İstanbul Küçükçekmece'deki Kanarya Mahallesi'nde 22 Nisan'da evinin önünde oynayan 5 yaşındaki M.E. Pakistan uyruklu bir yaratık tarafından cinsel istismara uğradı. İğrenç olay vicdanı olan herkesi derinden üzdü. Bu olay beni dört yıl önce ilimizde yaşanan çirkin bir skandalı hatırlattı.

DEFALARCA TACİZDE BULUNDU
2 Nisan 2015'de Görünüm'de 'Kızınızın Adı Çıkar Polise Gitmeyin' başlıklı yazımla kentimizin en gözde ilkokulunda bir öğretmenin üçüncü sınıfta okuyan kız öğrencisine taciz ettiği iddialarına yer vermiştim. O günkü köşe yazımda şu görüşleri dile getirmiştim; 'İddialara göre; Eskişehir'in en gözde ilkokullarından birisinde bir öğretmenin ilkokul üçüncü sınıfa giden bir kız öğrenciye sene başından beri defalarca elle tacizde bulunmuş. Kız öğrenci artık bu yapılanlara dayanamayarak, annesine olayı anlatmış. Daha sonra anne ve baba okula gidip, öğretmenden şikayetçi olmuş. Okul yönetimi tutanak tutup, durumu İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirmiş. Bir Milli Eğitim yöneticisi anne babaya, öğretmen hakkında polise şikayetçi olmamaları telkininde bulunarak, 'Kızınızın adı çıkar. Bu olay duyulmasın. Ben kızınızı başka bir okula aldırırım' demiş.

OKULU DEĞİŞTİRİLDİ
Kız öğrenci 'apar topar başka bir okula' gönderilmiş. Tacize uğrayan kızın anne babası haklı olarak bu olaydan o kadar çok etkilenmiş ki; 'yeni okulda evlatları için erkek öğretmen' istememiş. Bundan dolayı kız öğrenci yeni okulda, bir kadın öğretmenin okuttuğu sınıfta derse girmeye başlamış. 9 yaşındaki öğrencinin okulunu değiştiren Milli Eğitim Müdürlüğü, onun bozulan psikolojisini düzeltmek için hiçbir şey yapmamış. Taciz olayının yaşandığı iddia edilen okulda veliler ve eğitimciler, Milli Eğitim'in bu çirkin olayın üzerini kapatmaya çalıştığını iddia ederek, 'Olayı soruşturan Milli Eğitim yöneticisi 'kızınızın adı çıkar' diye, anne babanın, öğretmeni savcılığa ve polise şikayet etmesini neden engelledi? Bu olayın üzeri kapatılmaya mı çalışılıyor?' diye tepki gösterdi.

'KİMİ KİME ŞİKAYET
EDECEĞİZ?'
'Taciz yaptığı iddia edilen öğretmene sendikasının sahip çıktığı için mi hala okulda derse girmesine müsaade ediliyor?' diye konuşan veliler, 'Soruşturma bitene kadar, bu öğretmen neden açığa alınmadı? Okul Müdürü ve İl Milli Eğitim neden 'bu olay duyulmasın' diye yoğun çaba harcıyor? Bu öğretmenin sınıfındaki diğer çocuklar aynı bir olayla karşılaşırsa, bunun hesabını kim verecek? İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve okul yönetimi bu iddiaları araştırmak yerine, öğretmeni korursa biz veliler olarak kimi kime şikayet edeceğiz?' diye tepki gösterdi.İl Milli Eğitim Müdürlüğü, sadece kız öğrencinin okulunu değiştirerek, bu soruşturmanın üzerine kapatamaz. Vicdan sahibi olan hiçbir yönetici, kendilerine emanet edilen çocuklara karşı yapılan tacizlere duyarsız kalamaz. Bu olay çok iyi şekilde soruşturularak, öğretmenin kız öğrenciye taciz edip, etmediği ortaya çıkarılmalı. Eskişehir Milletvekili olan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Vali Güngör Azim Tuna'da bu olaya el koymalıdır. Kendilerine emanet edilen çocukları zarar veren kişilere en ağır cezaların verilmesini sağlamalıdır…'

AÇIĞA BİLE ALINMADI
Bu yazımdan sonra o öğretmen ile ilgili yapılan soruşturmanın üzeri kapatıldı. Açığa bile alınmadı. Hiçbir şey olmamış gibi görevini yapmaya devam etti. 'Bu öğretmenin sınıfındaki diğer çocuklar aynı bir olayla karşılaşırsa, bunun hesabını kim verecek?' uyarılarımı ne dönemin Valisi Güngör Azim Tuna ne de İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen dikkate almadı. Yazımdan sonra beni çok kişi arayarak bu öğretmene sahip çıktı. Tacize uğradığını iddia eden kız öğrencinin sınıfında çocukları olan bazı veliler de 'Öğretmenimiz tacizde bulunmaz. Biz ona güveniyoruz. O öğrenci yalan söylüyor' diye beni aradı. İlk taciz olayının üzeri kapatıldı. Bu olayda 'öğrencisine taciz ettiği iddia edilen Sınıf Öğretmeninin adı Tamer Memişoğlu' idi. Bir yıl sonra aynı öğretmen yine aynı iddialarla suçlandı. Bir yıl sonra aynı sınıfta okuyan iki kız öğrenci yine benzer iğrenç olaya maruz kaldığı iddia edildi. Ben de bu olayı bu sefer köşemde değil de; gazetemizin manşetinden 'İlkokulda Taciz İddiası' başlıkla haberle yayınladım. 4. sınıfta okuyan 'iki kız öğrenci öğretmenleri Tamer Memişoğlu'nun kendilerine taciz ettiğini söylemesiyle' bu olay ortaya çıktı. Veliler öğretmenden şikayetçi oldu. Bir yıl önce 'taciz skandalının üzerini kapatan' İl Milli Eğitim Müdürlüğü 'bu sefer olayı yargıya' intikal ettirdi. İkinci taciz vakasından sonrasında konuşan dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen olayın Savcılığa intikal ettiğini belirterek, 'Okulda böyle bir olayın yaşanması bizleri üzdü. Öğretmen ile ilgili gereken adli işlemleri başlattık. Bu konuda kararı yargı verecek. Biz Savcılığın bu konuyla ilgili yapacağı işlemi bekliyoruz' demişti.

