Önceki gün kara haber Hakkari'nin Şemdinli ilçesinden geldi burada terör örgütü mensupları ile yaşanan çatışmada 8 askerimiz maalesef şehit olmuştu. İlk görev yerinde şehit düşen Tayfun Kavun'un kızkardeşi acı haberi vermeye gelen görevlilere seslenerek 'Bu haber için kapıyı açmam' diye feryat etti.
İnsanın yüreğinin burkulmaması imkansız. Böylesi bir acıya dayanmakta çok zor. Konuşacak kelimelerden medet ummakta imkansız. Her seferinde artık şehit haberi gelmesin diyoruz ama sadece dilek olarak kaldığını zamanla hep birlikte görüyoruz. Artık bilenen ve inkar edilemeyen bir gerçek var ki ülkemizin terör sorunu maalesef çözülemiyor. Çözülemediği gibi özellikle Ortadoğu'da yaşanan kaos sonrasında daha da karmaşık bir hale geliyor.
Bir yanda ırkçı etnik kökene dayalı bir terör örgütü PKK öte yandan dinci, mezhepçi terör örgütü İŞİD. Birbirlerinden hiçbir farkı olmayan bu örgütlerin hedeflerinin ülkemizi çıkmaz bir noktaya sürüklemek olduğu kesin. Terör örgütlerinin hedefi belli, toplumumuzu birbirine düşürmek! Çatıştırarak, düşmanlaştırarak, nefret ettirerek birlikte yaşayan halkları bölmeyi amaç haline getirmiş durumdalar. Herkesin sağduyulu olması gereken böylesi bir ortamda terörün ekmeğine yağ sürmemek ve değirmenlerine su taşımamak gerekiyor. Mücadele hep birlikte yapılmalı. Bu noktada en büyük görev başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partilere düşmektedir. Özellikle AKP terörle mücadelede artık yaptığı hataların nedenleri ile acilen yüzleşmeli ve ülke için gereğini yapmalıdır. Her kesimi kapsayacak ortak mutabakat sağlanacak bir mücadele biçimi geliştirilmelidir. Hem dış hem iç siyasette art arda gelen başarısızlıklar ne yapılması gerektiği noktasında iktidarı da şaşırtmış durumda gibi gözüküyor. Bu şaşkınlığı üzerlerinden atıp emin adımlarla yol almak lazım. Oluşturdukları yandaş medya ordusu ile sürekli birilerine ayar vererek başarı sağlayamacaklarını artık anlasalar iyi olacak. Dünya çapında ciddi bir itibar kaybına neden olan hukuki dayanaklardan yoksun gözüken özellikle basın mensuplarına yönelik tutuklamalara son verilip hem içerde hem dışarda hukuk devleti görünümü sağlanmalıdır. Çünkü ciddiyetini kaybeden ülke ağırlığını da kaybeder ağırlığını ve ciddiyetini kaybeden bir ülke ise geleceğini şekillendirmekte zorlanır. Dokularının zarar görmesini engel olamaz. Tarihi geçmişleri ile binbir emekle bir arada tuttuğu vatandaşlarının kontrolünü kaybeder. Barış, demokrasi, kardeşlik söylemleri hayal olur. Bu nedenle bir an önce girilen yanlış ve karanlık yollardan dönmek gerekir aksi takdirde ülkemize yazık olur.
Zaman herkesle kavga edilerek geçirilecek zaman değildir. Artık bunların çok çok önüne geçmiş bir gündemimiz ve büyük bir sorunumuz bulunmaktadır, terör!! Aynı biçimde muhalefet partileri de geçmek zorunda olduğumuz keskin viraj öncesinde sadece iktidar partisinin yapmış olduğu hataları eleştirmemeli terörle mücadelede başarılı olunacak politikalar önermelidir. Terör her nereden ve kimden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Terör barışın demokrasinin özgürlüklerin en büyük düşmanıdır. Terör bir insanlık suçudur. Bu insanlık suçunun ülkemiz adına yenmenin tek yolu örnek olacak bir birlikteliği tüm dünyaya göstermekten geçmektedir. Umutları arttırmak bu beladan kurtulmak hepimizin ellerindedir. Artık kapı çalınmasının bir korku halinden çıkması şart olmuştur. Böylesi zor bir dönemde de başarmaktan başka çaremiz yoktur!..