Bilindiği gibi 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı 8 Haziran 2018 Cuma günü sona erecek.
Okulların kapanmasının ardından, öğretmenlerin 11 Haziran Pazartesi günü mesleki çalışmalara (seminer) başlayacağı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından daha önce ilan edilmişti.
Ancak; MEB tarafından yeniden hazırlanan '2018 Mesleki Çalışma Programı'na göre; öğretmenlere 9 Haziran Cumartesi ve 10 Haziran Pazar günleri, hafta sonu tatili olmasına rağmen seminer çalışması konuldu.
MEB'in seçimleri bahane ederek yaptığı bu düzenleme, öğretmenler ve eğitim iş kolundaki bazı sendikalar tarafından tepki ile karşılandı.

ÇALIŞANLARIN DİNLENMESİ ANAYASAL BİR HAKTIR:
Çalışanların dinlenme hakkı, Anayasamızın 'Çalışma şartları ve dinlenme hakkı' başlıklı 50. maddesi ile korunmuş bir haktır.
MEB, öğretmenlerin mesleki çalışma (seminer) programını yaparken kişilerin çalışma koşulları ve dinlenme saatlerini göz önüne alması gerekirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), seminer dönemini planlarken yasalara uygun hareket etmeli, öğretmenlerin dinlenme hakkı gasp edilmemelidir.

KEYFİ SEÇİM UYGULAMALARI
MEB'in öğretmen seminer programlarında olduğu gibi seçimi bahane ederek keyfi değişim uygulamaları tüm hızıyla devam ediyor.
Eğitimciler aşağıdaki soruların cevaplarını merak ediyorlar.
  • Milli Eğitim Şube Müdürlüğü bölge hizmetinin bir yıl ertelenmesinin gerekçeleri nelerdir?
  • Okulların müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı görevlendirilmesi için yapılan sözlü sınav (mülakat) sonuçlarının açıklanması neden ertelenmiştir?
  • Sözleşmeli Öğretmen alımı sözlü sınav sonuçlarının açıklanması neden ertelenmiştir?
Değerlendirmesi yapılmış sınavların sonuçlarının açıklanmasının sonraya bırakılması beraberinde birçok soruyu da akla getirmektedir. Özellikle; yönetmelik hükümleri çok açık olduğu halde; şube müdürlüğü yer değiştirmelerini bir yıl ertelemek sadece yönetmeliklere değil hukuk kurallarına da aykırıdır.
Eğitimciler bu durumları 'şaka ile karışık'; 'Seçimlerde kimin daha çok çalıştığına bakılarak yeniden puanlama yapılacak' diye yorumluyorlar.

ÇOCUKLARDAN UTANIN;
Geçen hafta gazetelere de yansıyan bir olay Eskişehir kamuoyunu gerçekten çok üzdü.
Odunpazarı Belediyesi, Seyitgazi'den gelen istek üzerine bir okulun bahçesine kamelya, bank, oyun grubu ve çöp kovaları yapıyor.
Çocuklar sevinç içinde oyun grubunda eğleniyorlar, güneşin altında taşa toprağa oturmaktan kurtuluyorlar. Ancak sevinçleri üç gün sürüyor
İddiaya göre; içlerinde siyasetçilerin de bulunduğu bazı kişiler bu durumu öğrenince kıyameti koparıyorlar. Sanki büyük bir 'suç' işlenmiş gibi en üst düzey yöneticiler devreye sokuluyor ve maalesef Odunpazarı Belediyesi'nin yaptığı her şey okul bahçesinden sökülüp geri götürülüyor.
'Ülkemizin geleceğini inşa edecek' çocuklar sökülme işlemini büyük bir üzüntü ile izliyorlar.
Şimdi; bu 'geri sökülme' kararının alınmasında uzaktan yakından ilgisi olanlara ve 'çirkin siyasete' teslim olanlara sormak istiyorum;
Bu tip hareketlerle, çocuklarımıza hoşgörü, sevgi, saygı, paylaşım gibi değerleri nasıl kazandıracağız?
Üç gün boyunca oyun gruplarında neşe içinde oynayan, yorulunca kamelyanın gölgesinde oturan, banklarda arkadaşları ile oturup tatlı tatlı sohbet eden minicik yavrular sizlere;
'Bizim oyun gruplarımızı, kamelyamızı, banklarımızı hatta çöp kovalarını neden söküp götürdünüz?' diye sorduklarında ne cevap veriyorsunuz?
Yüzünüz kızarmıyor mu?