GEREKENİ YAPMAYANLAR
Oysa ilk taciz olayında gereken yapılmış olsaydı; '9 yaşlarındaki iki kız çocuğu böylesine iğrenç olay' yaşamayacaktı.(Şimdi düşünüyorum da keşke ilk taciz olayını köşemden değil de manşetten yayınlasaydım. Böyle yapmış olsaydım, belki de o zaman gereken yapılırdı. En azından o tacizci öğretmen mutlaka açığa alınırdı) Bu olay sonrasında tacizci öğretmen gözaltına alındı. Soruşturma açıldı. Öğretmen Memişoğlu'nun toplam dört kız öğrencisine taciz ettiği ortaya çıkarıldı. Yargı süreci başladı. Savcılık Memişoğlu için 48 yıl hapsini istedi. 2017 yılında Mahkeme Heyeti son duruşmada kararını açıkladı. Tacizci öğretmen 'Memişoğlu 26 yıl 6 ay 21 gün hapse' mahkum edildi. Yüce Türk Yargısı bu konuda gerekeni yaptı. Ancak iki yıl önce gerekeni yapmayanlardan birileri hesap sormadı?
Ben ilk taciz olayı olduğunda; 'Bu öğretmenin sınıfındaki diğer çocuklar aynı bir olayla karşılaşırsa, bunun hesabını kim verecek?' diye sormuştum. Aynı sapık öğretmen ikinci tacizde bulunduğunda yine sordum; 'Bunun hesabını kim verecek?' diye. 'Kızınızın adı çıkar. Bu olay duyulmasın. Ben kızınızı başka bir okula aldırırım' diyen o Milli Eğitim Yöneticisi bugün hala aktif görevde. Ona soruyorum; 'Vicdanın rahat mı?' Bu ilk taciz olayını soruşturup, öğretmeni suçsuz bulan müfettişler hakkında bugüne kadar neden soruşturma açılmadı? Taciz edildiğine inanılmayarak, 'başka okula gönderilen öğrencinin ve ailesinin bozulan psikolojilerini' düzeltecek bir çalışma yapıldı mı? Aileleri tarafından 'emanet edildiği öğretmenlerinin tacizine uğrayan dört kız çocuğuna' psikolojik destek sağlandı mı?

AİLELER ŞİKAYETÇİ OLMALI
Dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen, Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Başyiğit ve okul müdürü 'dört yıl önce inanmadıkları kız öğrenciyi ve ailesini ziyaret ederek, özür bile' dilemediler. En değerli varlıkları olan çocukları tacize uğrayan anne ve babalar ilk yaşanan taciz olayında gereğini yapmayanlardan şikayetçi oldu mu?
Olmadılarsa 'vakit daha geç olmadan' şikayetçi olmalılar. Tacize uğrayan minik kıza değil de, tacizci öğretmene inanmanın hesabını vermeliler. 'Polise gitmeyin kızınızın adı çıkar' zihniyeti yüzünden ne yazık ki çocuk tacizlerinin 'büyük çoğunluğu günyüzüne' çıkmıyor. Çocuk 'tecavüzcülerin tahminen yüzde 5'i ortaya çıkarken yüzde 95'i gizli' kalıyor. Ensest ilişkilerin ise 'sadece binde biri' ortaya çıkıyor. Çocuklar o tacizin acısını yıllarca içlerinde taşıyor. Maalesef ülkemizde çok sayıda 'kız çocuğunun tecavüzcüsüyle evlendirildiğini de' gördük. Çocuk istismarlarına karşı toplum olarak sessiz kalmayalım. Bu istismarı meşrulaştırmak isteyenlere karşı tek vücut olalım. Çocuğa ve kadına şiddet ve taciz yapanlara en ağır cezaların verilmesi için sesimizi her zamankinden daha fazla yükseltelim. Ülkemizde artık cinsiyet ayrımcılığına son verelim.
------------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay:
Ahmet Bey, biz neden kent merkezindeki belediyeleri alamıyoruz?
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Bunu bana değil de, adaylarınıza ve onu belirleyenlere sorun.
---------------------------------------
FIKRA
BÜTÜN HAKEMLER BİZDE

Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı Çağırtmış:
'Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?' 'Boşuna oynamayalım, biz kazanırız demiş şeytan.'
'Olur mu en iyi futbolcular bizde, ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde...' Şeytan şeytanca gülümsemiş: 'Ama bütün hakemler de bizde...'