Geçen yazımda 2018 Bütçe Kanun tasarısını ele almış ve bütçeye her şeyi koymuşlar halkı unutmuşlar diyerek yazıyı sonlandırmıştım. Söz konusu yazıyı kanunun tasarısı üzerinden paylaşmıştım ve bazı eksiklere yanlışlara dikkat çekmeye çalışmıştım. Tasarı maalesef itirazların hiçbiri dikkate alınmadan hatta bazı bakanların adeta 'Siz kimsiniz biz istediğimizi her daim yaparız' dercesine, dalga geçercesine iki ellerini kaldırarak yasallaştı!! Açıkçası şaşırdık mı? Tabii ki hayır!
Bugün de yasanın onaya gidecek metninin üzerinden özellikle dolaylı vergileri örneklendirerek neden yasada halk olmadığını anlatmaya çalışacağım, neden bu yasayı onaylamak için elini değil ellerini kaldırdıklarını ifade etmeye çalışacağım; örneğin yasanın 158. sayfasında 'vergi türleri itibariyle toplam vergi harcaması tahminleri' başlıklı bir tablo verilmektedir. Bu tablo da, devletin vazgeçtiği vergi türleri itibariyle, hangi sermaye kesimlerine hangi objektif kriterlerle ve hangi gerekçelerle bu ayrıcalıkların, istisna ve muafiyetlerin tanındığı ayrıntılı olarak gösterilmesi gerektiği halde, bu yapılmamıştır! Bunun anlamı şudur: Bu vazgeçilen vergiler geniş halk kesimlerinden alınacaktır.
Böyle bir vergi düzeni adalete, demokrasiye, tüketici haklarına, kamu yararına anlayışına, hukuk devleti ve sosyal devlet anlayışına aykırıdır.
Dolaylı vergilerin oranı ülkemizde yüzde 68'e ulaşmış vaziyette. Ve bunun neredeyse tamamı gelir düzeyi en düşük olan yüzde 80 halkımızdan alınmaktadır.
KDV, ÖTV ve diğer dolaylı vergiler tüm dünyada en haksız tüketici vergisi olarak adlandırılmaktadır. Türkiye, dolaylı vergide dünyada yüzde 68 oran ile en başta olan ülkeler arasındadır. Yasaya baktığımızda aynı haksızlık değişmeden azaltılmadan devam ediyor.
· 2018 Bütçesinde doğrudan ve dolayı vergilerin toplamı: 667.319 milyar TL
· Doğrudan vergilerin toplamı: 212.742 milyar TL. Doğrudan vergilerin toplam vergiler içindeki payı: %31.9
· Dolayı vergilerin toplamı: 454.577 milyar TL. Dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki payı: %68.1
Olay bu!
Verginin alınması gereken sermaye kesimlerinden (yani çok kazanan sermaye kesimlerinden), vergi ödememek için vergi cennetlerine gidenlerden gerekli vergi alınmadığı gibi, üstüne faiz ödeyerek devlet tarafından borçlanılmaktadır.
Yasa ile birlikte Türkiye'de vergi almanın meşruiyeti kalmamıştır. Çünkü, vatandaşın ödediği vergi, kendisine kamu hizmeti olarak dönmemektedir.
Ödenen vergiler iç ve dış borçlar ile borç faizlerinin ödenmesine ve sermayeye aktarılmaktadır.
Bu anlayış sürdüğü sürece vergi reformu yapmak adil olsa bile vergi gelirlerini arttırmak bir çözüm sağlayamayacaktır. 2018 Bütçesi bu açıdan halk adına, işsizler ve yoksullar adına, emekliler adına hiçbir değişiklik getirmemektedir. İşte bu nedenle bu sistemden beslenenler ve sermaye kesiminin temsilcileri olanlar aynı tas aynı hamam anlayışı sürsün diye elini değil ellerini kaldırmıştır!..