O bir Efsane. O tek bir el hareketiyle bütün tribüne aynı anda ayağa kaldıran Lider. O 'sessizliğin içinden büyük tezahüratlar yaratan' gerçek bir Kral. Anlattığım isim Eskişehirspor'un o görkemli yıllarında 'dünyanın en büyük orkestrasını yöneten' Amigo Orhan'dan başkası değil. Amigo Orhan küfrettirmezdi. Fair Play ruhuna sahip birisiydi. 7'den 77'e herkes tribüne gelirdi. Hiçbir zaman 'Eskişehirspor üzerinden rant elde etmeyi aklının ucundan bile' geçirmedi. Tribünlere 'siyasetin bulaşmasına' asla izin vermedi. 1936 yılında Oklubalı'nda doğan Orhan Erpek, sadece ES ES'in değil, 'Türk futbol tarihinin ölümsüz isimlerinden' birisidir. Bu büyük efsaneyi yaşarken değerini bilmeliyiz. Bu anlamda Eskişehirspor'un Yeni Atatürk Stadyumu'ndaki bir tribününe Amigo Orhan'ın adı verilmelidir. O dürüst ve lider kişiliğiyle sağlam Eskişehirsporluk duruşuyla bunu sonuna kadar hak ediyor. Düşünün stattaki bir tribüne Amigo Orhan'ın efsane fotoğraflarından birisi konulmuş. Platformun üzerinde de 'Amigo Orhan Tribünü' yazılmış. Gerçekten güzel olmaz mı? Bu görüntü ES ES'teki olan vefayı tüm Türkiye'ye göstermez mi? Eskişehirspor Yönetimi bu konuda alacağı kararla sadece Amigo Orhan'ı değil, 'onunla birlikte geçmişte slogan atan ihtiyar delikanlıları, onun hikayeleriyle büyümüş yüzbinlerce Eskişehirsporluyu' sevindirecektir...
----------------------------------------------
OTOPARKÇIYA PARA CEZASI
KESME YETKİSİNİ KİM VERDİ?
Esin Kavga Eskişehir'in en başarılı kadın lise müdürlerinden birisidir. Kendisini ilk okul müdürü olduğu günden beri yaklaşık 19 yıldır tanırım. Esin Hoca geçtiğimiz günlerde beni telefonla aradı. ESPARK AVM'nin otopark işletmecisiyle yaşadığı 'kendisini son derece üzüp ve sinirlendiren' olayı bana anlattı. Kavga; '22 Temmuz 2019 Pazartesi günü saat 15.30 da arabam ile Gazi Mustafa Kemal Anadolu Lisesi'nden 2 okul müdürü arkadaşımla çıkıp ESPARK AVM'ye yemek ve alışveriş amaçlı geldim. 'Otopark fişinizi yanınıza alınız' uyarısı nedeniyle fişimi cebime koyup alıveriş yapıp yemek yedim. Otoparktan çıkmak istediğim sırada otopark fişimin yerinde olmadığını fark ettim. Görevlinin ödeme noktasına uğramam gerektiğini söylemesiyle aracımı yeniden park edip, ödeme noktasına çıktım. Fiş kaybolduğu için 30 TL ceza ödemem gerektiğini öğrendim. Yetkili olduğunu belirten beyefendiye 1,5 saattir otoparkta olduğumu üstelik alışveriş fişlerimin olduğunu ve otopark girişinde böyle bir uyarı olmadığını söylememe rağmen yetkili olduğu söylenen beyefendi uygulamanın bu olduğunu kaybetmemem gerektiğini alaycı tavırlarla söyledi. Ödeme noktası dışında herhangi bir uyarı olup olmadığını kendisine de sorduğum da olmadığını ama uygulamanın bu olduğunu belirtti. Yapılan uygulamanın 'insanı aptal yerine koymak olduğunu' yanımda şahit arkadaşım olduğunu hatta gerekirse okul kamerası, mobese ve Espark kamera kayıtlarından kaçta girdiğimi ispatlayabileceğimi söyledim. Bana ' Bu otopark Espark'a ait değil. bizde dükkanlar gibi işletmeyiz. Uygulamamızda bu şekilde kaybetmeseydiniz' denildi. Parayı ödeme derdimin olmadığını tavrın yanlış olduğunu söylememe ve ceza makbuzu istememe rağmen sadece 30 lira otopark ücreti yazan bir fiş verildi. El yazısı ile 'fiş kaybetme cezası ödendi' yazan fişi ise arabamı çıkarabilmek için otopark çıkışındaki görevli geri aldı. Aksi takdirde arabam otoparkta mahsur bırakılacaktı. Otopark girişi ve herhangi bir yerde ceza uygulaması uyarısı olmadan böyle bir uygulama yapılması haksız kazanç elde etmektir. Saat 10.00 da açılan AVM'nin 17.19 kadar 7 saatlik ücreti ödeme noktasında 6-8 saat arası 20 TL. olarak yazmaktadır. 30 lira ceza ödemesi yaptığım hizmetin karşılığı olarak verilen fişte ödeme sebebi otopark ücreti yazmakta ceza belirtilmemektedir. Fiş yoksa otopark ücreti alınabilir. Ancak ceza kesme yetkisini bu otopark işletme şirketine kim vermiştir? Bu konuda şikayetci olacağım.' Kavga, ödeme noktasında kayıp bilet ücret uyarısını gösteren afişin halk görmesin diye geçiş noktasına ters olarak konulduğunu da sözlerine ekledi. Umarım Espark Yönetimi Esin Hoca'nın şikayeti ile ilgili gerekenleri yapar. Ancak bir otopark işletmecisine bileti kaybeden insanlara para cezası kesme yetkisini kim verdi? Böyle bir yetkisi yoksa, nasıl ceza kesebiliyor? Niye kesilen fişte ceza belirtilmeyip, otopark ücreti alınabiliniyor? Otopark işletmecisi bu yasa dışı olduğu iddia edilen uygulamayla müşterilerini aptal yerine koymuş olmuyor mu? Bu konuyla ilgili yetkili tüm kurumları göreve çağırıyorum...

