AK Parti'de İl Başkanı Zihni Çalışkan'ın isteği doğrultusunda Odunpazarı İlçe Başkanı Nuri Kahya ve yönetim kurulunun toplu olarak görevden alınacağı öğrenildi.
Genel Merkezden Teşkilatlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı başkanlığındaki bir heyet dün yeni Odunpazarı İlçe Başkanını belirlemek için Eskişehir'e geldi. Heyet önce teşkilatların fikrini sorduktan sonra ilçe başkanlığı için adı geçenlerle mülakat yapacağı öğrenildi. Odunpazarı İlçe Başkanlığı için üç kişinin ismi geçiyor.
Bu isimlerin 30 Haziran 2018 'de AK Parti Milletvekili adayı olan Serhat Tunç, eski belediye meclis üyesi Adem Kara, işadamı Alperen Teker olduğu belirtiliyor. Odunpazarı İlçe yönetimin görevden alınmasında sosyal medyada AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan ile bazı yöneticileri hedef alan whatsup paylaşımının da etkisinin olduğu parti kulislerinde yüksek sesle seslendiriliyor.
----------------------------------------------
CHP SİVRİHİSAR'DA KAPIYA KİLİT Mİ VURDU?

CHP Sivrihisar İlçe Başkanı 'Mustafa Cesur ve İl Yönetimi 15 gün önce toplu olarak' istifa etti. Sivrihisar Eskişehir'in kırsaldaki en büyük ilçesi. Böyle önemli bir değeri olan Sivrihisar'da CHP'nin parti binası 15 gündür kapalı. Bu konuyla ilgili beni arayan Sivrihisarlı CHP'liler; 'İlçe Yönetimi istifa ediyor. İl Başkanı Abdülkadir Adar Sivrihisar'a gelme gereği bile duymuyor. Yeni ilçe yönetiminin atanması konusunda çalışma yapmıyor. Yoksa CHP İl Yönetimi Sivrihisar'da parti binasının kapısına kilit mi vuracak? Bu kadar duyarsızlık ve ilgisizliğe pes diyorum' diye tepki gösterdi. CHP İl Başkanı Adar bir an önce Sivrihisar konusunda çalışma yapmalıdır. CHP yönetimi 'bu ilçeye şaşı bakmaya' devam ederse; 31 Mart'ta olduğu gibi bir sonraki seçimde de burada iddialı bir başkan adayı bulamaz. AK Parti'nin rakibi CHP değil, yine BBP olur...
------------------------------------------------
KÖKSAL'DAN BAKANA
MÜLAKAT TEPKİSİ

Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal, 'sağlıkta personel alımlarında' KPSS'nin yanında mülakatın da getirilmesine tepki gösterdi. Köksal, kendi sosyal paylaşım hesabından; 'Mülakat Sınavı Değil Yazılı Alan Sınavı Olmalı!' başlığıyla yaptığı açıklamada şu görüşlerini dile getirdi; 'Sağlık Bakanlığı yaptığı yanlıştan dönmelidir. KPSS'nin var olma nedeni kamuda şeffaflığı sağlayarak,personel alımı yapmak iken kişiye bağlı kanaatin ön plana çıktığı mülakat sınavı bir geçmişe dönüş olacak ve şeffaflığı kaybettirecektir. KPSS sınavını kazanmış adaylara ekstradan sağlık alanı ile sınav uygulaması yapılabilir. Ancak mülakat koymak ne kadar şeffaf olursa olsun kurumları töhmet altında bırakacağı gibi toplumsal ayrıştırmaya sebeb olacaktır. Bakanlığın 15 Temmuz sonrası işleme koyduğu Güvenlik soruşturması temiz çıkan memur adayları sağlık alanında sınava tabi olabilirler. Yapılacak alan sınavı ile mesleki yeterlilik ölçülebilir. Bunun dışındaki yapılacak bütün uygulamalar sağlık alanın da facianın habercisi olacaktır. Sağlık Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığı ile eğitimin kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar yapmalı.YÖK ile protokol yaparak sahanın ihtiyacına göre eğitim proğramları hayata geçirilmelidir. Geleceğimizi emanet edeceğimiz eğitimini tamamlamış adayların hayatları ile oynamak akıl tutulması yaşamaktır. Bu nedenle mülakat yerine alan sınavı en doğru çözüm olacaktır. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavını hayata düzenli geçiremeyen ve çalışma sistemi üzerine sahadan bi haber olan Bakanlık Bürokratları almış oldukları karardan acil dönmelidirler. Devletimizin güvenliği için Terör örgütleri bağlantılı Kişiler için güvenlik soruşturması yapılmaktadır. Bunun dışında yapılacak her eylem büyük telafisi zor sorunlar ortaya çıkaracaktır.' Köksal iktidara yakın bir konfederasyonun sendika başkanı olmasına rağmen, 'yapılan yanlışlıklar karşısında hiçbir zaman' susmuyor. Uygulamalarda adaletsizlik yapıldığında hem iktidarı hem de Sağlık Bakanını eleştirmekten çekinmiyor. Aynı konfederasyonun 'eğitim işkolunda faaliyet gösteren sendikanın Eskişehir Şube Başkanı keşke bu konuda Köksal'ı örnek alsa' diyorum. Ülkemizde yıllardır 'torpilli göreve alma ve atamanın aracı olan mülakat olayı' tüm kurumlardan kaldırılmalıdır. KPSS ve yazılı sınavlarla bu işlemler yapılmalıdır. Devlet kurumlarında 'yandaşlık ve biat kültürü çöpe' atılarak, liyakat kavramı güçlendirilmelidir. Liyakat konusundaki hassasiyetinden dolayı sayın Köksal'ı kutluyorum...
-------------------------------------------------
ALINAN YARGI KARARI
ESOGÜ'YE YAKIŞMADI

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde (ESOGÜ) yüzlerce personelin katıldığı 'Görevden Yüksel Sınavı' sonuçlanmış ve alınan puanların listesi yayınlanmıştı. Ancak İdare Mahkemesi bu sınav ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı oldu.

HESABINI KİM VERECEK?
Peki durdurma kararının gerekçesi ne? Rektörlük bu sınava üniversite bünyesindeki 'katma bütçeli kurumlarında çalışanları almadığı için' durdurma kararı çıktı. Bazı üniversite yöneticilerinin katma bütçeli kurumlarında çalışanların alınmaması halinde bu sınavın iptal edilebileceği konusunda Personelden Sorumlu Rektör Kamil Çolak ile Rektör Kemal Şenocak'ı uyardıkları öne sürülüyor. Uyarıların dikkate alınmadığı için bu olayla karşılaşıldığı iddia ediliyor. Bazı üniversitelerde de görevden yüksel sınavları yapıldı. Ancak bu üniversitelerde katma bütçeli kurumlarda çalışanlar sınava alındığı onlara için iptal ve durdurma kararları çıkmadı. Hukukçu bir Rektörün yönettiği ESOGÜ'ye 'bu yürütmeyi durdurma kararı hiç' yakışmadı. 'Şube Müdürü, Hastane Müdürü, Şef, Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni, Tekniker olmak için' Görevden Yükselme Sınavına aylarca hazırlanan çalışanlar mahkemenin aldığı bu karar sonrasında mağdur oldular. Mahkemeden 'olası iptal kararı çıkması durumunda tüm emekleri heba' olacak. Bunun hesabını kim verecek?

