Osman Taş'ı tanımam…
Bugüne kadar tanışma fırsatımız olmadı…
O da beni tanımaz…
Belki, gazeteci ve köşe yazarı olarak biliyordur…
Benim onu, Eskişehirspor Kulüp Başkanlığı yapmış olmasından dolayı tanıdığım gibi…
'Biri Osman Taş'ı durdursun' dememdeki maksat,
Hani, şu film kahramanı 'Mask' vardır ya,
Arkadaş havaya girdi mi öyle bir kontrolden çıkar ki, kendini durduramaz ve haykırır…
'Biri beni durdursun…' diye…
Benimki de o hesap…
'Biri Osman Taş'ı durdursun…'
***
Kendisiyle ilgili bildiklerimiz sınırlı…
Çok küçük yaşta Almanya'ya gidiyor, orada büyüyor, orada okuyor, uzun yıllar orada yaşıyor…
Sonra bir gün memleketi Eskişehir'e geri dönüyor…
Ve kendisini Eskişehirspor yöneticisi olarak buluyor,
Hemen sonrasında da kulüp başkanlığına soyunuyor…
Nitekim seçiliyor da…
Ama o ne?
Aradan iki ay gibi bir zaman geçiyor ve Osman Taş,
Kamuoyunun önüne çıkıp, 'Eskişehirspor Kulüp Başkanlığından istifa ettim' diye açıklama yapıyor…
Bir süre sonra yönetimden bir açıklama geliyor…
'İstifa dilekçesi vermediği için henüz resmiyette kesinleşmiş bir şey yok…'
Herkes şaşıyor bu işe…
Sonuçta mevzubahis olan Eskişehirspor…
Dikkatinizi çekerim, bir kez daha yineliyorum…
Mevzubahis olan Eskişehirspor…
Ardından bir gün Osman Taş yine gündeme geliyor ve istifa dilekçesini yönetime verdiğini açıklıyor…
O andan itibaren herkes bekliyor;
Neyi?
'Eskişehirspor'un yeni başkanının kim olacağını…'
Derken, o da ne?
Osman Taş, bir basın toplantısı düzenliyor ve başkanlığa geri döndüğünü açıklıyor…
Herkes duyduklarına inanamayıp, bir yanındakine bakıyor, şaşkın gözlerle…
Taş ekliyor…
'İstifa dilekçem karar defterine henüz işlenmedi…'
***
Şimdi,
Almanya'da bu işler nasıl yürür, nasıl olup biter, orasını bilmem…
Ancak burada, yani Eskişehir'de şöyle yürür…
Osman Taş,
Kamuoyu önüne çıkıp, istifa ettiğini açıkladığı gün (sanırım 1 Ağustos idi) başkanlığı bitmiştir…
Dilekçesini vermiş vermemiş,
Karar defterine işlenmiş işlenmemiş, bunların hepsi hikayedir…
Çünkü Eskişehirspor Kulüp Başkanlığı, çelik çomak oyunu değildir…
Eskişehirspor Kulübü,
Kimsenin keyfine göre yönetilecek yer değildir…
Böyle komedi, böyle saçmalık, dünya futbol tarihini bilmem ama Türk futbol tarihinde görülmüş şey değildir…
Osman Taş,
Bundan sonra değil 10-20 milyon, 200 milyonla geliyor olsa, yeniden yapılacak bir genel kurulda seçilmedikten sonra bu kulübün başkanı değildir, olamaz da…
Kendisine yakın, küçük bir grup dışında kimse onu, artık başkan olarak görmez, kabul etmez, o makam olarak muhatap almaz…
Hukuken, resmiyette şudur, budur, hiç önemli değil…
Osman Taş,
Değil mi ki,
Çıkıp kamuoyuna 'başkanlıktan istifa ediyorum' dedi,
O an itibariyle insanların nazarında başkanlığı bitmiştir…
***
Tekrar söylemek durumundayım,
Almanya'da bu işler nasıl yürür bilmem…
Ancak böyle yürümediğine eminim…
Eskişehirspor da,
Kimsenin babasından kalma çiftliği değil…
Ben gelirim, istediğim zaman çeker gider, istediğim zaman geri gelirim diyeceği bir yer değildir…
Kulübün borcu çok, anladık…
Kulüp ekonomik olarak inanılmaz bir sıkıntı içinde, onu da biliyoruz…
İstenildiği gibi transfer yapılamıyor, istenildiği gibi kadro kurulamıyor…
Hepsi kabul…
Kabul de,
Hiç olmazsa, kulübün yönetim biçimini bu kadar ayaklar altına almayın…
***
Bir kaç söz de,
Osman Taş istifa ettikten sonra geride kalan yönetime…
Osman Taş'ın işi çocuk oyuncağına çevirdiği bu durum karşısında yönetimin yapması gereken,
Her nasıl yapacaksa,
Yeniden başkanlığa gelmesine engel olmak,
Ya da başkanlığını düşürmektir…
Eğer bunu yapamazlar ve olup biten karşısında üç maymunu oynarlarsa,
Onlar da,
Eskişehir kamuoyu gözünde 'yok' hükmünde olacaklardır…
***
Ahali,
Bu takım ne günler gördü, hepimiz hala hatırlıyoruz…
3'üncü ligi gördü…
Adını bile bilmediğimiz takımlarla, yerini bilmediğimiz statlarda maçlar oynadı…
Öldü, bitti, yok oldu derken;
Kendi küllerinden yeniden doğdu ve Süper Lige çıktı…
Ama,
Hiçbir dönem böyle bir rezalet, böyle bir skandal yaşamadı…
Edebiyle düştü, edebiyle çıktı…
***
Bu başkan ve yönetim artık 'yok' hükmündedir,
Ben bundan böyle bunu bilir, bunu söylerim…