Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Örgütü,
24 Haziran seçimleri sonrasında İl Danışma Kurulu toplantısını geçtiğimiz Cumartesi günü yaptı…
İl Başkanının konuşmasından sonra toplantı, doğal olarak basına kapatıldı…
O nedenle de basına, il başkanının konuşması dışında başka bir konuşma yansımadı…
Kamuoyuna yansıyanlar ise, toplantıda yapılan konuşmalardan kulaktan kulağa yansıyan bilgiler…
Bu bilgiler doğrultusunda Zeki Ünal'ın konuşmasından mesajlar da basına yansıdı…
***
Gerek il başkanının gerekse diğer konuşmacıların söylediklerinden öte, üzerinde durulması gereken nokta bence şu;
İl Danışma Kurulu toplantısında ortaya çıkan
Fikir, düşünce, eleştiri, öneri, tespit gibi nispeten bireysel açıklamaların nasıl bir araya getirileceği,
Nasıl bir süzgeçten geçirileceği,
Bu bütünden nasıl bir sonuç ortaya konulacağı…
İl, iki merkez ilçe ve 12 kırsal ilçe örgüt başkanları bir araya gelip bu görüş ve öneriler doğrultusunda kendilerine bir yol haritası çizecekler mi?
Ya da,
Yerel seçimlere yönelik yalnızca İl Danışma Kurulu görüşlerini yeterli görmeyip, başka toplantılar düzenleyecekler mi?
Şimdi hesaplayalım…
İl başkanlığı ve yönetimi,
Tepebaşı ve Odunpazarı başkan ve yönetimleri,
12 kırsal ilçe başkan ve yöneticileri,
Kadın Kolları ve Gençlik Kolları başkan ve yöneticileri…
Sanırım İl Başkanı, yalnızca bu kadroyu eksiksiz bir araya getirebilirse 250-300'e yakın bir katılımcıyı bir araya toplar…
***
Gerçekten,
Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüm yönetim kademelerindeki başkan ve yöneticilerinin eksiksiz katılacağı bir toplantı yapılabilir mi?
İşte soru bu…
Hani şu, sürekli gündemde tutulan bir görüş var ya;
'CHP örgütü devre dışı bırakılıyor' diye…
Neden acaba?
Bunun nedeni, yukarıdaki soruya 'evet' cevabının verilemiyor olması olabilir mi?
İl yönetimi,
İl Danışma Kurulu öncesi 1000'den fazla kişiye mesaj atıldığını iddia ediyor…
Katılım kesinlikle 100 kişinin bile altında…
Bu örgütün tüm kademelerindeki başkan ve yöneticilerini toplasanız 300 kişiye yakın…
İl Danışma Kurulu toplantısına 100 kişi bile katılmıyor…
Sıra şikayete gelince, hep bir ağızdan haykırıyoruz;
'CHP örgütü devre dışı bırakılıyor…'
***
Bu yazının amacı, hiç kimseyi çalışmıyor olmakla suçlamak ya da düşünceleri nedeniyle eleştirmek değil…
Diğer taraftan bu yazıda,
100 kişi, 300 kişi ya da 3000 kişiyle yapılan toplantılarda, ortaya mutlaka bir sonuç çıkacağı gibi bir iddia ortaya atmak da amaç değil…
Amaç,
Nicelik ve nitelik olarak,
Var olan gerçekliklere uygun,
Karşı karşıya olunan olumlu ve olumsuz koşullara göre mücadele etmek…
Siyasetin yol haritasını,
Tamamen iyi niyet taşları ile döşemek yerine,
Aklın, mantığın ve gerçeklerin taşları ile döşemek…

NE YAPMALI NASIL YAPMALI?
Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir örgütü öncelikle,
Ajandasının başlığını,
Belirlenecek stratejinin 'yerel seçimlere yönelik' olacağını,
Bunun da,
Genel seçimlerden farklı dinamiklere sahip olduğunu yazmak…
Sonra,
Elindekileri yani siyaseten sahip olduğu mevzileri, kurumları ve konumları belirlemeli ve onları yüksek ölçekli koruma altına almalı…
Yani,
Öncelikle sahip olduklarının değerini bilmeli,
Onları kaybetmemek ve elinde tutmak için bir yol belirlemeli…
Sonra da o yolu,
Sahip olduklarına yeni mevzilere, kurumlara, konumlara yenilerini eklemek için kesin kurallara bağlamalı…
Kesin kural ve disiplin olmadan siyasi mücadelenin başarılı olmasının mümkün olmadığını kabul etmeli…
Özellikle seçim dönemlerinde,
CHP, benim de her zaman sahip olması nedeniyle takdir ettiğim, demokrasi, katılım, karşılıklı tartışma, eleştirme kriterleri 'disiplin' mekanizmasıyla güçlendirilmeli ve taviz vermeden uygulanacağı cümle aleme tebliğ edilmeli…
CHP Parti Tüzüğünden alınan disiplin ve denetim yetkisi eksiksiz kullanılmalı…
Elbette bu arada, güven ve inanç hissiyatı el üstünde tutulmalı…
Bunun için de,
Hedef ve amaç,
Çok açık ve net bir biçimde kamuoyuna deklare edilmeli…
Güven ve inanç hissiyatı, yalnızca parti içinde ve parti seçmenlerine yönelik değil, tüm şehre yönelik olmalı…
***
Son olarak da şu saptamayı yapıp yazıyı bitirelim…
Bu yazı,
'Tarafsız' bir yazı değil…
Su sütunlardaki yazılar hiçbir zaman böyle bir kaygı taşımadı zaten…
Benim derdim tarafsız olmak değil,
Benim derdim 'doğru bildiklerim ve hayallerim üzerine' yazı yazmak…