Siyaset hep kirliydi, ama bu kadar ayaklar altına da alınmamıştı.
Ülkede öyle bir siyasi atmosfer var ki; zamanında karşı olanlar bile (bırakın Ecevit'i, Özal'ı, İnönü'yü) Demirel'i, Erbakan'ı, Türkeş'i mumla arar hale geldik.
Erbakan'ın 'kadayıfın altı' siyasetini,
Demirel'in 'hökümetin başı' polemiğini,
Türkeş'in 'ülküsüz insan çamurdur' benzetmesini, özlüyor toplum.
Şimdi ise, siyasette hakaret, ötekileştirici bir dil ve akıl yoksunu politikalar egemen.

***

Zaman zaman partisini baraj altına sürükleyen; bazen hükümet kurmaya, bazen hükümet yıkmaya destek olan; kendi kitlesinin bölünmesine yol açan; 'hesap soracağım' dediklerine iktidar yolunu açan,
Kendini tüm siyasi kilitlerin anahtarı sanan Bahçeli;
Onlarca hakaret içeren söylemden sonra, yapılan nişanın ülkücü camiada sindirilememesine rağmen, 'Bizim Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan'dır' çıkışıyla,
AKP çözücüsü içinde çözünmeyi göze alarak, çözelti ittifakında yer almaya karar verince,
Anahtar rolünü kaybetti.
Yeni anahtar Bay Temel!

***

Temel, arkadaşı Hans'ı Doğu Karadeniz Dağları'nda gezdiriyormuş. Bir ara Hans:
'Bizim orada öylesine sarp dağlar var ki, bir kere Hans diye bağırsan, dağdan on kere Hans diye yankılanır.' demiş.
Temel altta kalır mı? 'Bak şimdi!' deyip elini ağzına götürmüş ve bağırmış:
'Temeeel!'
Dağdan peş peşe yankı duyulmaya başlamış:
'Hangisi?'
'Hangisi?'
'Hangisi?'

***

Yazının başlığı sizin de aklınıza aynı soruyu getirmiştir mutlaka. Siz sormadan cevaplayayım:
'Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu.'
Bu aralar kıymeti tavan yapan, herkesin peşinde olduğu 'Bay Temel'.
'Gömlek çıkarma günleri'ni unutturmaya çalışan iktidar partisinin ve çok özel randevularla muhalefet partilerinin muhabbeti arttırmaya çabaladıkları partinin lideri.
Bay Temel, kıymete binmenin tadını çıkarıyor şimdilik. Etkili bir muhalefetle söylediklerinin manşete taşınmasını sağlıyor.
'Milli olmak fabrikaları satıp samana muhtaç olmak değildir.' demiş mesela.
İktidarın yerli ve milli anlayışını; ötekileştirici ve bölücü dilini, adaletsiz politikalarını; yolsuzlukları, asgari ücreti, açlık sınırı listelerindeki yerimizi eleştirmiş. Satıp savmayı seven iktidarın son olarak şeker fabrikalarını satma kararına veryansın etmiş.
'Millilik; hatasıyla, sevabıyla bütün milleti kucaklamaktır.' demiş.

***

Demiş de demiş!
Başkası söylese bu kadar etkili olmaz. Ama ittifak için önünde taklalar atılan Bay Temel'in söylemesi bayağı etkili olmuş doğrusu.
50+1'lik seçim denizinde çırpınan AKP'nin, Bay Temel'e dil dökmesi boşuna değil. Anketlere göre kafa kafaya bir durum var. İttifak yüzde 47-48 bandında; muhalefetin toplamı da öyle.
Baraj sorunu nedeniyle AKP'ye oy verdiklerinden, Saadet Partisi'nin tutanaklardaki oylarının yanıltıcı olduğu bilinen bir gerçek.
Bu nedenle AKP'nin,
Sadece gelecek oylarla değil,
Gidebilecek oylarla da hesabı var!

***

Fırsat buldukça Cumhuriyet'in temelleriyle oynamaya çalışanlar, kendi konumları sarsılınca yeni temel arayışına yelken açabiliyorlar.
Bay Temel biraz manşet, birkaç TV programı takviyesiyle dengeleri bozacağa benziyor.
Böyle giderse, biz 'Bay Temel'i daha çok yazarız.