve Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen anma toplantısının programı şöyle:
Tarih ve saat: 13 Ocak 2018 Cumartesi – 14.00
Yer: Tepebaşı Belediyesi Özdilek Sanat Merkezi (Kanatlı AVM arkası)
Gündem:
  1. Açılış Konuşması: Emin DAĞLI- Şube Başkanı
  2. Panel:
Yöneten: Ercan SAV- Şube Sekreteri
Konuşmacılar: Oğuz BOZKURT, Murat KAHYAOĞLU, İlhan ALKAN, Hasan ÜREL, İbrahim GEREDE.
  1. Kapanış Konuşması: Mustafa DEMİR- EĞİT-DER Genel Başkanı.
Anılarımızı, bilinçlerimizi ve umutlarımızı paylaşmak için BİRLİKTE olalım.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla...