Uzun zamandır Ankara'da siyasi kulislerde dillendirilen Kabine değişikliği gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın bazı bakanların yerlerini değiştirmeleri, bazı bakanları kabine dışına bırakmalarının arkasında bir süredir parti içinde yaşanan kriz ve sıkıntıların etkili olduğu söyleniyor.
Kabineye 6 yeni isim girdi. İçeriden de 5 Bakan'ın yerleri değiştirildi. 5 Başbakan Yardımcısından 2'si kabine dışı kaldı. 2'si başka bakanlıklara kaydırıldı. Toplamda 11 değişiklik. Mutlaka her değişikliğin arkasında bir takım hesaplar ve 2019 seçimlerine yönelik planlar var. Örneğin Milli Savunma Bakanlığında yapılan değişikliğin komuta kademesinin belirleneceği YAŞ toplantısında uzun süredir anlamadıkları söylenen Hulusi Akar ve Fikri Işık sorunun yansımaması için yapıldığı ifade ediliyor. Yine Sağlık Bakanlığında Recep Akdağ'ın AKP Milletvekillerini dikkate almadan gerek merkez gerek taşra teşkilatlarında en ufak kademelerde bile Menzilcileri tercih etmesinin gidişinde etkili olduğu söylentileri mevcut.
Tuğrul Türkeş'in kabine dışı kalması artık 'aslı geldi fotokopisine ihtiyaç yok' mesajıdır. Çalışma Bakanlığı ise tam evlere şenlik bir hal aldı. FETÖ ile mücadele Hükümet açısından öncelikli planken garip garip mesajları ortaya çıkan Jülide Sarıeroğlu Bakan seçildi. Kıdem tazminatı, taşeron işçilerin durumu, istihdam problemlerinde oldukça başarısız olan Müezzinoğlu bana göre doğal olarak dışarda kaldı. Geldiği günden bu tarafa bir et fiyatını bile ayarlayamayan Faruk Çelikte başarısız bir dönem bırakarak bakanlığa veda etti.
Eskişehirde bundan nasibini alıp Nabi Avcı'nın gitmesiyle uzun yıllar sonra bakansız kaldı. Bu arada da özellikle Harun Karacan'ın kabinede yer alacağı ile ilgili kulislerinde boş olduğu görülmüş oldu. Yapılan her değişiklikte özelde bir gerekçenin olduğu kesin ama yapılan değişiklikler genel olarak şunu göstermiştir ki hükümetin gerek iç gerek dış politikada yoğun eleştiriler almasına rağmen herhangi bir değişikliğe gitmeden aynen yoluna devam edeceği.
İçerde dışarda üste üste birikmiş sorunlar var iken sürekli olarak gerginlik politikası ile Hükümet etmeye çalışmak Ülkemize bir fayda getirmez. Bu gerginliği azaltacak Türk toplumunu toptan kucaklayacak bir yapıya ihtiyaç olduğu kesin böyle bir yapının kurulmasının AKP iktidarınada fayda sağlayacağı açık. Fayda sağlanacağının bilinmesine rağmen Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın ancak bu kadar değişiklik yapabilmeleri ise şunu göstermiştir ki Hükümetin elindeki malzeme budur. Belirli bir iktidar yorgunluğu mevcuttur. Bu malzemeylede ne kadar dayanır işte orası belli değil! Hem muhalefetin hem de AKP nin iç dinamikleri bu belirsizliği belirli hale getirecektir.