Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Kırsal Kalkınma Projeleri kapsamında domates, marul, dut fidanı dağıtmış; manda hibe etmek için protokol imzalamıştı. Ekim ayında da Mihalıççık'ta Meyve ve Sebze Kurutma Tesisi inşa edeceğini duyurmuştu.
Büyükerşen, Üretici Pazarını Geliştirme Projesi'nin Eskişehir Modelini anlatırken, 'Çiftçimizin her zaman yanında olmaya devam edeceğiz' demişti.
Verdiği sözü tuttu!
Başkan Büyükerşen, Kırsal Kalkınma Projeleriyle çiftçinin derdine derman oldu! Çiftçi bu projeler sayesinde rahat bir nefes aldı. Çok kazandı, çok da memnun kaldı…
***
Peki yüksek maliyetle boğuşan üreticinin asıl derdi nedir?
Tabi ki tohum!
Üreticimiz yıllardır ithal tohuma mahkum edilmiş durumda. Ektiği tohumdan verim alamayan çiftçi İsrail tutsağı haline geldi. Köylünün tohumdan verim alamaması arz ve talep dengelerini bozdu. Üreticiyi de tüketiciyi de mağdur etti!
Uzun vadede üreticinin kalkınması, tüketicinin fiyatlardan memnun olması için yerli tohuma ihtiyaç var. Pazardaki ve tarladaki kriz sadece üretirsek çözülür.
***
Yılmaz Hoca daha önce; 'Hazırlanan ürünleri Eskişehir merkezinde kuracağımız üretici marketlerimizde aracı olmadan doğrudan çiftçimizin satabileceğini' de söylemişti.
Eskişehir üreticiye verdiği destekle Türkiye'de öncü bir şehir durumuna geldi. Bundan sonra atılması gereken adım 'yerli tohum ofislerinin' açılması olmalı! Böylece üretici İthal tohum tekelinden, tüketici de el yakan fiyatlardan kurtulur!
Ne demişti Ülkü Tamer, ağıt şiirinde:
Bu toprakta kalır adın
Tohumların arasında
Yeşilinde tarlaların
Başakların sarısında