ABD, Fransa ve Büyük Britanya'dan oluşan Batı ittifakının dün Suriye'deki hedeflere düzenlediği saldırı olayları yakından takip eden kitlece kolayca anlaşılacağı üzere kamuoyuna yansıtılandan farklı amaçlar içeriyor. Bu üç büyük batılı gücün Suriye'deki muhtelif hedeflere 112 füze yolladığı saldırı rejimi çökertme amacını taşımıyor. En azından şu aşamada öyle gözüküyor. Ortadoğu'nun Jandarması konumunu Rusya'ya karşı yanına başka büyük güçleri de alarak korumaya çalışan ABD'nin amacı açık; ne olursa olsun kesintisiz petrol akışı sağlanacak. İsrail devletinin varlığı korunacak. ABD için tehlikeli olabilecek kitle imha silahları yok edilecek. Yine ABD muhalif yönetim ve unsurlar etkisizleştirilecek, Irak denetim altına alınacak, enerji kaynaklarına sahip olan bölgeler kontrol altına alınacak, enerji ulaşım yollarının kontrolü ve denetimi sağlanacak, kökten dinci İslam zeminine ılımlı İslam oturtulacak.
Dün Kadri Gürsel köşesinde harakete ilişkin şu tespiti yapmış; 'Harekatı düzenleyen Batılı güçlerin ise Rusya ve İran'la doğrudan çatışmaya girmeye istekli görünmediklerini anlıyoruz.
Misal, Büyük Britanya Başbakanı Teresa May, 'Amacımız rejim değişikliği değil' diye bizzat açıkladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 'Hedeflerinin Suriye'nin kimyasal silah tesisleriyle sınırlı olduğunu' söyledi.
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis 'Taarruzun bir kereye mahsus olduğunu' belirtti.
Bu söylemler Rusya'dan da olumlu karşılık gördü. Ruslar, harekattan dolayı Rus personelden zayiat olmadığını ve Batılıların gönderdiği füzelere kendi hava savunma sistemlerinin müdahale etmediğini açıkladılar. Meali şu: 'Bize zarar vermediniz, biz de size dokunmadık, o halde tırmandırmaya gerek yok.'
Kınamalar, lanetlemeler olacaktır tabii... Bunlar işin halkla ilişkiler boyutunda cereyan ediyor. '
Evet olay aynen bu, herkes kendini düşünüyor!!
ABD çıkarlarının korunması için ABD dahil diğer batılılar kendi halklarına karşı demagojik laflar yaparak haklı oldukları sanısını yaratıyorlar. Rusya ise laf yapmaz iş yaparız mantığı ile işine gelene onay veriyor işine gelmeyene aba altından sopa gösteriyor. Kısacası her iki büyük güç Ortadoğu ülkelerini adeta kuklaya çevirmiş istediği gibi oynuyor vaziyetinde. Ülke olarak bize gelince ne yapacağını şaşırmış rotası belli olmayan gemi gibi ilerliyoruz. Bir bakıyorsunuz ABD bir bakıyorsunuz Rusya yanlısı oluvermişiz! Özellikle ABD'nin sürekli uyguladığı yol ve yöntemlere esir oluyoruz. Ne şiş yansın ne kebap modundayız ancak görünen o ki bu gidişle bu politika ile maalesef hem şiş yanacak hem de kebap!..