Eskişehir, Türkiye'de tuğla ve kiremit sektörünün en gelişmiş olduğu kentlerin başında geliyor.

2001'DE BAŞLADI
Özellikle Tepebaşı Bölgesi'nde yoğunlaşan tuğla ve kiremit sanayi Eskişehir'in tarihsel geçmişinde ve gelişiminde etkili bir sektör olmuştu. Bu sektör günümüzde de Eskişehir sanayisinde itici bir güç olarak önemini korumaktadır. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç 2001 yılında Eskişehir'in geleneksel pişmiş toprak üretimi ve sanayisinin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu' nu düzenledi. Tepebaşı Belediyesi 2001, 2002 ve 2003 yıllarında bu sempozyumları düzenledi. 2004-2009 yılları arasında Tacettin Sarıoğlu Tepebaşı Belediye Başkanlığı döneminde Eskişehir için önemli olan bu sempozyum düzenlenmedi. Ataç, 2009'da tekrar belediye başkanı olmasıyla Tepebaşı Belediyesi 2010 yılından itibaren her yıl düzenli olarak ve şenlik havasında Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu'nu yeniden gerçekleştirmeye başladı. Başkan Ataç tüm zorluklara rağmen kentimize kazandırdığı bu önemli sempozyumu sürdürmeye devam ediyor.

BÜYÜLÜ ATMOSFERDE
Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası 13'ncü Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu 02-14 Eylül 2019 tarihleri arasında ETİ'nin eski fabrika alanınının büyülü atmosferinde halkla buluşacak.
Eski fabrika alanında gerçekleştirilecek etkinliklerde sanatçılar tasarladıkları eserleri çalışırken, sanatseverler de onları takip edecek. Tepebaşı Belediye düzenleyecekleri sempozyumla; Eskişehir'in önemli bir kimliği olan pişmiş toprağı sanatsal, sektörel ve bilimsel olarak ele almayı ve bu yolla bir yandan sektöre destek vermeyi, diğer yandan bilimsel sunumlarla bu alanda faaliyet gösterenlerin bilgiyi paylaşmasını sağlamayı ve sanatsal üretimlerle kentimize yeni eserler kazandırmayı amaçlıyor. Bu yıl sempozyuma ülkemizden Tarık Kartal, İsmail Yardımcı, Yasemin Yarol, Ergün Arda, Ece Kanışkan, Deniz Onur Erman katılacak. Yurt dışından da şu sanatçılar katılacak; 'Zhan JıngJıng, Gudrun Kühne, Mun Kyung Kım, Miguel Angel Gıl Andaluz, Janına Myronowa.' Sanatçıların özgün çalışmaları her gün 10.00- 18.00 saatleri arasında sanatseverler tarafından takip edilecek. Ücretsiz düzenlenecek konserlerde sevilen sanatçılar sahne alacak.

ABİDİYE DÖNÜŞTÜ
Toprağın sanata dönüşümünde tüm safhaların kent halkınca izlendiği Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu kapsamında günümüze dek ulusal ve uluslararası sanatçıların yaptığı yüzlerce heykel kente kazandırıldı. Sempozyumda ortaya çıkan bu eserler kentin geçmişten geleceğe pişmiş toprak kültürünü yansıtan birer abideye dönüştü. Eskişehir belki de yıllar sonra bu eserlerle sadece Türkiye'de değil, Dünya'da önemli bir marka haline geldi. Sırf bu eserleri görmek için Eskişehir'e turistler geliyor. Eskişehir adına böylesine önemli bir sempozyumun gerçekleşmesinden emeği geçen başta Başkan Ahmet Ataç olmak üzere tüm çalışanları kutluyorum.

-----------------------------------------------------
NOSTALJİ
BEŞİ BİR YERDE

Yıl 1992. 27 yıl önce. Yer: Eskişehir Polisevi. Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) büyük bir işe imza atarak; kentin beş milletvekilini bir araya getiriyor. 1991 Genel Seçimlerinde DYP 3, ANAP 2 milletvekili çıkarmıştı. (O yıllarda milletvekili sayımız beşti) 1991-1993 yılları arasında Derneğin Başkanlığını yapan Orhan Kesikoğlu, DYP Milletvekilleri Hüsamettin Cindoruk, İbrahim Yaşar Dedelek, Fevzi Yalçın ile ANAP Milletvekilleri Mustafa Balcılar ve Hüseyin Aksoy'u Eskişehir'i konuşmaları noktasında dernek üyeleriyle buluşturdu. Tarihi Fotoğrafta o yıllarda derneğin yönetiminde bulunan Nevzat Altınel, Serdar Taci Zengin, Ömer Bilgin, Mehmet Arapoğlu, Selim Çolpan, Serdar Yazıcı, Servet Uğuzman, Necati Yalçın'da yer alıyor. Cindoruk o tarihte sadece milletvekili değildi. TBMM Başkanlığı gibi çok onurlu bir görevi de üstleniyordu. 20 Ekim 1991 seçimlerinde DYP'nin seçim sloganı 'Eskişehir Gelişecek Büyükşehir Olacak' idi. Yapılan seçimlerde DYP-SHP Koalisyon Hükümeti işbaşına geldi. Kesikoğlu, beş milletvekilinin katıldığı toplantıda Cindoruk'a bu sözü hatırlatarak; 'Eskişehir Büyükşehir olmak istiyor. Seçimde verdiğiniz sözü tutmanızı bekliyor' dedi. Cindoruk'ta 'Ankara'ya gidince bu işin olması için çalışacağım. Eskişehir'i Büyükşehir Belediyesi yapacağız' diye yanıt verdi. Cindoruk dediğini yaptı. Eskişehir'in Büyükşehir Belediyesi olmasını sağladı.
------------------------------------------
CUMARTESİ HİKAYESİ
KARAR VERMEK BİLGELİK GEREKTİRİR

Köyde yaşlı, çok fakir bir adam varmış. Ama kral bile onu kıskanırmış. Çünkü 'dillere destan bir beyaz atı' varmış. Kral at için ihtiyara nerdeyse 'hazinesinin tamamını teklif etmiş' ama adam satmaya yanaşmamış. İhtiyar demiş ki: 'Bu at, sadece bir at değil bir dost benim için. İnsan dostunu satar mı?' Bir sabah bakmışlar ki, at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış; 'Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın.' İhtiyar demiş ki: 'Karar vermek için acele etmeyin, sadece 'At kayıp' deyin. Çünkü gerçek olan sadece bu, ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi. yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç, arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.
Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler. Ama aradan 15 gün geçmeden, at bir gece ansızın dönmüş. Meğer çalınmamış, kendi kendine dağlara gitmiş. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş Köylüler, ihtiyar adamın etrafına toplanıp özür dilemişler. 'İhtiyar, sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün oldu.' İhtiyar demiş ki; ' Karar vermek için gene acele ediyorsunuz. Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu, ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç, birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında fikir yürütebilirsiniz?' Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemiş açıktan ama içlerinden 'bu herif sahiden gerzek' diye geçirmişler. Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara demişler ki; 'Bir kez daha haklı çıktın. Bu atlar yüzünden tek oğlun bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın demişler.'
İhtiyar cevap vermiş; 'Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz. O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu… Ötesi sizin verdiğiniz karar…
Ama acaba ne kadar doğru… Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir neler olacağı size asla bildirilmez…' Birkaç hafta sonra, düşmanlar çok büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkan yokmuş, giden gençlerin ' ya öleceğini ya esir düşüp köle' diye satılacağını herkes biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler; 'Gene haklı olduğun kanıtlandı. Oğlunun bacağı kırık, ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer…'
İhtiyar; 'Siz erken karar vermeye devam edin. Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Tanrı biliyor.' Lao Tzu, etrafına anlattığında öyküsünü şu nasihatle tamamlarmış;
'Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz. Karar vermek, bilgelik gerektirir, unutmayın…'

--------------------------------------------------
FIKRA
DÜŞÜNE DÜŞÜNE

Bölgelerarası folklor yarışması düzenlenmiş.
Finale, Karadeniz horon ekibiyle Ege zeybek ekipleri kalmış. Ve yarışmayı, zeybekler kazanmış. Karadenizliler duruma çok bozulmuş.
Temel yenilginin nedenini açıklarken
- Biz oynarken çok acele ettik
demiş:
- Keşke biz de zeybekler gibi düşüne düşüne oynasaydık....