09 Eylül 2015;
CHP İl Başkanı Ersen Yeniceli ve il yönetimi CHP Genel Merkezi tarafından görevden alındı.
10 Eylül 2015;
Görevden alınan Ersen Yeniceli'nin yerine Sinan Özkar CHP il Başkanı olarak atandı.
26 Aralık 2015;
Sinan Özkar bir süre önce Ersen Yeniceli'nin yerine atanarak geldiği il başkanlığına, bu sefer CHP Olağan İl Kongresi'ni 1 oy farkla kazanarak geldi.
24 Aralık 2017;
Sinan Özkar ikinci kere aday olduğu CHP İl Başkanlığını bu sefer 86 oy farkla kazandı…
25 Nisan 2018;
Sinan Özkar, 24 Haziran'da yapılan genel seçimlerde milletvekili aday adayı olmak için CHP İl Başkanlığından istifa etti…
01 Mayıs 2018;
CHP İl yönetimi, Sinan Özkar'ın yerine Rabia Akman'ı il başkanı olarak seçti.
26 Kasım 2018;
Rabia Akman ve il yönetimi CHP MYK tarafından görevden alındı.
27 Kasım 2018;
CHP İl Başkanlığına CHP MYK kararıyla Abdülkadir Adar atandı…
21 Haziran 2018;
YSK Milletvekili kesin aday listelerini açıkladı. Sinan Özkar CHP Eskişehir listesinde 5. sıradan aday gösterildi.
19 Nisan 2019,
Sinan Özkar ve bir grup CHP üyesi, İl Başkanı Abdülkadir Adar'a dilekçe vererek, olağanüstü kongrenin toplanmasını istedi.

***

Sinan Özkar'ın;
21 Mart 2018 tarihinde ESGÜNDEM26 haber sitesinde yayınlanan röportajından;
'İl başkanlığına bir daha aday değilim…'
Sinan Özkar'ın;
24 Nisan 2019 tarihinde ANADOLU gazetesi köşe yazarı Arif Anbar'a yaptığı açıklamadan;
'İl başkanlığına aday değilim, diyemem…'

***

Sinan Özkar görüldüğü üzere,
CHP içinde 2015'ten bugüne etkin olmakla birlikte,
Hem sol hem CHP siyaseti içinde uzun yıllardır olan ve emek veren bir siyasetçi…
Bir dönem,
Eskişehir Baro Başkanlığı seçimlerinde mücadele eden Özkar, Ersen Yeniceli'nin görevden alınarak yerine il başkanı olarak atanmasından bu tarafa CHP yönetimlerindeki etkin isimlerden biri…
Milletvekili olma hedefine 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde ulaşamadı…
Sanırım o nedenle,
21 Mart 2018 tarihinde verdiği röportajda dile getirdiği 'il başkanlığına bir daha aday değilim' düşüncesini revize etmiş olmalı ki, dün Anadolu gazetesinde yer alan açıklamasında, 'adayım' dememekle birlikte, 'aday değilim diyemem' diyor…
Elbette bu kendi düşüncesi ve iradesidir,
Bize ancak saygı duymak düşer…

***

Benim itirazım başka bir noktaya…
Sinan Özkar,
Dün Arif Anbar'a yaptığı açıklamada,
Rabia Akman ve yönetiminin görevden alınmasının ardından CHP Tüzüğü gereği 45 gün içinde olağanüstü kongre yapılması gerektiğini, ancak kendilerinin 31 Mart 2019 yerel seçimlerini düşünerek bu taleplerini dile getirmediklerini ve suskun kaldıklarını, ancak seçimlerin bittiğini ve mazeret kalmadığını belirterek,
'Tüzük CHP'nin Anayasasıdır ve yazdıklarına harfiyen uymak gereklidir' diyor…
Şimdi;
CHP Tüzüğü eğer bu partinin Anayasası ise, ki kesinlikle öyledir, ona harfiyen uyulması gerekiyor ise,
Tüzüğün ilgili maddesinin uygulanması ile ilgili Tüzükte yazılı olmayan 'herhangi bir mazeret' üretilebilir mi?
Mesela,
'3 ay sonra yerel seçim var, şimdilik partinin Anayasası niteliğindeki tüzük hükmünü uygulamayalım…' denilebilir mi?
Seçim Kanununa, Siyasi Partiler Kanununa, CHP tüzüğüne göre; böyle bir subjektif değerlendirmenin hukuken geçerliği var mıdır?
Eğer 26 Kasım 2018 tarihinden 31 Mart 2019 tarihine kadar, yerel seçimler bir 'mazeret' olarak gösterilip; Tüzük hükmü görmezden gelinebiliyorsa,
O zaman,
'CHP'nin bir ay sonra kongreler sürecine girecek olması' neden bir 'mazeret' olmuyor?
O dönemdeki;
'Çok doğru ve yerinde bir kararla' olağanüstü kongre talebi dile getirilmezken;
Ayrı tutum, içinde bulunduğumuz dönem için de sürdürelemez mi?
Ya da,
Mazeretlere indirgenemeyecek bir kesin tüzük hükmü var ise orta yerde;
Ya da şöyle söyleyelim,
Bugün 'CHP Tüzüğünün kesin hükmü, uyulması zorunlu' diyerek olağanüstü kongre talebini savunanlar, o dönem gösterdikleri uzlaşmacı ve esnek tavırlarını bir ay daha sürdürmekten neden imtina etmektedirler?

***

CHP MYK'nın,
Kongreler sürecini önümüzdeki Haziran ayı içinde başlatmayıp, bir yıl erteleme kararı alması ihtimalini kesinlikle gözardı etmeden;
Yapılması durumunda olağanüstü kongrenin,
Son yapılan kongreler sürecinde seçilen delegelerle yapılacak olması,
Olağan kongreye giderken il yönetimini elde tutacak bir yönetimin neredeyse kesin olarak kazanılacağı hesaplarına dayanıyor olabilir mi?
'Olağanüstüyü toplayalım, zaten delege bizim, yönetimi alalım, partiyi olağan kongreye biz götürelim' düşüncesi diyorum; olabilir mi diyorum…

***

Bir şekilde CHP Eskişehir Örgütünün, önümüzdeki 9-10 aylık süreci üst üste iki il kongresi (biri olağanüstü, biri olağan) ile geçirme lüksü yok…
Ne Eskişehir açısından, ne Türkiye açısından…
CHP'de, hem kendi içinde hem ülke düzeyinde bir şeylerin olumlu yönde değişmeye başladığını görüp, bunu sağlam bir yapıya kavuşturma çabası yerine yeniden eski hastalıklara dönmenin kime ne faydası olacak?
Bunun yanıtı nedir?
Bilen var mı?