Bu yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 95. yıldönümü.
Zafer Bayramı, 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz ile 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni anmak için kutlanan bayramdır.
Anadolu'yu işgal edenlerin ülkemizi tamamen terk etmesi daha sonra gerçekleşse de, 30 Ağustos zaferi ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder.

ZAFER BAYRAMI VE 'ORDU-MİLLET RUHU'
Son birkaç yıldır 30 Ağustos'ta burukluk ve kırgınlıklar yaşıyoruz.
Vatanımızın koruyucusu ordumuz, içten ve dıştan birçok kumpasla karşı karşıya bırakılarak güçsüz ve itibarsız hale getirilmeye çalışılıyor.
30 Ağustos, Atatürk'ün Ordusu'nun zaferidir.
Amerikan emperyalizminin ülkemizi işgal etme ve parçalama planının bir parçası olan FETÖ ihanet şebekesinin hainlik faturası Zafer Bayramı'na çıkarılmamalıdır.
Anadolu topraklarındaki varlığımızı kurtaran bu zaferi kutlamaya ve anlatmaya devam edeceğiz…

GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER…
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkmasıyla aradığı lideri bulan halk, Milli Mücadele'ye başladı.
Öncelikle, Kuvay-ı Milliye birlikleri düzenli orduya dönüştürüldü.
İlk başarı, Doğu'da Ermenilere karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı.
Kütahya-Eskişehir Savaşları sonrası gerileyen ordumuz Sakarya Nehri'nin doğusuna çekildi.
23 Ağustos ve 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesi Türk Milleti'nin son savunmasıydı.

VE BÜYÜK TAARRUZ BAŞLIYOR...
Mustafa Kemal Paşa, yanında İsmet Paşa ve Fevzi Paşa ile 26 Ağustos 1922 günü saldırıyı yönetmek için Kocatepe'ye geçti.
Aynı günün sabahı Türk kuvvetleri çok şiddetli ve etkili topçu ateşi yardımıyla saldırıya başladı.
30 Ağustos 1922 günü, işgalci Yunan ordusu dört taraftan sarılarak dağıtıldı.
Büyük Taarruz 'un ve Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir'e kadar takip edildi.
9 Eylül 1922'de 'İzmir'in dağlarında çiçekler açtı'.
İşgalcilerin ateşkes istemekten başka şansları kalmamıştı.

ASKERİ VESAYET KALDIRILMALIDIR AMA;…
15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan OHAL kararnamesiyle Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı'na bağlandı.
Ayrıca, Yüksek Askeri Şûra'nın (YAŞ) üyeleri arasına Başbakan Yardımcıları, Adalet, Dışişleri ve İçişleri Bakanları da eklenerek sivil üye sayısı 10'a çıkarıldı,12 olan asker üye sayısı 4'e düşürüldü.
Demokratik cumhuriyetlerde askeri güçlerin sivil yönetimler üzerindeki vesayetinden söz edilemez. Ancak bu durumu savunurken ,silahlı kuvvetlerin herhangi bir siyasi partinin 'vesayeti' ne girmesi ile ilgili endişeler oluşmamalıdır.
Unutanlara hatırlatayım;
Amerika (ABD) ve Rusya, Ortadoğu'da 'kayıkçı kavgası' yapmakta, gizli pazarlıklarla 'nüfuz bölgeleri' paylaşılmaktadır.
Emperyalist güçler; 'piyonları' PKK/PYD'ye hızla 'meşruiyet' kazandırarak kanlı paylaşım senaryosunun Türkiye bölümüne hazırlık yapmaktadır. Irak ve Suriye'de işleri bitince gözlerini Türkiye Cumhuriyeti'ne dikecekleri çoktan belli olmuştur.
Bu saldırılara ancak 'Ulusal Birlik' ve 'Güçlü Ordu' ile karşı koyabiliriz.
Ulusal Birlik'ten 'Ulusun %50'si, Güçlü Ordu'dan; siyasi partilerin 'Kurşun Askerleri' anlaşılmamalıdır
30 Ağustos Zafer Bayramı ve Silahlı Kuvvetler Günü'nde, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum.