Yaklaşık bir hafta boyunca,
Eskişehir kamuoyu CHP'de yaşanan 'disipline verilme olayını' konuştu…
Dün sosyal medyada çıkan haberlere bakılırsa,
Disiplin süreci tamamlanmış…
Disipline verilenlerden 6 kişi partiden ihraç edilmiş, adı hep öne çıkan Mecit Açıkgöz ise Disiplin Kurulu'nun oybirliği ile verdiği kararla beraat etmiş…
Yani suçsuz bulunmuş…
İhraç edilen diğer 6 parti üyesinin isimleri ve verilen kararın gerekçeleri hakkında şu aşamada pek bir bilgimiz yok…
Üstelik disiplin sürecinin normal seyri mi böyle hızlıdır yoksa 'hızlandırılmış' bir süreç mi yaşandı, onu da bilemiyoruz…
Yaşanıp geçip gitti, diye baktığımız bu sürecin izi elbette kalacak…
Zira sonucu ne olursa olsun,
Böyle bir teşebbüs, parti içindeki grupları keskinleştirmekten başka bir işe yaramayacak…
Etkisi sürecek…
Üzerinde konuşulmaya, yorum yapılmaya devam edilecek…

***

Şimdi gelelim asıl meseleye…
2003 yılından bu tarafa CHP Eskişehir örgütünü çok yakından takip eden, CHP ile ilgili çok fazla haber yapmış ve köşe yazısı yazmış bir gazeteci olarak benim 2017 yılı Ağustos ayı itibariyle CHP Eskişehir Örgütü'nde gördüğüm, anladığım ve düşündüğüm şey şudur;
Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Örgütü,
Özellikle iki merkez ilçe yani Tepebaşı ve Odunpazarı ilçe örgütleri itibariyle karpuz gibi ortadan ikiye ayrılmış durumdadır…
Her iki ilçe örgütünün de,
Hem görev ve sorumlulukları, hem de başkan ve yöneticileri ve delegeleri, seçimleri birbirlerinden apayrı olsa da, neden birbirlerine sanki rakiplermiş gibi davrandıklarını anlamak mümkün değil…
Dahası,
Böyle bir ayrılık halinden partiye bir yarar gelebileceğini düşünmek, akla yakın bir şey değildir…
O halde yapılması gereken nedir, diye bir soru aklımıza geldiğinde bunun cevabının çok kolay olacağını öngörmeliyiz…
Her iki ilçe başkan ve yönetimlerini, birbirlerine değil, karşı partilere karşı muhalefet yapmaları gerektiğine ikna etmek,
Görev ve sorumluluklarının gereğinin,
Birbirlerine değil,
İktidara ve yanlışlara karşı muhalefet yapmak olduğunu hatırlatmak, anlatmak, tebliğ etmek değil midir?
Öyledir de,
CHP Eskişehir Örgütü'nde öyle mi olmaktadır?
Kocaman bir hayır…
Peki bunu yapmak, bu birlikteliği, yalnızca iki merkez ilçe yönetimlerinde değil, diğer 12 kırsal ilçe yönetimleriyle birlikte sağlamak kimin ya da hangi parti organının görevidir?
İl başkanlığının değil mi?
Evet…
Peki Eskişehir CHP Örgütü'nün en üst kademesi olan il başkanlığı bunu yapmış mıdır?
Maalesef, kocaman bir hayır…
Eskişehir kamuoyu,
Bırakın 12 kırsal ilçe, iki merkez ilçe ve il başkanını bir arada görmeyi,
İl başkanı ile Tepebaşı ve Odunpazarı ilçe başkanlarını çok uzun süredir bir arada, yan yana görmemektedir…
ADALET Yürüyüşü'nde bile…
Tüm ülkenin birleştiği, bir araya geldiği o büyük yürüyüşte,
Eskişehir Örgütü, birlikte fotoğraf bile verememiştir…

***

Önceki yazıda da dile getirmeye çalışmıştım,
2 merkez ilçe ile 12 kırsal ilçe örgütlerinin başarılı olamadığı bir ortamda il başkanlığının başarılı olduğunu söylemek mümkün değildir…
Her alt organ, kendilerine baktıklarında kendilerini başarılı görebilirler…
Ancak,
Kalabalıklarla yapılan siyasette başarı için bu kriter yeterli değildir…
Sizin kendinizi değil, sizi halkın ne kadar başarılı bulup bulmadığı önemlidir…
Alt ilçe yönetimlerini bir araya getirememiş olmak,
Yaptığınız başarılı işlerde bile gerekli en üst koordineyi sağlamadığınızı gösterir…
İçinde Tepebaşı Örgütü'nün olmadığı,
Ya da Odunpazarı Yönetiminin olmadığı,
Ya da ilçe yönetimlerinin il yönetimini dışarıda bırakarak yaptığı işler…
Başarılı olarak addedilebilir mi?
Elbette hayır…

***

Üstelik…
CHP Eskişehir'de çok uzun zamandır sahip olmadığı bir güce sahiptir…
Büyükşehir, Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri…
Bunun yanında 3 milletvekili…
Büyükşehir ve iki merkez ilçe belediyeleri sizin elinizde,
Şehrin 6 milletvekilinden 3'ü sizin elinizde…
Ama siz,
Odunpazarı ve Tepebaşı başkan ve yönetimlerini bir araya getiremiyorsunuz…
Üstelik
Bununla kalmıyor, taraf tutuyorsunuz…
Odunpazarı yönetimini benimsiyor, Tepebaşı yönetimini dışlıyorsunuz…
Böyle bir şey olabilir mi?
Yok siz 'Ben oldururum' diyorsanız, bundan CHP'ye fayda gelir mi?

***

Bence, diye devam edip yazıyı şöyle bitirelim…
Tepebaşı ilçe başkan ve yönetiminin seçileceği ilçe kongresi Ahmet Ataç'ın koordinesi ve kontrolünde,
Odunpazarı ilçe başkan ve yönetiminin seçileceği ilçe kongresi Kazım Kurt'un koordinesi ve kontrolünde yapılmalıdır…
İl kongresi ise,
Mümkünse tarafların bir araya gelip üzerinde anlaşacakları bir ismin adaylığında gerçekleşmelidir…
Doğru yol, yöntem ve isimler,
CHP Eskişehir Örgütü'ndeki tahrifatı önce durdurmayı sonra da onarmayı başarabilir…
Geleneksel yapı, eski alışkanlıklar yeniden öne çıkarsa,
Her şey eskisi gibi sürüp gider…
Ama unutulmamalı ki artık Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi değil…
Hele siyaset…
Hiç değil…