Alpu'nun Beyazaltın Köyünde, Türkiye'nin önümüzdeki 50 yıllık ihtiyacını karşılayacak kömür rezervi tespit edildi.

KAPALI BİR İŞLETME
Köy Muhtarı ve aynı zamanda Kızılay Şube Başkanlığını da yapan Yüksel Girgin bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada; 'Buraya kurulacak termik santral son teknoloji ile kurulacak. Artık o teknoloji ile yapılan filtreler insan sağlığına ve doğaya hiç zarar vermeden elektrik üretilebileceğini söylediler. Ülkeye elektrik üretecek. Türkiye'nin en büyük termik santrali olacağını söylediler. O da bölgemizi ve Eskişehir'i çok büyük kalkındıracağına inanıyorum. Şu anda Türkiye'nin 50 yıllık ihtiyacını karşılayacağını ve yerin 350 metre altında kapalı bir işletme ile çalışılacak. Doğaya zarar vermeden yapılacak' dedi.

ÜSTÜ FUKARA
Kurulması planlanın bu santralin Eskişehir'in 'tarım deposu' olan Alpu Ovası'na zarar vereceği iddia ediliyor. Bu konuda endişeli olan çevreciler haklı olarak santralin kurulmasına karşı çıkıyor. Merhum Süleyman Demirel, 'Türkiye zengin madenlerin fakir bekçisi olmamalı' demişti. Ülkemiz bir maden memleketidir. Maden kaynakları açısından zengin olmamıza rağmen, bundan gereğince faydalanamiyoruz. Bor'da olduğu gibi çoğu madeni ham olarak çıkartıp, işlemeden satıyoruz. Yani yine Demirel'in dediği gibi ülkemizde; 'Toprağın altı zengin, üstü fukaradır.' Enerjide dışa bağımlı olan ülkemiz, bu kömür rezervinden faydalanmamasını düşünmek 'akıl işi' değildir.

TAM BAĞIMSIZ OLAMAZ
Bu santral kurulduğunda en son teknoloji filtreler kullanılarak, çevreye zarar verilmemelidir. 'İstemezük' yapılarak, zengin madenlerimiz yer altında mı kalsın? Enerji santrallerine topyekün karşı çıkanlar evlerine elektrikle çalışan makine ve cihaz almasın. Ülkemiz enerjide dışa bağımlılıktan kurtulamadan tam bağımsız olamaz. Ülkemiz nükleer santrallerde kurmalıdır. Türkiye'de kurulacak bu tür santrallere karşı yapılan bazı eylemlerin dış güçler tarafından (özellikle Almanya) planlandığını biliyoruz. Termik santralin eksi ve artı yönleri iyice irdelenerek, karar verilmelidir. Bu termik santral kurulduğu takdirde devlet tarafından işletilmeli. Birilerine peşkeş çekilmemeli....

******

'SİZİN İÇİN ÜZÜLÜYORUM SEVGİLİ ÇOCUKLAR'

'Ayhan Bey eğitime ilişkin bilgiler için teşekkürler. Sonhaber günceli başarıyla okura taşıyor. Gündemle bütünleşmemizi sağlıyor. TEOG, MEOK derken her şeyin karmaşaya dönüştüğü bu eğitim ortamı gerçekten üzüntü verici ve kaygılandırıcı.Hani büyük usta Sait Faik'in 'Son Kuşlar' öyküsünde dillendirdiği 'Benim için değil sizin için üzülüyorum sevgili çocuklar...Bu avcıların yüzünden buralara artık kuşlar gelmeyecek' örneğindeki gibi Cumhuriyetimizin en değerli kurumlarından olan sevgi ve umut yuvası okullarımız da tarih olacak... Uzattım ama ister istemez köy enstİtüsü mezuniyetimizde altı dersin (Türkçe/Kompozisyon, Eğitbilim, Eğitbilim Tarihi,Genel ve Özel Öğretim Yöntemleri,Genel Ruhbilim) bitirme soruları kırmızı mühürlü sarı zarflar içinde gelmişti. Her dersin sınav başlarken ilgili öğretmen mühürlü zarfı hepimizin önünde açarak yazdırmıştı. Cevap anahtarları da yine kapalı zarflarda gönderiliyordu. Testlerin hiç gündemde olmadığı o dönemde elbette en iyi yöntem buydu demek istemiyorum. Ama oluşan güven ortamı çok güzeldi. Bana haksızlık yapıldı diyen kimseyi hatırlamıyorum.' Yukarıdaki bu satırlar bir 'Köy Enstitülü Eğitim Çınarı' İlyas Küçükcan'a ait. Küçükcan, 9 Ekim Pazartesi günü Görünüm'de kaleme aldığım, 'Bilimsel Değil Dinsel Eğitim' başlıklı yazımla ilgili bu yorumu yaptı. Bugün 84 yaşında olan Küçükcan, 1945 yılında başladığı Çifteler Köy Enstitüsü'nden 1949 yılında mezun oldu. 13 yıl köy öğretmenliği yaptıktan sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat (1962) ve Eğitim (1968) bölümlerini bitiren, 35 yıl Milli Eğitime hizmet veren İlyas Hocam yap-boz tahtasına çevrilen eğitim sisteminden kaygılı. O'nun dediği gibi olan çocuklarımıza oluyor.Yanlış eğitim politikaları yüzünden bir nesil heba ediliyor. Bir 'Cumhuriyet Aydını' olarak insanlar için üretmeye devam eden Küçükcan'a sağlıklı uzun ömürler diliyorum...

