31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesinde CHP'nin Büyükşehir, iki merkez ilçe ve iki kırsal ilçe belediye başkan adayları belli.

ÇİFTELER'DE 'KONAKÇI' SESLERİ
CHP kent merkezinde Yılmaz Büyükerşen-Ahmet Ataç-Kazım Kurt üçlüsüyle yarışa çıkacak. Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı, Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan tekrar aday olacaklar. Peki diğer ilçelerde kimler aday olabilir. CHP Alpu'da 2014'de olduğu gibi emekli bankacı Gürbüz Güller ile seçmenin karşısına çıkacak. Çifteler İlçe Seçim Kurulu Müdürü iken Koceli Darıca'ya tayini çıkan Zehra Konakçı'nın büyük ihtimalle CHP Çifteler Belediye Başkan adayı olacağı kulislerde yüksek sesle seslendiriliyor. Seyitgazi'de belediye başkan adaylığı için iki ismin adı geçiyor. Kırkalılar Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Uğur Tepe ile CHP eski İl Gençlik Kollları Başkanı Volkan Enver Kılıç başkan adayı olmak için yarışıyor.

İNÖNÜ'DE İKİ İSİM YARIŞIYOR
Beylikovalılar ve Köyleri Sosyal Kültür Dayanışma Derneği Başkanı Tolga Savaş'ın CHP Beylikova Belediye Başkan adayı olması kesin gibi. İnönü'de de başkan adaylığı için yine iki isim yarışıyor. 1999-2014 yılları arasında 15 yıl İnönü Belediye Başkanlığı yapan İsmail Karaköse ile eski İlçe Başkanı Hamdi Tosunoğlu'ndan birisi belediye başkan adayı olacak. CHP'nin Mihalgazi Belediye Başkan adayı 2014'de olduğu 2019'da Bülent Durna'nın olması bekleniliyor. CHP, Sivrihisar, Günyüzü ve Sarıcakaya'da aday bulmakta zorluk çekiyor. Mihalıççık'ta da mevcut belediye başkan aday adaylarının dışında daha güçlü bir ismin aday yapılması için yoğun bir çalışmanın olduğu öğrenildi.



*********

EMEKLERİ HEBA OLUR


1950-1959 yılları arasında Eskişehir Valiliği yapan Arif Özgen 'Eskişehir'i Tozdan Çamurdan Kurtarma Derneği' kurmuş.
Demek ki Eskişehir o yıllarda toz ve çamur içerisindeymiş ki böyle bir derneğe gereksinim duyulmuş. Özgen liyakatli ve çok çalışkan Vali olarak Eskişehir'de iz bıraktı. O'nun döneminde Eskişehir'e Verem Hastanesi, Basma Fabrikası ve Düşkünlerevi yapıldı. Özgen zamanında Eskişehir'i toz ve çamurdan kurtarmak için kimbilir hangi çalışmalar yapıldı? Merhum Selami Vardar 1973-1977 ve 1989-1994 yılları arasında iki dönem Eskişehir Belediye Başkanlığı yaptı. Vardar ikinci döneminde, Eskişehir altyapısını yaparak, kentin çamurdan kurtarılmasında önemli rol oynadı. Eskişehirlilerin 'Selami Amcasıydı', Halkın başkanı olarak siyasi ayrım yapmadan gerçekleştirdiği hizmetlerle Eskişehir'e damgasını vurdu. Hüsamettin Cindoruk 1991 seçimlerinde Eskişehir'den milletvekili adayı olmuştu. Cindoruk Eskişehirli değildi. Ancak eşi Dilek Hanım Eskişehirliydi. Eskişehir'in Eniştesi olan Cindoruk o seçimlerde milletvekili seçildi. Daha sonra TBMM Başkanı oldu. Meclis Başkanlığı döneminde içinde Eskişehir olmayan hiçbir şeye imza atmadı. Eskişehir'i Büyükşehir yaptı. Doğalgazın gelmesini sağladı. Organize Sanayiye yeni yatırımlar getirdi. Eskişehir'e çok faydası oldu. Cindoruk ve DYP-SHP Hükümeti tarafından getirilen doğalgaz sayesinde Eskişehir bugün havası en temiz iller arasında yer alıyor.
Ali Fuat Güven 21 Şubat 1992- 4 Ekim 1999 tarihleri arasında (7,5 yıl) Eskişehir Valiliği yaptı. İlk Valilik görevini Eskişehir'de yapan Güven, daha sonra Bursa Valiliği'ne atandı. Güven doğalgazın gelmesinden sonra kente kaçak kömürlerin girmesine izin vermedi. Şehrin tüm girişlerinde denetimler yaparak, kentimizin temiz havasının bozulmasına müsaade etmedi. Bu dört isim Eskişehir için neden unutulmaz? Özgen ve Vardar şehri toz ve çamurdan kurtarmak için çalıştı. Cindoruk ve Güven Eskişehir'in havasının temiz olmasını sağladılar. Ya Alpu Ovası'na o termik santral kurulursa. Santral tarımı bitirip, Eskişehir'in havasını kirletirse. Buradan çıkacak küller şehrin üzerine çökerse, kentimiz 30 yıl önceki haline döner. O zaman ilimizde 'Eskişehir'i Kül Tozundan Hava Kirliliğinden Kurtarma Derneği' kuracak Arif Özgen gibi yeni Valilere ihtiyacımız olacak. Emekleri heba olacak.

*******
ORTAOKULDA ÇİRKİN OLAY SONRASINDA
YAŞANANLAR


Görünüm'de 5 Ekim'de kaleme aldığım 'Ortaokulda Çirkin Olay' başlıklı yazımda Şehit Barış Öztürk Ortaokulu'nda yaşanan kantin işletmecisi ile Beden Eğitimi Öğretmeni arasındaki kavga olayına yer vermiştim.

TAŞLI SALDIRI
Yazımda 'yemek listesi nedeniyle çıkan kavgada' kantin işletmecisinin Beden Eğitimi öğretmenine 'taşlı saldırıda' bulunarak, 'yüzünü yaraladığını' ifade etmiştim. Bir gün sonra olayla ilgili kantin işletmecisinin görüşlerini de Görünüm'de yayınlamıştım. Kantin işletmecisi öğretmenin 'fiziki olarak çok güçlü olduğundan dolayı kendisini korumak için' taşlı saldırıda bulunduğunu iddia etmişti. Öğretmen ve kantin işletmecisi birbirlerinden davacı olurken, İl Milli Eğitim Müdürlüğü olayı araştırmak için okula müfettiş göndermişti. Olayı soruşturan müfettişler 'öğretmene disiplin cezası' verilmesini ve kantincinin 'sözleşmesinin feshedilmesini' teklif etmişler. Bu konuyla ilgili beni arayan bazı eğitimci ve veliler, sözleşmesi feshedildiği söylenen aynı kişinin ihaleyle tekrar kantin işini aldığını belirtti. Milli Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliğinin 22. Maddesi d bentine göre; 'Kiracının veya çalışanların eğitim ve öğretim ortamını olumsuz etkileyen davranışlarının inceleme-soruşturma sonucu tespitinde' sözleşmenin feshedilmesini hükmediyor. Müfettişler bu madde hükümlerine göre karar vermişler.

İŞİNİN BAŞINDA
OLMAK ZORUNDA
İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen'e soruyorum; Bu olay sonrasında kantin işletmecisinin sözleşmesi feshedildi mi? Yoksa bu feshetme süresi geciktirilerek, 'ihale sözleşme süresinin' dolması mı beklendi? İl Milli Eğitim Müdürlüğü aynı kantin işletmecisi ile ilgili 'ihaleye girmesinde sakınca yoktur' belgesi verdi mi? İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen kendisine yöneltilen; 'Sözleşmesi feshedilen işletmeci aynı kantin ihalesine girip, tekrar nasıl alır? Kavga ettiği öğretmenle aynı kurumda nasıl çalışmasına izin verildi? ' sorularına; 'O kişi okula hiç gelmeyecek' yanıtı verdi mi? 'Okullarda Bulunan Kantin ve Benzeri Yerleri Kiralame Sözleşmesi Genel Şartları'nın Genel Hükümler 9'uncu maddesinde 'Kantin bizzat kiracı tarafından çalıştırılacaktır. Kantin başkası tarafından çalıştırılamaz, resmi ve gayri resmi devir ve temlik yapılamaz' deniliyor. Bu maddeye göre yaşanan kavga olayının taraflarından olan kantin işletmecisi 'işinin başında bulunmak' zorunda.

VALİ İNCELEME BAŞLATMALI
Ben bu olayda 'ne öğretmenin ne de kantin işletmecisinin' tarafında değilim. Bir 'eğitim kurumuna yakışmayan bu çirkin olay' sonrasında İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün hangi işlemleri yaptığı konusunda okurlarımı bilgilendirme noktasındayım. Peki İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu olayda 'kendi öğretmeninin mi yoksa kantin işletmecisinin mi tarafında' hareket ediyor? Bu kavga sonrasında kantin işletmecisi ile 'taşlı saldırıya maruz kaldığı' iddia edilen öğretmenin 'aynı kurumda çalışmaları' ne kadar doğru? Okul Müdürü saldırıya uğradığı iddia edilen öğretmen 'kendi sendikasına üye olmuş' olsaydı, aynı işletmecinin kantin işini almasına sessiz kalır mıydı? Saldırıya uğrayan öğretmen 'yandaş sendikaya üye olmuş' olsaydı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü kantin işletmecisine 'İhaleye girmesinde sakınca yoktur' belgesi verir miydi? Vali Özdemir Çakacak 'bu olayla ilgili inceleme' başlatmalıdır. Eğitime yakışmayan 'çirkin olay' sonrasında bugün alınmayan 'caydırıcı kararlar' yarın başka okullarda 'daha büyük olayların yaşanmasına' neden olabilir.

*******
NOSTALJİ
BABA TEMEL ATTI

Yıl 1998. 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel ESOGÜ Üniversitesi'nin 900 yataklı Tıp Fakültesi Hastanesi'nin temelini atmıştı. 20 yıl öncesine ait tarihi fotoğrafta Demirel temel atmadan önce kürsüde konuşma yaparken, hemen arkasında dönemin ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Fıratlı görülüyor. Temel atma töreninden sonra ESOGÜ tarafından Demirel'e 'Fahri Doktora' verilmişti. Türk siyasetinin en renkli isimlerinden birisi olan Demirel'in ülkeye büyük katkıları oldu. 'Baba' lakabı ona çok yakıştı. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 'Cumbaba' da denildi. Eskişehir'de O'nun Başbakanlığı döneminde sayısız hizmetlere kavuştu. Eskişehir'e ve Türkiye'ye büyük katkıları olan Süleyman Demirel'in hizmetleri asla unutulmayacak…

*****
FIKRA
ŞİMDİ NE YAPACAĞIM?
Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür. Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. ''Arkadaşım öldü, ne yapabilirim'' diye sorar.
Telefondaki ses yanıtlar: ''Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.''
Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir. Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: ''Evet, tamam. Şimdi ne yapacağım?''