Eskişehir'de son yirmi yıldır her seçim sürecinde olduğu gibi yine Yılmaz BÜYÜKERŞEN adı üzerinde yoğun değerlendirmeler/ tartışmalar başladı.
Konuya duyarlı bir kişi olarak, bu değerlendirme sürecine nasıl katılacağımı planlamaya çalışırken, Sayın BÜYÜKERŞEN'in çağrısıyla 30 Eylül 2018 Pazar akşamı gazetecilerle yapılan söyleşi beni tetikledi.
Bu söyleşide, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN tarafından, Eskişehir'in deneyimli ve kıdemli gazetecileri Hüsnü ARSLAN ve Rıdvan UYSAL' a verilen 'Eskişehir halkının gönül borcu plaketi' güzel bir vefakarlık örneğiydi.
Bu fırsatla Sayın BÜYÜKERŞEN'in gazetecilerle yaptığı söyleşi ise çok kaliteli ve içtenlikliydi.
Yılmaz Hoca bu söyleşide Eskişehir'in güncel sorunlarından, gazetecilik ve çocukluk anılarına uzanan birçok konuda anılarını ve düşüncelerini bizlerle paylaştı.
Ve bu söyleşide Yılmaz BÜYÜKERŞEN'in 'rektör, belediye başkanı, siyasetçi…' sıfatlarından çok, 'insan' yönü öndeydi…
O insanın söylemlerinde ve tutumlarında bilim ve demokrasinin rehberliği çok belirgin…
Ve o insanın 'Eskişehir'e aşık olduğu…' o kadar açık ki…
*******
Bugün Eskişehir'de (ve hatta Türkiye'de) sevenlerinin de sevmeyenlerinin de kabul etmek durumunda olduğu bir gerçeklik yaşanıyor: 'Büyükerşen gerçeği…'
Bu gerçekle ilgili olarak aşağıda sizlerle paylaştığım değerlendirmelerde elbette ki benim öznel görüşlerimin yeri var.
Ama ben değerlendirmelerimde olabildiğince ulusal ve evrensel verileri/ gözlemleri kullanarak, nesnelliğimi korumaya çalışıyorum. Şöyle ki:
  1. BÜYÜKERŞEN döneminde belediyecilik alanında yapılan işlerin çoğu 'çağdaş belediyeciliğe' örnektir.
Gerek çağdaş kentsel ulaşım ve kentsel alt yapı alanlarında gerekse kültür ve sanat alanlarında, ulusal ve uluslararası boyutta ödüller kazanan bu örnekler o kadar çok ki…
(Gelecek haftalardaki yazılarımda bu örneklerin ayrıntılarını sizlerle paylaşacağım.)
  1. BÜYÜKERŞEN, yirmi yıldır girdiği tüm seçimlerde üyesi olduğu partiden daha yüksek oy almıştır.
1999, 2004, 2009, 2014 yerel seçim sonuçlarında bu durum açıkça görülmektedir.
  1. BÜYÜKERŞEN, ulusal ve uluslararası düzeyde 'yüksek tanınırlığı ve güvenilirliği' olan bir kişidir.
Tarafsız kurumlarca yapılan birçok anket ve verilen ödüller bu durumun kanıtıdır.
  1. BÜYÜKERŞEN, Eskişehir ile özdeşleşmiş bir kişidir.
Türkiye'nin ya da Avrupa'nın herhangi bir kentinde 'Eskişehir' deyince akla gelen ilk kişidir.
  1. BÜYÜKERŞEN, Eskişehir'de demokratik kenttaşlık/ hemşerilik bilincinin çok önemli bileşkesidir.
Bu nedenle, Eskişehir halkının ortak değerlerinin korunması ve geliştirilmesi için, BÜYÜKERŞEN'in birleştirici etkisinin basit/ kısır siyasal polemiklere alet edilmemesi gerekiyor.
Bu gerçekler ortadayken, bu kentte kendilerini çağdaş değerlere ve BÜYÜKERŞEN'e karşı kronik düşmanlığa adamış olan çevrelere karşı, duyarlı Eskişehirlilerin daha azimli ve daha kararlı biçimde 'Çağdaş Eskişehir' değerlerine sahip çıkması gerekiyor.
Bu bağlamda, 'Sayın Yılmaz BÜYÜKERŞEN'in önümüzdeki yerel seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkanlığı için tekrar aday olması' çok önemli bir fırsattır.
Dahası, önümüzdeki yerel seçimlerin 'Türkiye'nin Eskişehir olması için çok önemli bir fırsat olduğu…' da unutulmamalıdır.
KESİT köşemiz yerel seçim sürecinde sizlere açık olacak.
*******
5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Bilindiği gibi '5 Ekim' tarihi, Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından 1994 yılında alınan kararla 'DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ' olarak kabul ve ilan edilmiştir.
Bu özel günün temelinde, 5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından ortak olarak kabul edilen ve dünya çapında öğretmenlik mesleğinin manifestosu sayılan 'Öğretmenlerin Statüsü ile İlgili Tavsiye Kararı' belgesi yatmaktadır.
Bu belgede tüm devletlere özetle:
  • 'Öğretmenlik mesleğine hak ettiği saygınlığın gösterilmesi…'
  • 'Öğretmenlerin çalışma koşullarının yüksek nitelikte oluşturulması…'
  • 'Öğretmen örgütlerinin eğitim alanındaki tüm çalışmalara katılımlarının sağlanması…' görevleri yüklenmektedir.
Ne yazık ki ülkemiz bugün 'Öğretmenlik mesleğinin evrensel değerlerinin ve Dünya Öğretmenler Günü' nün görmezden gelindiği…' bir dönem yaşanıyor.
Bu bağlamda EĞİT- DER Merkez Yönetim Kurulu (MYK):
'EĞİT- DER olarak; özgürlüklerden ve demokratik yaşamdan yana saf tutan, bilimselliği ve laikliği esas alan ve öğretmenlerin bugünkü gerici yapılara mahkûm olmasına rıza göstermeyecek kurumlar olarak…' EĞİTİM SEN ve EĞİTİM İŞ…' sendikalarına bir çağrı yapıyor ve:
  • '5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'ne ortak bir program çerçevesinde birlikte sahip çıkılmasını…' öneriyor.
EĞİT- DER MYK tarafından yapılan bu önemli çağrıya, başta EĞİTİM SEN ve EĞİTİM İŞ üyeleri olmak üzere tüm duyarlı eğitimciler sahip çıkmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…