Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara Çubuk'ta uğradığı çirkin saldırının ardından ortaya çıkan olağan üstü durum, bir şekilde değişiklik olur mu bilmem…
Geçtiğimiz hafta,
Bir grup partilinin İl Başkanlığına verdikleri dilekçeyle 'Olağanüstü İl Kongresi' talep etmelerinden söz ediyorum…
Hatırlanacağı üzere,
Geçtiğimiz 2018 yılının Kasım ayının son günlerinde, Rabia Akman başkanlığındaki il yönetimi görevden alınmış yerine Abdülkadir Adar atanmıştı…
Görevden alınan Rabia Akman da, kongrede seçim kazanarak il başkanı olan Sinan Özkar'ın milletvekili aday adaylığı için istifa etmesinin ardından yönetimin içinden seçilmişti…
Parti içindeki bir grup,
Yerel seçimler öncesinde 'konsensus' ilan etmiş,
Muhalefet ve itiraz hakkını yerel seçimden sonra kullanmak üzere emanete aldığını açıklamıştı…
Sonuçta da,
Yerel seçimin ve İstanbul'daki kargaşanın bitmesinin ardından il başkanlığına ilgili taleplerini içeren dilekçelerini verdiler…
Ekibin bu isteği,
Partililer nazarında olumlu-olumsuz birçok görüşün ortaya çıkmasına neden oldu…
Durum tartışmaya açıldı bir kere…

***

Aslında olağanüstü kongre talebinin ve bu talebin nasıl karşılık bulacağına ilişkin soruyu CHP Parti Tüzüğü net bir şekilde ortaya koyuyor…
Tüzüğün, 24-25 ve 26'cı maddelerinde,
Görevin boşalması, görevden alınma ve görevden alınanların yerine seçim yapılması, ilgili maddelerinde düzenlenmiş…
O nedenle öncelikle belirtilmesi gerekiyor ki,
Bu talebin, hukuki ve tüzük açısından yanlış bir yönü yok…
Ancak farklı bir takım açılardan bakıldığında, gereği de yok…
Zira…
Zira, CHP MYK tarafından ertelenmesi yönünde bir karar alınmaz ise, kongreler süreci Haziran-Temmuz aylarına kalmadan başlayacak…
Delege seçimleri, ilçe seçimleri, il kongreleri, ardından da Büyük Kurultay'la sonlanacak bir süreç…
O nedenle de,
Bir ay sonra başlaması beklenen bir sürecin içine 'olağanüstü kongre' talebini iliştirmenin çok anlamlı gelmediği açık…
Olağanüstü kongrenin toplanmasının yaklaşık bir aylık süre alacağı hesaplanırsa, hemen ardından olağan kongre sürecine girilecek olması, CHP Eskişehir Örgütünün gereksiz yere zaman ve enerji harcamasına, ülke ve şehir gündeminden kopup, tamamen kendi içine kapanmasına, partide yeni kırılmaların, yarılmaların, yeni tartışma ve hesaplaşmaların ortaya çıkmasına neden olacak…

***

Olağanüstü kongre talep edenlerin,
Bunu neden istediklerini,
Bunun partiye ve örgüte faydasının ne olacağını,
Bunu isterken neyi amaçladıklarını kamuoyuna anlatmaları gerekiyor…
En azından partilileri ikna etmelerini,
İkna etmekten ziyade, niyetlerini anlatmaları gerekiyor…
Eğer yönetime gelmek gibi bir amaçları varsa, bunu olağan kongre sürecinde hayata geçirmeleri mümkün…
Acaba niyet,
Olağanüstü kongre ile il yönetimine gelip, olağan kongre sürecini yönetme isteği midir?
Yine,
Parti içinde güç dengelerini kendi lehlerine göre düzenlemek midir?
Şu aşamada, hem Eskişehir, hem ülke genelinde CHP'nin ihtiyacı olan en son şey 'parti içi mücadele' iken, bunu katmerleştirmeye çalışmak anlamlı mıdır?
Olağanüstü kongre yapılması durumunda, kongrenin daha önceki kongrede belirlenmiş delege yapısıyla yapılacak olması, talebi yapanların kazanmasını neredeyse garanti hale getirirken, bunun adil bir kongre olacağını beklemek ve düşünmek mümkün mü?

***

CHP,
Yerel seçimlerde önemli bir başarı elde etmiştir…
Bu başarıyı kazanırken seçtiği yol ve yöntemler, öncekilerden farklıdır…
Halka daha çok gidilmiş,
Halkla daha çok birlikte olunmuş,
Halka daha çok dokunulmuş ve dertlenilmiştir…
Tüm bunları bir anda derdest edip yeniden eski görüntüye bürünmenin gerekli ve yararlı olduğunu düşünmek, bu partiye kötülük yapmak değil midir?
Herkesin önünde doğal bir süreç varken hele, bunu yapmak…
Olağanüstü gereksiz bir taleptir…
Tüzük açısından belki engeli yoktur ama siyasi konjonktür açısından sakıncalıdır…
Kaldı ki,
Durum bu halde stabil bırakılırsa bile,
Partiyi ilk seçime şu anki yönetimin götürmesi gibi bir durum da yok ortada…4 buçuk yılın seçimsiz geçeceği hesap edilirse,
Belki de 2 olağan kongre süreci yaşanacak…

***

Şu aşamada,
Olağanüstü kongre talep edenler için,
Daha kişisel değerlendirmeler yapmak çok gerekli değil…
Zira böyle bir şey bile,
Partiye zarar verecektir…
Üstelik 21 Nisan Pazar günü Genel Başkana yapılan linç girişimi orta yerde dururken…
CHP'nin gücünü ve enerjisini harcaması gereken çok daha önemli işler olduğu açık…
Parçalanmanın değil,
Bütünleşmenin zamanı…
Ayrışmanın değil,
Birleşmenin,
Tartışmanın ve yarışmanın değil,
Hep birlikte ayakta durmanın zamanı…

***

Olağanüstü kongre talep etmek,
Olağanüstü gereksiz bir talep olmuştur vesselam…