Öyle çok revaçta olduğu ya da çok trend olduğu için değil;
Yalnızca öyle olduğu için…
Ve artık yazmam, anlatmam gerektiğini düşündüğüm için…
5 kedi masalı…
Kedilerle birlikte yaşamanın lütfünü ve ayrıcalığını ancak 5 yıl önce keşfedebilmiş biri olarak,
Kedilerle birlikte yaşamanın, bizim onlara sunduğumuz bir lütüf değil, onların bize sunduğu bir lütuf olduğunu anladığım için…
Hayvan severler için yaklaşımım, her zaman belli bir empatiyi içerdi…
Evet, hayvan severler var ve gereğini yapıyorlar…
Ama diğer taraftan, sevmeyenler var…
Hatta özellikle köpekler için, korkanlar var…
Onların korkularını, içgüdüsel tepkilerini umursamamak, anlamamak, görmezden gelmek mümkün mü?
Değil…
Karşıdan bir köpek geldiğini görüp, paniğe kapılan, ne yapacağını şaşıran, korkan, çığlık atan az mı insan var?
Onlara, korktukları için tepki göstermek, dahası o korkuları nedeniyle o hayvanların bir şekilde ortamdan kaybedilmelerini istemelerini eleştirmek, sorunun çözümü açısından bir şey kazandırıyor mu bize?
Hayır…
O yüzden,
Sonradan olma bir hayvan sever olarak,
Kedilerden olmasa da(!!!) köpeklerden korkan insanları da anlamak gerektiğini düşünüyorum…
***
Evet, biz gelelim 5 kedi masalına…
Bir anne kedimiz var…
Adı Simbat…
Onu, bu gazete ve köşe yazısıyla meşhur etmeye çalışmamın nedeni, hayatımda tanıdığım en ayrıcalıklı canlı olması nedeniyledir…
İnanılmaz…
Onun (ya da onların mı demeliydim?) dünyalarını keşfetmenin ve belli ölçüde anlamaya çalışmanın, inanılmaz ayrıcalıklı bir keyfi var…
Sonra 3 tane yavrusu…
Her biri eşek kadar oldu ama…
Haydut, Çıtır ve Maya…
Etti dört…
Bir tane de dışarıdan misafirimiz var…
Gerçi artık misafirlikten öteye geçti ama…
Yakın bir zamana kadar, sokağın efesi olan, 'buralar benden sorulur' diyen,
Ama uğradığı bir saldırı ya da yaşadığı bir kaza sonucu, (hangisi olduğunu söylemiyor) arka iki ayağında da çoklu kırık oluşan Güney…
Ne yazık ki artık, normal bir kedinin rahatlıkla zıplayacağı yere bile zıplayamıyor…
Kışı bizde geçiriyor…
Mutfakta, iki sandalyenin üzerinde…
Çünkü diğer yerleşikler, asla kabul etmiyor ve evin başka bur bölgesini kullanmasına izin vermiyorlar…
Sonuçta 5 kedi…
5 kedi masalı…
Ama ne masal, bir bilseniz…
***
Arada yaşadığımız bir trajedi var…
Şimdilik ondan söz etmek istemiyorum…
Bir kayıpla ilgili…
Günün birinde kabullenmeyi becerir ve o gücü kendimde bulursam, anlatırım…
Ama şimdilerde söz etmeyeceğim…
Dedim ya, kedilerden söz ediyorum, başka bir şeyden değil…
Akşam eve geldiğinizde…
Değil benim gibi ikinci kat, altıncı katta oturuyor olsanız da, aşağıda apartmanın giriş kapısından girdiğinizi hissederler…
Her şeyi bırakıp, evin (dairenin) kapısına yönelirler…
Bilirler, geliyorsunuz…
Açarsınız kapıyı, karşılarlar sizi…
Ama asla taviz vermezler…
'Geldiysen geldin, bana ne…'dir tavırları…
Kapıdan girersiniz, sizi görürler, sonra döner giderler…
'Ben ne senin peşinden dolaşacağım, çok istiyorsan sen peşimden koş' mantığıdır kafalarındaki…
Aldırmayın…
Acayip mutludurlar, geldiğiniz için…
Gelmediğiniz zaman ıstıraptır onlar için…
Ne kadar özlerler bir bilseniz…
Ama asla taviz vermez ve zayıf yönlerini göstermezler…
Asla…
'Sen beni sevmek istediğin zaman değil, ben senin beni sevmeni istediğim zaman' derler…
Ama,
Sizi sevmekten asla vazgeçmezler…
Siz onu/onları sevmeye devam ettiğiniz sürece elbette…
Vazgeçin…
Anında bitersiniz…
Zerre düşünmezler vazgeçmek için…
***
5 kedi masalı…
Hayali, yoruma dayalı, ya da kurgusal bir yazı değil bu…
5 kediyle birlikte yaşayan bir adamın düşünceleri, izlenimleri…
Kuvvetle muhtemel,
Bu birliktelikleri, bu nüansları yaşamamış olanlar, abartılı ya da gereksiz bulacaktır, anlarım, önemli değil…
Ama beni anlayacak,
'Eksik bile anlatmışsın…' diyecek de çok okur olacak…
Bundan eminim…
***
5 Kedi Masalı…
Masallara devam edelim mi?
Siz karar verin…