******

20 YILLIK PLANDA METRO DA OLMALIYDI
Büyükşehir Belediyesi'nin İstanbul Teknik Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'ne hazırlattığı Eskişehir Ulaşım Ana Planı (EUAP) 'Sonuç Raporu' tamamlandı. Raporda ulaşımın 20 yıllık planı belirlendi. Ulaşım sistemi senaryoları; yeni planlanan toplu taşıma hatları, mevcut karayolu toplu taşıma sistemi düzenlemeleri, karayolu ağı değişikliği ve yaylaştırma projeleri gibi 4 ana maddede toplandı. Raporda; Zincirlikuyu ve Organize Sanayi Bölgesi sabah ve akşam saatlerinde çalışması öngörülen ayrılmış şeritli otobüs hattı, Bozüyük-OSB Banliyö Hattı önerildi. 2035 yılı için öngörülen birinci tramvay hattı Kent Hastanesi, Emek,Opera, Kumlubel, Esentepe hattı. İkincisi Osmangazi Üniversitesi- Gar hattı. Önerilen üçüncü hat ise Osmangazi, Çarşı, Opera ve 2 Eylül kampüsü hattı arasında. Son olarak SSK ile 2 Eylül kampüsü arasına dördüncü hatta önerildi. 3 yeni otobüs hattı da önerildi. İlki Kavacık-2 Eylül Kampüs otobüs hattı. İkincisi Keskin-Batıkent Otobüs hattı. Üçüncüsü Osmangazi-Kocakır hattı. 12 ilçeye sadece İnönü'ye bir hat var. Yunus Emre Devlet Hastanesi- İnönü hattı bulunmakta. Mevcut otobüs hatlarının Mahmudiye, Çifteler, Seyitgazi, Han, Alpu, Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerine uzatılması da önerildi. 20 yıl sonra Eskişehir nüfusu ve araç sayısının iki katına çıkacağını var sayan raporu ben yeterli bulmadım. Önerilen yeni tramvay ve otobüs hatlarıyla kentte yaşanan trafik sorunu çözülemez. 20 yıllık planda kentte bir metro projesinin hayata geçirilmesinin önerilmemesini büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Mevcut otobüs hatlarının kırsaldaki ilçelere uzatılması çalışması 20 yılda değil, hemen yapılmalı. İlçelerde yaşayan vatandaşlarımız dökülen eski otobüslerle yolculuk yapmalarına son verilmeli.

******
NOSTALJİ
26 YIL ÖNCESİNİN GENÇ MUHABİRLERİ


Yıl: 1991, 26 yıl önce. Yer: Vilayet binası. O yılların genç muhabirleri Orhan Demir, Rahmi Emeç, Sadi Seda, Valilik Basın Sorumlusu Abdullah Bozkurt ve dönemin Valisi Bahaeddin Güney'in koruması Kamuran Öztürk hatıra fotoğrafı çektiriyor. Demir, Emeç ve Seda yıllarca Eskişehir Basınına hizmet ederek, gazetecilik mesleğini en iyi şekilde icra ettiler. Bu üç isimde emekli olmalarına rağmen Eskişehir için üretmeye devam ediyor. Abdullah Bozkurt daha sonraki yıllarda Valilikten Sağlık Müdürlüğüne geçti. Buradan emekli oldu. Demir, Emeç, Seda ve Bozkurt'u sağlıklı uzun ömürler diliyorum...

******
FOTO ŞAKA

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer: G
aye Hanım ver elini birlikte halay çekelim.
CHP Parti Meclisi Üyesi Gaye Usluer: Utku Bey asla elimi vermem. Sen bana haber vermeden Ankara'ya taşıdıklarınla halay çek.

******
FIKRA

SEVE SEVE İÇERDİM


Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill' e kızgın kızgın söyle seslenir:
- 'Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım.'
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- 'Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim.'