-----------------------------------------------------
KULAK TIKACI VE ŞEKER

4 aylık bebeğiyle uçak yolculuğu yapan Amerikalı anne diğer yolculara yaptığı sevimli jestle insan olmanın, insana saygılı olmanın en güzel örneğini göstermiş. Hiç kimse 15 saatlik yolculuk boyunca bebek ağlaması duymak istemez. Seul'den San Francisco'ya giden yeni anne de bunun farkında.

'BENİM İLK UÇUŞUM'
Dave Corana adlı anne Seul'den San Francisco'ya yapacağı 15 saatlik yolculuk öncesinde 4 aylık bebeğinin uçuş sırasında ağlaması ihtimaline karşın, 200'den fazla küçük paket dağıttı. Annenin dağıttığı paketin içinde şeker, atıştırmalıklar ve bebeğin ağlaması ihtimaline karşın bir çift kulak tıkacı vardı. Anne paketin içine bebeğinin ağzından yazılmış bir de not koymuştu. 'Selam, benim adım Junwoo ve sadece 4 aylığım. Bugün annem ve anneannemle birlikte teyzemi görmek için ABD'ye gidiyorum. Biraz gerginim, çünkü bu benim kısa hayatımdaki ilk uçuşum, yani ağlayabilir veya biraz fazla gürültü yapabilirim. Çok fazla ses çıkarmamaya gayret edeceğim, ama bunun için söz veremiyorum. Lütfen beni mazur görün. Bu sebeple annem sizin için küçük bir paket hazırladı! İçinde atıştırmalık bir şeyler ve kulak tıkaçları var. Lütfen çok ses çıkarırsam bunları kullanın. İyi yolculuklar. Teşekkür ederim.'

BİRBİRİMİZİ SEVMELİYİZ
'Çocuğun varsa en olmaz dediğin şeyleri düşünmek zorundasın' derler ya; Corana'da uçak yolcuğu konusunda son derece düşünceli bir davranış sergilemiş. Dünya bu annenin yaptığına benzer ince davranışlarla daha da güzelleşebilir. Daha da yaşanılır bir hale gelebilir. İnsanlar tüm farklılıklarına rağmen birbirlerini sevmelidir. Ortak bir dünyada yaşadıklarının farkına varmalıdır...
---------------------------------------------
NOSTALJİ
TÜRK ESKRİMİN GERÇEK EFSANESİ

Tarihi fotoğrafta Türk Eskriminin ve Eskişehir Demirspor Kulübü'nün efsane isimlerinden Osman Zeki Özden kazandığı kupayla görülüyor. Özden 1933 yılında Eskişehir'de doğdu. 1948 yılında Eskişehir Demirspor Kulübü'nde eskrime başladı. Türkiye Şampiyonalarında defalarca birinci, ikinci ve üçüncü oldu. Çeşitli dönemlerde oluşturulan millî takımlarda yer alarak ülkemizi temsil etti. 1968 yılında düzenlenen Balkan Şampiyonası'nda 3. olan Epe Takımında yer aldı. Eskişehir'den milli takıma 22 sporcu yetiştirdi. 1970 yılında itibaren Milli Takım Antrenörü oldu. Bu görevi 24 yıl sürdürdü. Pek çok Balkan ve Dünya Şampiyonaları'nda Milli Takım Antrenörü olarak görev aldı. Çeşitli federasyonlarda asbaşkanlık, teknik kurul başkanlığı görevi yaptı. Özden aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası hakemlerinden birisi oldu. 11 Ağustos 1996'da vefat etti. Eskrim ve spor camiası bu büyük sporcu ve teknik adamı unutmayacaktır. Mekanı Cennet olsun...
----------------------------------------------

FIKRA
DÜŞTÜK BEA..

Kadının evinde cam kırılmıştı. Camcıyı aradı ve sipariş verdi. Yarım saat sonra zil çaldı. Kadın megafondan seslendi:
- Kim o?
- Camcı bea..
Kadın kapıyı açtı ve camın takılacağı yeri gösterdi. Beş dakika sonra yine zil çaldı.
- Kim o?
- Camcı bea..
- Yanlışlık var. Az önce bir camcı gelmişti.
- Düştük bea..