Seçime sayılı günler kala, vaatler havalarda uçuşuyor…
AKP adayı neler vaat ediyor neler…
'Ne güzel' diyesi geliyor insanın…
'Bütün bunlar yapılsa… Ne güzel olur…'
10 bin gence iş,
Uçak seferleri,
4'üncü üniversite,
Uydu kentler, yeni mahalleler,
Kuzey-Güney çevreyolları,
Otobüs ucuz, su ucuz, STK'lara ücretsiz salon,
Es-Es şampiyonlar liginde…
(Not: Tam bu satırları yazarken Eskişehirspor'a icra geldiği haberi gündeme düştü…)
Alpu yolu, Sakarıılıca yolu, Kırka-Afyon yolu…
Mobilyanın başkenti,
Küçük Sanayi, Karapınar, TOKİ projeleri…
İlçeler birer marka ilçe olacak…
Eskişehir'in 20 yıldır süren 'belediye hizmetlerinden mağduriyeti' bitecek…
Kızılinler termal merkez olacak…
Gibi, daha aklımıza gelmeyen birçok vaat…

***

Bu vaatlerin ne kadarı olur, ne kadarı olmaz, ne kadarı faydalı olur, ne kadarı olmaz…
Derdim bu değil…
Derdim,
Burhan Sakallı'ya sık sık sorulan ve Sakallı'nın da Odunpazarı Belediye Başkanlığı dönemini referans gösterdiği 'özel yaşama müdahale' meselesi…
Sakallı, 'öyle bir şey olmadı, bundan sonra da olmayacak. Odunpazarı Belediye Başkanlığım döneminde kimin yaşam biçimine müdahale ettim, hiç kimsenin…' diyor…
Doğrudur…
Zaten, bir belediye başkanının böyle bir konuda talimat vermesi, meclis kararı alması, 'yarın sabahtan itibaren şöyle şöyle olacak, kadınlar şöyle giyinecek, erkekler şunları şunları yapacak' demesi mümkün mü?
Değil elbette…
AKP 2002'den bu tarafa böyle bir şey ne söyledi, ne teşebbüs etti…
Ama…

***

Başka bir şey oldu…
Yavaşca ve kendiliğinden…
Bir tür dönüşüm…
Yazılı kuralları olmayan bir şeydi bu…
Şerif Mardin'in ifadesiyle,
Mahalle baskısı…
Türkiye, 2002'den bu tarafa bunu fazlasıyla hissediyor…
Çoğu zaman AKP'li yöneticilerin bile denetleyemediği ölçüde, ölçüsüzleştirilerek…
Eskişehir;
Türkiye'de bu baskıyı hissetmeyen, ya da minumum düzeyde hisseden birkaç şehirden biri…
Bu bir özellik midir,
Bir tür ayrıcalık mıdır,
Bir üstünlük müdür, bilmiyorum…
Bildiğim,
Eskişehir bu yerel seçimde işte buna karar verecek…
Bu özgürlük ortamı elbette bir kişinin iradesiyle değişmez…
Dönüşüm,
Bir belediye başkanının vereceği kararlarla olmaz…
Başka bir şeyle…
Yavaş ve kendiliğinden gelişen bir baskıyla…
Türkiye,
Böyle şehir örnekleriyle dolu…

***

Hani Burhan Sakallı seçim döneminin başında,
'Bir şey değişecek her şey değişecek' diyordu da,
Sonradan onu,
'Bir şey değişecek her şey gelişecek' şeklinde değiştirdi ya…
Gerçek olan, ilk haliydi, şimdiki değil…
Aslına bakarsanız, doğrusu bu…
Diyalektik bir açıdan da bunu söylemiyor mu?
'Bir şey değişirse her şey değişir…'