Görünüm'de dün kaleme aldığım 'Sosyete'nin İddiaları Yenilir Yutulur Değil' başlıklı yazımda kentte 'Sosyete Gökhan' olarak tanınan AK Parti Odunpazarı eski yöneticisi Gökhan Yıldırım'ın bazı AK Partili yöneticilerine gönderdiği iddia edilen whatsap mesajını yayınlamıştım. Yıldırım bu yazımla ilgili telefonla aradı. Söz konusu metni kendisinin yazmadığını belirterek; 'Ayhan abi, bu mesajı bana whatsap'tan Aydın Çiçek attı. Daha sonra bana attığı mesajı kaydırarak, sanki bu paylaşımı o değil de ben yapmışım gibi göstermiş. Scan yapıp, partililere göndermiş. Bundan dolayı üç gündür çok yoruldum. Parti içerisinde birileri 'benim üzerimden operasyon' yapmak istiyor. İl Başkanımız Zihni Çalışkan ile parti yöneticileriyle ilgili olumsuz bir düşüncem yok. Dediğim gibi bu iddilarla ilgili bir alamak yok' dedi. Ben de kendisine bu metni atan Aydın Çiçek'in kim olduğunu sordum. Parti içerisinde 'bu tür paylaşım yapmayı alışkanlık haline getiren' bir kişi olduğunu söyledi. Yıldırım; 'Bundan dolayı geçmişte bazı parti yöneticileriyle mahkemelik de oldu. Sağlıklı bir kişiliği yok. Kendisi bu paylaşımı yapabilecek donanımında birisi de değildi. Parti içerisinde bazı küskünler onu kullanmış olabilir. Birileri parti yönetimini yıpratmak için ona bilgi sızdırmış olabilir. Benim onunla işim olmaz. Ben bu işi sevdayla ve Allah rızası için yaptım' dedi. Yazımla ilgili çok sayıda AK Partili aradı. AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan'ın günlerdir sosyal medyada paylaşılan bu iddialarla ilgili kamuoyuna açıklama yapması gerektiğini söylediler. Bu isteklerinde son derece haklılar. Çalışkan'da bu iddialarla ilgili sessizliğini bozarak, kamuoyunu aydınlatmalı...
---------------------------------------------------------------------
ESKİDEN NEFRET DEĞİL ZERAFET VARDI

Tarihi fotoğrafta Türk Siyaset tarihine damga vuran dört isim görünüyor.

GAZETECİ KOVDURMADILAR
Merhum Süleyman Demirel, merhum Bülent Ecevit, merhum Necmettin Erbakan, merhum Alparslan Türkeş. Bu dört isim yıllarca birbirleriyle mücadele etti. Genel Başkanı oldukları partiyi iktidara getirebilmek için çalıştılar. Halk bu dört ismin yaptığı siyaseti çok sevdi. Onlara, 'Baba', 'Karaoğlan', 'Hoca', 'Başbuğ' lakaplarıyla seslendi. İçlerinden üçü Başbakanlık yaptı. En çok Başbakanlık yapan Demirel, 1993-2000 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı da yaptı. Biz bu dört büyük siyasetçinin ağzından karşısındaki rakibine hitaben 'seviyesiz bir söz' duymadık. Kendileri gibi düşünmeyenlere karşı nefret söylemleri hiç olmadı. Onların zamanında siyasette bir zerafet vardı. Patronları arayıp, kendi aleyhlerine yazan gazetecileri kovdurmayı hiç düşünmediler.

EKRANDA TARTIŞIRLARDI
Kendilerine isyan eden vatandaşı korumalarına dövdürmediler. Şehit babalarına hakaret etmediler. Terör örgütleriyle hiçbir zaman pazarlık etmediler. Milleti ötekileştirmediler. Kendileri gibi düşünmeyenleri 'Hain', 'terörist' diye yaftalamadılar. Her seçim öncesi dördü televizyon ekranlarına çıkarak, birbirleriyle medenice tartışırdı. Projelerini anlatır, onları yarıştırırlardı. Karşısındakine hakaret etmeden siyasi tartışma yapılabileceğini herkese gösterdiler. TRT'de yapılan bu programlar büyük ilgi görürdü. Herkes seçim öncesinde parti liderlerinin projelerini, birbirlerine yönelik eleştirilerini pür dikkat izlerdi. Özellikle Demirel ve Erbakan'ın mizahi yönleri çok güçlüydü. Rakiplerine mizahi dille yaptıkları siyasi göndermeler hala unutulmadı.

