Manisa'da 23 Mayıs tarihinde Manisa 1'inci Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Albay Arif Seyhun Kışlası'nda 1046 asker gıda zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırılmış, bir asker yaşamını yitirmişti.
BAKAN
PROTESTO EDİLDİ
Bu olaydan 4 gün sonra, 27 Mayıs tarihinde bu kez, Kırkağaç 6'ncı Jandarma Komando Er Eğitim Alayı'nda zehirlenme vakası yaşanmış, 70 asker hastaneye kaldırılmıştı. 16 Haziran'da bu kez General Seyfettin Çalbatur Kışlası 1'inci Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı'nda 50'ye yakın asker, akşam yemeğinin ardından zehirlenme şüphesiyle hastanelere kaldırıldı. Ancak ilerleyen saatlerde zehirlenme şüphesiyle hastanelere kaldırılan asker sayısı 69'a yükseldi. Bir gün sonra Albay Arif Seyhun Kışlası'nda akşam yemeğinin ardından bazı askerler rahatsızlandı. Bulantı ve kusma şikayetiyle revire başvuran yaklaşık 590 asker, ambulanslarla kentteki hastanelere sevk edildi. Manisa'da bir ay içinde 4 defa binlerce askerin zehirlenmesine neden olan yemek şirketinde çalışan 24 kişi gözaltına alındı. Göz göre göre ard arda yaşanan bu skandallar ziniciri halkın ve Manisa'da evlatları askerlik yapan ailelerin tepkisini çekti. Hastaneye ziyarette bulunan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık asker yakınları ve vatandaşlar tarafından protesto edildi.
VİCDANLARI RAHAT MI?
Dördüncü zehirlenme olayından sonra Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, yemek veren şirketle sözleşmeyi sonlandırdıklarını açıkladı. Niye ilk zehirlenme olayından sonra bu şirketle sözleşme sonlandırılmadı? Neden bu gözaltılar daha önce yapılmadı? Bir askerin yaşamını yitirmesine rağmen bu şirketin kınalı kuzulara yemek vermesine kim nasıl izin verdi? Ailelerin sizlere emanet ettiği çocukları dört defa zehirlenmesinde Milli Savunma Bakanlığının, Genel Kurmay Başkanlığının, Manisa Valisinin ihmali yok mu? Bu zehirlenme olaylarında ihmali olanlar istifa etmeyi düşünmüyor mu? Binlerce askerin ard arda zehirlenmesi sonrasında vicdanları rahat mı? Tam altı kez isim değişikliği yapan bir firma nasıl ihaleyle yemek işini alabildi? Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bu olayda ihmali olanlardan hesap soracak mı? Bu skandal Avrupa'da, Amerika'da, olsaydı, ihmali olanlar istifa ederlerdi? Bu ülkelerdeki özgür medya bunun hesabını sorardı. O ülkelerin Milli Savunma Bakanı vicdanen rahatsız olup, 'istifa etme erdemliliğini' gösterirdi.
GÜVENİ YOK ETTİ
Türkiye'de basın özgürlüğü olmadığı için medyamız bu skandalın üzerine yeterince gidemiyor. Çünkü bu ülkelerde insan hayatına değer veriliyor. Eskiden çocukları Güneydoğu'da askerlik yapan aileler büyük endişe yaşardı. Çocuklarının teröre kurban verilmesinden korkarlardı. Bugün artık çocuklarını Manisa'ya asker olarak gönderen aileler büyük endişe yaşıyor. Büyük emekler vererek, yetiştirdikleri çocuklarının emanet ettikleri kışlada yediği yemekten zehirlenip ölmesinden korkuyor. AK Parti ne yazık ki; 15 yıllık iktidarı döneminde halkın devletin tüm kurumlarına olan güvenini yok etti. Bundan dolayı Cumhuriyete bağlı, Atatürk'ün izinden giden insanlar ülkenin geleceği konusunda büyük endişe yaşıyor. Albert Camus 'Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın' demişti. Ülkemizde yaşayan gençlerin eskiden en büyük kaygısı işti. Şimdi ise en büyük kaygıları 'güvende olma ve bir hiç uğruna ölme' oldu…


***
SADECE CHP'LİLERİN Mİ YÜRÜMESİNİ İSTİYOR?

CHP Eskişehir Teşkilatı Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vermek için yürüyüşlerini sürdürüyor. Ancak İl Başkanı Sinan Özkar'ın Odunpazarı İl Başkanı gibi hareket etmesi yüzünden yürüyüşe istenilen sayıda katılım bir türlü olmuyor. Sinan Özkar, Eskişehir'deki sendika ve demokratik kitle örgütlerinin başkanlarına mesaj göndererek, onları yürüyüşe davet etti. Ancak gönderdiği mesajın sonunda kullandığı ifadelerle sendika ve demokratik kitle örgütü başkanlarını şaşırttı. Özkar 18 Haziran'da yapacakları yürüyüş için gönderdiği davet mesajında şu ifadeleri kullandı; 'Sayın yöneticiler yarın (18.06.2017) saat 18:30 da ADALET için Adalar Migros önünde toplanarak Espark'a yürüyeceğiz. Tüm partililerimiz davetlidir. Saygılarımla. İl Başkanı Av. Sinan ÖZKAR B016' Özkar Sendika yöneticilerine gönderdiği mesajının sonunda 'Tüm partililerimiz davetlidir' diyor. Özkar bu mesajla CHP üyesi olmayan sendika yöneticileri, sendika üyeleri, demokratik kitle örgütü yöneticileri ve üyelerinin bu yürüyüşe katılamayacaklarını söylemiş olmuyor mu? Yoksa Özkar bu mesajı sadece CHP üyesi olan sendika başkanlarına mı gönderdi? CHP üyesi olmayanların 'Adalet Yürüyüşüne' katılmamasını mı istiyor?


***
foto şaka

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: Harun Bey, Eskişehir'deki BBP'li arkadaşlarım referandumda sizi destekleyerek 'Evet' oyu verdi.
AK Parti MKYK Üyesi Harun Karacan: Mustafa Bey, BBP ve MHP'liler 'Evet' vermişse, bizim oylarımız nerede? Bizimkiler 'Evet' demişse sizin oylarınızı şeytan alıp götürüp, satamadan getirdi mi?