'Karanlıkları yok etmek için, gündüzden bir avuç güneş alıp, geceleri ateşe vermeliyiz.' diyen bir kuşaktı 68 kuşağı.
O günler 'Dünyayı değiştirmek için yola çıktığımız, emperyalizme dünyayı dar edeceğimize inandığımız günlerdi.' Bu yüzden çok fazladır 'Bizim 68'lilerin' duygusal acılarla yoğrulan anıları.
1970 yılı 10 Kasım'ı da unutamadığımız böyle günlerden biridir.
Bu tarihte, Anıtkabir'de yapılan anma töreni ile törenin ardından gerçekleştirilen 'Mustafa Kemal Yürüyüşü'nün, hala Ankara'nın gördüğü en kalabalık katılımlı anma ve yürüyüş olduğu söylenir.
10 Kasım 1970 Salı günü yapılan eylem, Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu (TDGF), Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS), Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrenci birlikleri tarafından planlanmıştı.
'Atatürk geliyor', 'İşçi gençlik el ele, milli cephede' sloganlarıyla caddelere sığmayan gençler, Ankara halkını da peşlerinden Anıtkabir'e sürüklemişti.
Tören İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Saygı duruşu ve yapılan konuşmalardan sonra Anıtkabir'de bulunanlar 'Kahrolsun Amerika', 'Bağımsız Türkiye' sloganları ile yürüyerek eski TBMM önünde toplandı. Burada yapılan kısa konuşmalardan sonra kalabalık dağıldı…

AVCI KALPAKLI ATATÜRK…
Anıtkabir'deki öğrencilerin yakalarında ve taşıdıkları afişlerde Atatürk'ün 'avcı kalpaklı' siyah beyaz bir resmi vardı.
Daha sonra simge haline gelen bu resmin ortaya çıkış öyküsünü en güzel 'Bizim 68'li' Aydın (Çubukçu) anlatmıştı;
'Fotoğraf ilk kez YÖN dergisinin kapağında, daha sonra da zamanın 'solcu' gazetesi Akşam'da ressam Etem Çalışkan elinden çıkmış haliyle yayımlandı.
O güne kadar görülen bütün Atatürk portrelerinden farklıydı:
Poz vermemişti, belli ki sıkıntılı bir anda objektife yakalanmıştı ve başında bir avcı başlığı vardı. Devrimci gençlik hareketi, 'solcularca sevilen' bu fotoğrafı, yükselen antiemperyalist mücadelenin başlıca simgesi haline getirdi.
Onun görüldüğü her yer, antiemperyalist mücadelenin bir mevzii demekti artık!'
10 Kasım 1970'ten dört ay sonra '12 Mart 1971 Muhtırası' verildi, Türkiye yeni bir döneme girdi.
12 Mart'ta 'sağ gösterip sol vuran(!)' muhtıracılar, ilk olarak İş Bankası aracılığı ile yeni bir Atatürk resmi yaptırdılar.
Tüm resmi daireler, müdür odaları kısa zaman da, samur kürklü bir palto giydirilmiş, kravatlı, takım elbiseli, gülümseyen Atatürk resmi ile donatıldı.
Yeni Atatürk fotoğrafı(!) ile; emperyalizme ve feodalizme karşı çıkan yurtsever devrimcilerin simge resmi ve çağrıştırdıkları; yalnız binalardan değil beyinlerden de silinerek temiz bir nesil(!) yaratılmaya çalışıldı..
Hangi dönem olursa olsun, hangi resim(!) dayatılırsa dayatılsın; emperyalizme karşı verilen ilk savaşı kazanarak mazlum ulusların özgürlük mücadelesine ışık tutan, Milli Mücadelenin Başkomutanı, bağımsızlığımızın mimarı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü sevgi, saygı ve gönül borcu ile anmaktan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz...