31 Mart 2019 günü yapılacak Yerel Yönetim Seçimleri, Türkiye için yaşamsal önem taşıyor.
Bu seçimlerin Eskişehir açısından taşıdığı yaşamsal önem ise Türkiye'ye örnek olacak boyuttadır…
Çünkü bu seçimlerin sonuçlarına göre ülkemizde ya 'Tek adam diktasına dayalı dinsel rejim iyice perçinlenecek…'
Ya da 'Laik ve demokratik Türkiye umutlarının tekrar kapıları aralanacak…'
Bu ülkedeki 'Tek adam diktası yanlıları', önümüzdeki yerel seçimlerin kendileri için çok önemli olduğunun farkındalar…
Çünkü onlar da biliyorlar ki, 'Yerel yönetimleri zapturapt altına almadan hiçbir dikta rejimi ayakta kalamaz…'
Yani 'Dikta rejimlerinin gerçek panzehri, öncelikle yerel yönetimlerin güçlü olmasıdır…'
Ülkemizdeki 'Laik ve demokratik Türkiye' özlemi içinde olan duyarlı yurttaşların ise önümüzdeki yerel seçimlerle ilgili umutları çok yüksek…
*******
CHP, ülkemizde 'Laik ve demokratik Türkiye' umutlarının en yüksek oranda yoğunlaştığı bir partidir.
O nedenle önümüzdeki yerel seçimler, CHP açısından da 'yaşamsal önem' taşıyor…
Çünkü bu seçimlerden sonra 'CHP, ya iktidara yürüyecek ya da çok derin bir özeleştiri ve yeniden yapılanma sürecine girecek…'
Bu bağlamda duyarlı yurttaşlar tarafından yerel seçimlerin her aşamasında CHP'nin çok iyi izlenmesi, irdelenmesi ve sahiplenilmesi gerekiyor.
CHP ADAYLARINI NASIL BELİRLEYECEK?
Başlıktaki soru, son aylarda kamuoyunda en çok tartışılan konulardan birisi…
Çünkü CHP, ülkemizde 'demokrasi' denilince genellikle ilk akla gelen partidir.
Bu nedenle böyle bir sorunun öncelikle CHP'ye sorulması yerindedir.
Ve CHP, bu soruya hem evrensel ve ulusal değerler hem de parti gelenekleri açısından geçerliliği olan doğru yanıtlar/ uygulamalar üretmek zorundadır.
Unutulmamalıdır ki, çağdaş demokrasi öğretisinde 'Yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir…' deniliyor ve bu bağlamda 'Katılımcılık ve çoğulculuk' demokrasinin temel ilkeleri olarak kabul ediliyor.
Ve görülmüştür ki, insanlığın en büyük buluşu olan 'demokrasinin' en somut uygulamaları 'yerel yönetim' alanında gerçekleşiyor.
Çünkü yerel yönetimlerdeki işlerin planlama, uygulama, denetleme gibi tüm aşamalarında genellikle 'doğrudan demokrasi' uygulanmaktadır.
Genel anlamda geçerliliği olan bu verilerin öncelikle uygulanması gereken alanların başında da 'Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasal partiler' geliyor.
Sosyal demokrat partilerin bu bağlamdaki olmazsa olmazı ise 'Parti içi demokrasinin içselleştirilmesidir…'
*******
Ancak ne yazık ki, ülkemizde siyasal partilerle ilgili yasalar (ve yasalara bağlı olarak yapılan parti tüzükleri), parti içi demokrasinin gereğince uygulanmasına izin vermiyor.
İlgili hukuk belgelerimizde konumuz olan 'parti adaylarının belirlenmesi' ile ilgili sayılan 'ön seçim, aday yoklaması, merkez yoklaması' gibi yöntemlerin son karar yetkisi, partilerin merkez organlarına bırakılıyor.
Bu duruma 'Son 16 yılda AKP'nin uyguladığı tek tek adam seçiciliği…' kötü örneği eklenince, gerisini siz düşünün artık…
*******
Ülkemizde siyasal parti adaylarının belirlenmesi konusunun eksik olan 'demokratiklik' boyutu yanında, bir de 'kalite/ nitelik' boyutu var.
Bilindiği gibi 'katılım' ve 'kalite' kavramları birbirlerini diyalektik olarak etkilerler…
Örneğin, adaylarının tümünü 'merkez yoklaması' ile belirleyen bir partinin 'katılım ve demokrasi kalitesinin düşük olacağı…'
'Parti üyelerinin genel kültür kalitesinin düşük olduğu bir partide ise ön seçim ile belirlenen adayların kalitesinin de düşük olacağı…' bilimsel gerçekliklerdir.
*******
Yukarıda yapmaya çalıştığımız demokratik/ bilimsel irdelemeler doğrultusunda CHP'yi irdelediğimizde:
  • Türkiye koşullarında 'Parti içi demokrasiyi en iyi uygulamaya çalışan partinin CHP olduğu…'
  • CHP Yerel Yönetim Adaylarının Belirlenmesi konusunda PM'nde alınan; 'Ön seçim, aday yoklaması (anket, örgüt görüşü, görüşme) ve merkez yoklaması yöntemlerinin karma biçimde uygulanması' kararının doğru ve yerinde olduğu,
  • Parti adaylarının belirlenmesinde; 'Parti ilkelerine uygunluk, kalite/liyakat, temsil özelliği koşullarının önde tutulması gerektiği…' değerlendirmeleri yapılabilir.
Ayrıca, tek adam diktası yüzünden Türkiye'nin içine düştüğü şu karanlık ortamda, başta CHP üyeleri olmak üzere tüm duyarlı yurttaşlara; 'Ucuz polemiklere alet olmadan CHP'ye destek olmak sorumluluğu düşmekte olduğu…' unutulmamalıdır.
ESKİŞEHİR'DE DURUM
Yerel Yönetim Seçimleri için CHP'nin Eskişehir'deki aday belirleme sürecindeki durum şöyle özetlenebilir:
  • CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU tarafından 'Büyükşehir'de Yılmaz BÜYÜKERŞEN'in, Tepebaşı'nda Ahmet ATAÇ'ın, Odunpazarı'nda Kazım KURT'un tekrar aday gösterileceği…' yönünde işaretler verilmesi; gerek parti tabanında gerekse kent kamuoyunda büyük destek görmektedir.
Bu doğru yaklaşım Eskişehir merkezindeki üç belediyede CHP'nin tekrar kazanma olasılığını yükseltmiştir.
  • CHP eğer kalite ve temsil özellikleri uygun adaylar çıkarırsa; Mahmudiye, Han, İnönü, Seyitgazi, Çifteler, Mihalıççık, Beylikova ilçelerinde de belediye başkanlıklarını kazanabilir.
Ayrıca CHP açısından bu ilçelerden 'Büyükşehir Belediye Meclisine katılacak üyeler kazanılması' da çok önemlidir.
  • Tepebaşı ve Odunpazarı ilçelerinde belediye meclis üyelikleri için CHP'den yoğun başvuru olması önemlidir.
Ancak bu ilçelerde de 'adayların kalite ve temsil özellikleri'konularında titiz davranılmalıdır…
KESİT köşemizde Yerel Yönetim Seçimleri konusunda yapacağımız tespit ve değerlendirmeler sürecek.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…