TEK KALE MAÇ OYNUYOR
Türkiye'nin zor günler geçirdiği 80'li ve 90'lı yıllarda gerçekten demokrasi varmış. 'Türkiye'ye ileri demokrasi getireceğim' diyenler 3 Kasım 2002'de iktidar oldu. Seçim öncesi liderlerin tartıştığı programlar ortadan kaldırıldı. Türk medyasının %90'ına hükmeden iktidar her seçim öncesinde tek kale maç oynuyor. Kendisi gibi düşünmeyenlerle televizyona çıkıp, tartışmayı bile tahammül edemiyor. Bu partinin lideri her seçim öncesinde yandaş gazetecilerle ısmarlama sorularla yapılan programlar yapıyor. Yaptığı konuşmalar, toplantılar ve açılışlar televizyon kanallarında anında canlı yayınlanıyor. Ben merhum Demirel'in, merhum Ecevit'in, merhum Özal'ın, merhum Erbakan'ın, merhum Türkeş'in, merhum Erdal İnönü'nün, Mesut Yılmaz'ın, Tansu Çiller'in açık oturumda bir araya geldiği o programları özlüyorum. Türk halkı o günleri ve siyasetteki eski nezaketi özlüyor. Ülkeyi bugün yönetenlerden de aynı duyarlılığı bekliyor…
-------------------------------------------------------
NOSTALJİ
EMİRDAĞLILAR VAKFI KURUCU BAŞKANI SAFA HALAÇ

Tarih: 1997. 22 yıl önce Eskişehir'de yaşayan Emirdağlıların ileri gelenleri Emirdağlılar Vakfı'nı kuruyor. 1 Mart 1998'de yapılan ilk Genel Kurulda Devlet Demiryolları Hastanesi Başhekimi merhum Safa Halaç, Vakfın ilk başkanı oldu. 1998 yılına ait tarihi fotoğrafta Vakfın kurucu yöneticileri yer alıyor. Başkan Safa Halaç, 19 Mayıs Ortaokulu eski Müdürü Muharrem Kubat, Sağlık Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı Sabahattin Sarı, Mobilyacı Kadir Poyraz, Emekli Nüfus Müdürü Gülendam Atar, Dr. Bilen Özel, Şarhöyük Mahallesi Muhtarı Ali Çıraklı, Kültür Turizm Şube Müdürü Reşat Bağcı, Mehmetçik Ortaokulu Müdürü Yüksel Yüksel, Mali Müşavir İhsan Avcı ve Esnaf Osman Özgürlü (Lokumcu Osman) fotoğrafta yer alan isimler. Eskişehir'in sevilen ve tanınmış doktorlarından birisi olan Safa Halaç, 18 Şubat 2014 vefat etti. Cenaze Törenine binlerce kişi katıldı. 1944 yılında Emirdağ'da doğan Halaç, 1982'de Eskişehir Demiryolları Hastanesi'nde İç Hastalıkları Uzman Doktoru oldu. 1987-2003 yılları arasında bu hastanenin başhekimliğini yaptı. Eskişehirspor Kulüp Doktorluğu ve Yönetim Kurulu görevlerinde bulundu. Vakıf kanalıyla hali vakti yerinde olan Emirdağlıların burs vererek başarılı öğrencilerin okutulmasına öncülük etti. 1999 yılında Anavatan Partisi'nden Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu. Eskişehir sevdalısı olan Safa Halaç'a Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun. Eskişehir Halaç'ı ve O'nun hizmetlerini unutmayacak…
--------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

CHP eski İl Başkanı Sinan Özkar:
Yılmaz Hocam İl Başkanı olarak sizinle birlikte çalışmayı çok özledim.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen: Sinan sen hep Odunpazarı İl Başkanı olarak hareket etmedin mi? Benimle değil, Kazım Kurt'la çalışmayı özlemişindir.
-----------------------------------------------
FIKRA
BİR YERDEN BAŞLAMAK LAZIM

'Farklı milletlerin kadına bakış açısı' konulu bir toplantı.
Soru: Bir kadının elini niye öpersin?
Fransız, 'Saygımdan öperim' der.
Alman'ın cevabı şöyle olur: 'Kadınlar kutsal varlıklardır, o yüzden öperim.'
Sıra Türkiye'yi temsil eden Temel'e gelir.
Soru aynı: Bir kadının elini niye öpersin?
Biraz düşünen Temel cevap verir:
'Valla bir yerden başlamak lazım'