Apartman yöneticisi, sakinlerle fazla içli dışlı olan, apartmanı sahiplenme ukalalığına varan davranışlarından dolayı kapıcıyı kovar. Kapıcı işinden olmanın öfkesiyle:
'İyi ki bir tanesi hariç apartmandaki tüm kadınlarla yatmışım.' der.
Yönetici, hariç kişinin kendi karısı olması umuduyla, kapıcıyla konuştuklarını karısıyla paylaşır. Karısı biraz düşünür ve cevap verir:
'Haaa! Herhalde kastettiği 18 numaradaki yatalak ve yaşlı kadındır.'
***
15 Temmuz sonrası temizliğine bakınca, FETÖ'nün girmediği, hemhal olmadığı kurum kalmamış.
Ne hikmetse, giremediği tek kurum da siyaset kurumu…!
Dillendir(e)meseler de iktidar yanlıları bile buna inanmıyor;
Tüm insanlar gibi, sabırla FETÖ'nün siyasi ayağının da ortaya çıkarılmasını bekliyor.
***
15 Temmuz sonrası 'TBMM Darbe Araştırma Komisyonu' kurulmuş,
Başına zamanında Gülen savunuculuğunu, desteğini yazılarına döken Reşat Petek getirilmiş,
Bir süre sonra, Reis'in sözü emir kabul edilmiş, çalışmalar yarım bırakılmış,
Komisyon raporu bir türlü hazırlanıp kamuoyuna sunulamamıştı.
Komisyon Başkanı Petek geçen hafta bu raporu kamuoyuna sundu.
Ama ne rapor!
Sanki 'AKP'yi aklama ve paklama raporu.'
Üstelik bir türlü bulunamayan FETÖ'nün siyasi ayağını da bulmuş Petek.
Öyle bir iki milletvekili falan değil,
Siyasi ayak CHP'nin ta kendisiymiş!!!
***
Reşat Petek, basın toplantısında eline aldığı bir makbuz fotokopisini gösterdi sallaya sallaya.
Bu fotokopiye göre, Fethullah Gülen 1967'de CHP'ye 5000 TL bağışta bulunmuş. İki üç yıl öncesine kadar yaşanan birliktelikleri görmek istemeyen komisyon, 50 yıl öncesine ulaşabilmiş!
Tabii ki CHP'liler hemen müdahale etti. Sunulan belgenin internetten alınıp fotoshop'la hazırlanabilecek sahte bir belge olduğunu söylediler.
Hatta fotoshop ürünü benzeri makbuzlar (hakkını verelim, en güzeli Bekir Bozdağ'ın makbuzuydu) sosyal medyada dolaşıma çıkıverdi hemen.
Kaynağı meçhul, tesadüfen dosyaya iliştirilmiş olduğu söylenen makbuzun belge olarak sunulmasına, Reşat Petek'in suçluluk akan vücut diline bakılınca,
Yapılanın bir taktiğin parçası olduğunu anlamamak mümkün değil:
'En iyi savunma saldırıdır.'
***
Beş bin lira…
Bu parayı, 1967'den beri işletebilecek siyasilerin yetenekli çocukları becerisindeki biri, bugün ülkenin zenginleri arasına girerdi herhalde.
Hemen hemen 10 öğretmen maaşı. O yıllarda imam/vaiz maaşı daha düşük olduğuna göre, İzmir'deki kıytırık bir vaiz, bir yıllık maaşından fazlasını CHP'ye niye bağışlasın ki…?
Bir işe karşılık rüşvet desek, o zaman iktidar AP'nin elinde.
Erzurum'da 'Komünizmle Mücadele Derneği'nin kuruluşuna verdiği destek, çevresinin iflah olmaz İsmet İnönü düşmanlığı da düşünülürse,
Dindar/dinbaz bir adamın, bulunduğu cenahın sürekli komünist olmakla suçladığı,
CHP ile işi olmaz/olamaz!
***
Yapılmak isteneni herkes anlıyor ama uykucu bir aymazlıkla susuyor.
FETÖ ile yıllarca aynı yolda yürüyen, aynı yağmurda ıslananların partisi AKP sütten çıkmış ak kaşık;
CHP, 50 yıl öncesinin sahte makbuzuyla FETÖ'cü…!
AKP genel başkan yardımcılığı ve bakanlık yapmış bir siyasinin sözü geliyor aklıma:
'Buna kargalar bile güler!'
***
İnsanda utanma, sıkılma olur.
FETÖ ile mücadelede, bu ayakları bırakın artık.
Bu ayaklar koktu!