Bildiğiniz gibi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba göreve gelir gelmez esip gürledi ve üst üste açıklamalar yapmaya başladı. Bunlardan en dikkat çekici olanı ise bayram öncesi kurban fiyatlarını artırmak isteyenlere yönelik açıklamalardı. Sayın Bakanımız 'Art niyetli kişileri ters köşeye yatıracağını' belirtip 'Hayvan, et fiyatı yükselecek diyenler hayal kırıklığına uğrayacak, fırsatçılara avuçlarını yalatacağım' demişti.

Şu ana kadar izlediğim kadarı ile gelişmeler maalesef Bakanımızın söylediği şekilde değil! Umarız ve dileriz ki Sayın Bakanın dediği gibi kıyma, kuşbaşı başta olmak üzere et fiyatları düşer. Ancak şunu söylemekte yarar var, daha öncesinde de bu köşede ifade ettiğimiz gibi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından üretici ve kasaplarla gerçekleştirilen kısmi bir anlaşmayla kırmızı et fiyatlarının indirilmesi imkansız ise onlara meydan okuyarakta sorunun çözülmesi ve fiyatları indirmek bir o kadar imkansızdır. Çünkü sorun yapısaldır. Ülkemizde kırmızı et tüketimi, üretimden yüzde 30 daha fazladır. Ülkemizde et açığını kapatmak için kombine ırklar ile üretimi artırmak yerine açığı zaman zaman ithal et ile kapatmak ise sorunu çözmek yerine makyajlayarak devamını sağlamaktan başka bir işe yaramamaktadır. İthalata dayalı hayvancılık, ithalata dayalı yem maddeleri dikkate alındığında bugün yürürlükte olan et politikası marketlerin reyonlarını kiralayarak çözülmesi mümkün görülmemektedir ve bu politika sürdürülebilir değildir. Et sorunu ve meyve ve sebzedeki aracılar gibi sorunlar için çözümün sihirli bir değnekle gelmeyeceğini hepimiz algılamalıyız. Şunu artık anlamakta fayda var kırmızı et sorunu bu sistem içerisinde kısa vadeli çözülecek bir sorun değildir. Orta ve uzun vadeli uzun soluklu çözümlerin şimdiden oluşturulmadığı hiçbir yöntem bizi düzlüğe çıkaramaz. Çözüm nedir diye soracak olursanız; başta kaliteli kaba yem açığımız giderilmelidir. Ülke hayvancılığımızın geliştirilerek et sorununu çözülmesinde yerli kombine hayvan varlığımızın arıtılması ve girdi maliyetlerin düşürülmesi için yerli, kaliteli, ucuz ve bol kaba yem ihtiyacının düzenli karşılanmasından geçmektedir. Diğer taraftan meralar yaylalarımızda bulunan otlaklar, hayvanların kullanabileceği alanlar olarak kalmalıdır. Yapılaşmaya izin verilmemelidir. Ayrıca hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmelidir. Hayvanların kayıt altına alınması, tüketici sağlığı ve hayvan refahının sağlanması, hastalıkların teşhis ve tedavi hizmetleri ile sağlıklı hayvansal ürün elde edilmesine yönelik çalışmalar etkili bir şekilde yapılmalıdır. Tabii bunlar yapılırken gözardı edilmemesi gereken hususlardan en önemlisi Halk Sağlığıdır. Halkımızın sağlığı, gıda güvenilirliği ve sürdürülebilir gıda güvenliği ancak hayvan sağlığının güvence altına alındığı bir ortamda temin edilebilir. Hayvan hastalıkları nedeni ile hayvancılık sektöründe ciddi verim kayıpları oluşmakla birlikte tüketicinin sağlığı olumsuz etkilenmektedir.

Bunlar olmadıkça sayın Bakanımız istediği kadar bağırıp çağırsın esip gürlesin tribündeki seyirciden başka kimseye faydası yoktur.