İKİ GÖREVİ BİRDEN
YÜRÜTÜYOR
ESOGÜ'de bir fakültenin dekanı bu görevini bırakmadan asil olarak Rektör Yardımcılığı yapıyor. Bu kişinin 'iki görevi birden yürütmesi kurumda sıkıntı' yaratıyor. Görev yaptığı fakültenin de değerini küçültüyor. Başka bir Rektör Yardımcısı da 'daha fazla ücret alabilmek' için 20 saat derse giriyormuş. Rektör Yardımcısı olarak işinin yoğunluğundan bu derslerin tamamına giremediği için olan öğrencilere oluyormuş. Üniversitenin öğrenci sayısı olarak en büyük fakültesi olan Mühendislik Mimarlık Fakültesi'ni temsilen bir Rektör Yardımcısının olmaması bu kurumda çalışan öğretim üyelerinin tepkilerine neden oluyor. Öğrencilerden yemekhanedeki yemeklerin kalitesizliği konusunda çok sayıda şikayet geliyor.
BAĞIŞLANAN KİTAPLAR
NEREYE KONULACAK?
Rektör Kemal Şenocak Cuma günü Ankara Hukuk Fakültesi'nde saat 09.00-11.00 saatleri arasında Deniz Ticareti Hukuku, 15.00-18.00 saatleri arasında da Deniz Sigorta Hukuku dersleri veriyor. Dersi sabah başladığı için bir gün önceden Ankara'ya gidiyor. Şenocak haftanın iki veya üç gününü Ankara'da geçiriyor. Bazı öğretim üyeleri başta Ankara olmak üzere bazı illerden günü birlik Eskişehir'e geliyor. Burada kalmadan memleketlerine gidiyor.
Eskişehir'e çok sayıda değerli akademisyen varken, dışarıdan Rektörler getirilmesinin üniversitelerdeki aileyet duygusunu olumsuz yönde etkilediği bir gerçek. Üniversitenin kütüphanesi küçük ve yetersiz olması nedeniyle kitapların büyük çoğunluğu depolarda saklanıyor. Böyle bir ortamda Rektör ESO ve ETO gibi kurumlardan kitap bağışı sözleri alıyor. Ancak bu kurumların parayla satın alınıp, üniversiteye bağışlanacak kitaplara raflarda yer bulunacak mı? Yoksa onlar da mı depolarda saklanacak?
---------------------------------------
NOSTALJİ
SİYASETTE HEP ÖRNEK OLDU

Yıl 1988. 31 yıl önce SHP İl Başkanı merhum Niyazi Önal, parti yöneticisi Azmi Kerman ile birlikte. Avukat Niyazi Önal 1973-1977 yılları arasında CHP Eskişehir Milletvekilliği yaptı. 1965 yılında Eskişehirspor'u kuran 10 kişiden biriydi. Türk Futbolunda Anadolu Devrimini yapan Eskişehirspor'a büyük hizmetleri oldu. Parti ilkelerine bağlı, dürüst bir insandı. Önal, kaliteli ve saygın kişiliğiyle bugün gençlere hep örnek gösterilen ve rahmetle anılan büyük bir şahsiyettir Önal'a Allah'tan rahmet diliyorum. 31 yıl öncesinin SHP Parti Yöneticisi Azmi Kerman bugünde demokrasi ve siyaset mücadelesini hem ADD'de, hem de CHP'de devam ediyor. Demokrasiye bağlılığı, yılmaz Cumhuriyet savunuculuğuyla takdir topluyor.
---------------------------------------------------
FIKRA
OSMANLI DA FAYTON ARKASI YAZILAR

'O şimdi yeniçeri...'
'Hatalıysa.. Tez kellesi vurula..'
'Tek rakibim Hezarfen Ahmet Çelebi.'
'Kıroyum ama akçe bende.'
'Faytonunda yer yoksa bana güzelim, ben at üstünde de giderim..'
'Paşa babam sağ olsun.'
'Akıncısın dediler kız vermediler..'
'Fetihlerin ustasıyım, gözlerinin hastasıyım..'
'Alırım faytonunu..'
'Hakkını ver faytonun, hakkını..'
'Havan kime sultanım..'
'Atlarım beyaz, kılarım namaz.'
'Rahmetli de şahlanırdı..'