24 Haziran'da yapılan seçimde 'Baskın basanların oldu…'
Baskın yapanların eşitliği, özgürlükleri ve adaleti yok ettikleri bir seçim ortamında ortaya çıkan sonuçlar da doğal olarak adaletsiz, güvensiz ve umutsuz oldu.
Bu güvensiz sonuçlara göre 'Suçlular güçlü oldu, masumlar ise suçlu…'
Yani baskın yiyenler masumlar, hem ciddi zararlara uğradılar hem de günah keçisi gibi suçlanıyorlar…
Seçim sonuçlarıyla ilgili koparılan yaygın yaygaraya göre sanırsınız ki seçimlerin en büyük suçlusu (!)CHP; o partinin en büyük suçluları(!) da KILIÇDAROĞLU ve İNCE…
Oysa böylesine antidemokratik ve adaletsiz bir seçim ortamında CHP'nin aldığı toplam ortak sonuç çok değerlidir.
Üstelik baskıncıların yeni bir baskına hazırlandıkları şu günlerde, 'CHP içinde yapılacak kavgaların ne zamanı ne de yeridir…'
Unutmayalım ki 'Anlayan kavga etmez…'
Dileğimiz, başta çağdaşlığın simgesi CHP olmak üzere tüm partilerin ve tüm yurttaşların seçim sonuçlarını doğru anlamaları ve geleceğe ders çıkarmalarıdır.
NEDİR CHP'NİN 'FARKI'?
CHP'nin ülkemizdeki diğer siyasal partilerden 'farkı', öncelikle CHP Program ve Tüzüğünde yer alan ilkelerdir. Şöyle ki:
  • CHP Tüzüğü'nün 1/4. Maddesi; '… Sosyal demokrasinin eşitlik, özgürlük ve dayanışma ilkelerini benimseyen çağdaş demokratik bir siyasal partidir…' diyor.
  • CHP Programı'nın 23. Sayfasında parti ideolojisinin üç ana kaynağı şöyle tanımlanıyor:
  • 'Atatürk'ün modernleşme devrimi ve altı ok ilkeleri,'
  • 'Sosyal demokrasinin evrensel kuralları,'
  • 'Anadolu ve Trakya'nın tarihsel ve felsefi birikimi…'
Açıkçası ülkemizde CHP'den başka, 'Sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle Türkiye'nin özgün koşullarını teori ve pratikte böylesine uyumlu olarak bütünleştiren başka bir parti yoktur.'
Dahası, 'CHP ülkemizdeki sosyal demokrasi alanında çok geniş birliktelik sağlamış olan tek partidir.'
CHP'nin 'Tarihsel kimlik farkının' ise benzeri yoktur.
CHP 'FARKINI' KORUMALI VE GELİŞTİRMELİDİR
Bence 'korumak ve geliştirmek' ibaresi, yaşamın birçok alanında geçerli olan önemli bir yol göstericidir.
Bu bağlamda, CHP için yukarıda özetlemeye çalıştığımız ilkelerin korunması ve geliştirilmesi yaşamsal önem taşımaktadır.
Özellikle 'CHP'nin farkının topluma fark ettirilmesi' bağlamında aşağıdaki ilkeler güncel ve ivedi önem taşımaktadır:
  1. Parti içi demokrasinin korunması ve geliştirilmesi:
Öğretide 'parti içi demokrasi' denilince akla hemen 'çarşaf liste' ve 'önseçim' gelir.
Yani 'Parti içinde yapılacak tüm seçimlerde çarşaf liste yönteminin uygulanması…'
Ve 'Parti adına genel seçimlere katılacak adayların, tüm üyelerin katılacağı önseçim ile belirlenmesi…'
Sosyal demokrat partilerin 'farkını' ortaya koyan bu iki yöntem, çağdaş sosyal demokrat partilerin 'olmazsa olmazı' olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenle CHP yöneticilerinin bu iki yöntemin uygulanmasında 'ipe un sermeleri…' kabul edilemez.
  1. Barış ve uzlaşma kültürünün korunması ve geliştirilmesi.
'Barış ve uzlaşma kültürü' de sosyal demokrat partilerin 'bir başka olmazsa olmazıdır.'
Bu da 'Parti içinde, ülkede ve dünyada barışın öncelikli tutulması' ve 'sorunlara demokratik uzlaşma ile çözüm aranması' demektir.
Özetle CHP, 'Parti içi demokrasi, barış, demokratik uzlaşma' gibi ilkeleri de kapsayacak biçimde; 'Bilim ve demokrasinin evrensel ilkelerini ve Cumhuriyet değerlerimizi Türkiye'ye örnek olacak bir biçimde korumak ve geliştirmek' durumundadır.
CHP YÜZÜNÜ 'KENDİSİNE' DÖNMELİDİR
Önceki yazılarımızda da sıkça vurguladığımız gibi CHP'nin 'kendisi', program ve tüzüğünde belirtilen ilkeleri daha da geliştirerek bütünleşeceği 'Tüm halk kitleleridir.'
Bir başka deyişle, ülkemizdeki siyaset arenasında CHP'nin açıkça yer alması gereken kulvar; öğretide 'Sol' olarak tanımlanan 'Emek ve demokrasi kulvarıdır.'
Üstelik halkla bütünleşmeyi amaçlayan çağdaş bir sosyal demokrat parti, 'Etnik ve dinsel yaklaşımlardan arınmak; bilimin ve demokrasinin evrensel ilkelerini baş rehber edinmek durumundadır.'
CHP üst yönetimini son yıllarda ısrarla yapmaya çalıştığı gibi, 'Ülkemizdeki milliyetçi/ muhafazakar sağ kulvarda CHP'nin yeri yoktur…'
Son yıllarda sıkça yapılan 'Sağ cenahın ünlü isimlerini CHP milletvekili yapmak…' taktiği; 'Hem partinin oylarını artırmamış hem de partinin sol kimliğine gölge düşürmüştür…'
Bu bağlamda 'CHP yüzünü sola dönmeli; sol kulvarda yer alan sosyalist partilerle ve demokratik Kürt siyasal hareketiyle iletişim ve işbirliği yapmaktan çekinmemelidir…'
Unutmayalım ki bilimin yol göstericiliği, demokrasinin gücü ve sanatın güzelliği; tüm zorlukları ve çekinceleri aşacak güçtedir...
*******
2 Temmuz 1993'te Sivas'ta yakılan kapkara yangını UMUTMADIK! UNUTTURMAYACAĞIZ!...
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…