Yıllardır devam eden eğitim yazılarım ile oluşan eğitim portalımızda Eskişehir'in önemli ölçüde eğitim sorularının sorulduğu, tartışıldığı ve elimden geldiğince, önemli isimlerle de danışarak, cevaplamaya çalıştığım bir zemin oluştu. Sadece ülkemizin değil dünyanın önemli sorunu olan eğitim inovasyonunun kimlik kazanması zaman zaman vasat denemeleri geçmemiştir. Elbette üniversiteler bu çalışmaların yuvası ve giriş kapısında içimize işleyen aurasıyla düşünsel olarak olayın rengi doğal olarak herkesi etkiliyor. Geleneksel olarak zihnimizde olan boşvermişlik kokan eğitim serüvenimizde, silkelenme tahmin edilebileceğimizden daha zor. İmkansıza yakın bu reform, samimiyetle bilmek ve kabul etmek gerekiyor ki iyi öncülere ihtiyaç duyuyor. Eğer bu ülkeyi seviyorsak, bahsettiğim samimiyetle olaya sarılmak ve özgün adımları etkin bir şekilde uygulamak durumundayız. Komedyenlerin diline pelesenk olan 'eğitim şart' klişesi silkelenme ruhuyla gelenleri üzmeli, çok üzmeli aslında.

***

Peki birçok konuda iyi örnekler veren kültür, sanat ve eğitim şehri Eskişehir nelere şahitlik ediyor? İdealist insanlar var mı? Düşler bahçesi nelere kucak açıyor. Bu arada belirtmek isterim; son anda dostlarla fikir alışverişinden sonra ve ailevi sebeplerden gitmekten vazgeçtiğim İstanbul'da ciddi kolejlere rehberlik eden 'eğitim bahçesi' platformunda halen fikir ve eğitim makalelerim bu kolejlerde ve sanal ortamda da erişime açık.

***

Beni asıl heyecanlandıran kısma gelirsek bahsettiğim zemindeki Eskişehir'de kolej ruhu ile samimiyet, ciddiyet ve pedagojik farkındalıkta sınıf atlamış bakış açısına sahip zemin neresi? Oxford Üniversitesi ile yaptığı anlaşmayla hem kendi içinde hem Eskişehir'de yabancı dil karanlığını çözmek ve gerçekten daha önce denenmemiş cesaretle bu yola çıkan Çağfen Koleji'nde olanların yarattığı heyecan kayda değer bir atılım. Doğru zamanlama, doğru adımlar ve doğru mesafe ile öğrencilerin zihnine ve yüreğine dokunan bu kolej ruhu önemli ve sevindirici bir havadis.

***

Kişiliğin, para dünyasının kapitalist savaşında ayakta kalmak isteyenlere tek ilaç olduğu bu zamanda, öncelikle inanarak davranışlara ve konuşmalara yansıyan bahsettiğim kolej ruhu kenti de yenileyecek dinamiklerden olabilir. Yabancı dil eğitiminde zamanı yakalamak kadar önemli bir konu belki de yoktur. Sebebi; Rönesansı İtalya'dan transfer eden Fransa ve İngiltere 'kültür' devinimi ve devrimi ile bu yüksek seviyeye geldi. İyi düşünmek gerek. Öğretmenliği sıradanlaştıran zihniyete uzak durmak gerek bu yüzden. Bodrum, Mersin ve şimdi Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Edebiyat Buluşmalarını hazırlayıp sunmuş ve oluşan kültür alışverişini yaşamış birisi olarak, TRT'de iki sene kültür, sanat ve eğitim üzerine radyo programları yapmış, burada ağabeyim dediğim sevgili Ahmet Ataç'ın Tepebaşı Belediyesinin kültür merkezlerinde yabancı dilin önemi ve öğretim teknikleri üzerine sunumlar yapmış biri olarak, Eskişehir Sanat Dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapmış birisi olarak demek istiyorum ki kentleri kültür sanat ve eğitim o ayakta tutar ve banaen sorular, dönütler ve öneriler içinden görüyorum ki Çağfen'de oluşan devinim baş döndürücü bir ivme kazanmış ve kente iyiden iyiye önemle renk katmış durumda. Bitmek üzere olan romanımdaki kahramanlardan biri de eğitim, kültür ve sanat kenti olan Eskişehir'e taşınmıştı.Bu bir rüya ya da hikaye olmamalı sadece. Evet, her anlamda anlatmaya devam ediyoruz ki Eskişehir kültür ve sanat kentidir, önemli bir eğitimim kentidir ve Çağfen Koleji de bunun önemli mimarlarındandır. Bu şehir ve ülke için özgün ve dürüst adımlarla yola çıkan tüm dostlara sevgi ve selamlarımla...