Sağlıklı bir yaşam için magnezyum ve demir gibi büyük bir öneme sahip olan çinko, insan vücudunda biyokimyasal reaksiyonların gerçekleşmesini sağlayan 200 kadar enzim ve çok sayıda hormonun yapısında yer almaktadır. Çinko büyüme ve gelişmede, hücrelerin uyarılmasında, hormonların salgılanmasında, sinir uyartılarının iletilmesinde ve antioksidan olarak A, E, C vitamini ile birlikte etkin bir öneme sahiptir. Bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasında önemli bir rol oynayan çinko, vücudun savunma sisteminde yer alan akyuvar ve antikor oluşumuna katkıda bulunarak, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin artmasını sağlar. Kış ayları ve geçiş mevsimlerinde vücudu soğuk algınlıklarına karşı korur, kemik ve bağ dokusu kollajeninin oluşumunda rol oynar. Kanser tedavisinde olumlu etkisi olduğu bilinmektedir. Cilt için de önemli bir mineral olan çinko ince çizgilerin hemen belirginleşmesini ve kırışıklıkları engellemekte, cildi güzelleştirmekte ve yaşlanmayı geçiktirmektedir. Çinko akne sivilcelerinin kaybolmasını da sağlar. Uçukları, adet görme ağrılarını hafifleten çinko, kısırlığa karşıda etkilidir. İçerdiği keratin proteini ile saçların daha sağlıklı olmasını sağlar, tırnakları sertleştirir. Erkeklerin idrar yolu enfeksiyonuna daha dirençli olmalarını sağlar.
İnsan vücudu çinkoyu sentezleyemez, ancak yenilen besinlerden sağlanabildiği için, sağlığın korunması ve vücudun gelişmesi bakımından her gün gıdalarla yeterli miktarda çinko almak gerekmektedir. Çinko; et, balık ve diğer deniz ürünleri, yumurta,süt ve süt ürünleri, buğday başta olmak üzere tahıl ürünleri, baklagiller, çikolata, mısır, brüksel lahanası, brokoli, kuruyemişler (ceviz, fındık, badem, ayçekirdeği ve kabak çekirdeği, leblebi), susam, yeşil yapraklı sebzeler gibi genelde tüketilen birçok besinde bulunur. Çinkonun hayvansal proteinlerin fazla olduğu gıdalardan emilimi bitkisel proteinlerin fazla olduğu ürünlerden daha kolaydır. Çinkonun vücuttaki elverişliliği (vücutta bulunabilirlik ve kullanılabilirlik oranı) ette, sütte ve denizden elde edilebilen gıdalarda olabildiğince yüksektir Ekmeklerde, tahıl ürünlerinde, baklagillerde ve bazı diğer ürünlerde bulunmakta olan fitatlar çinko emilimini azaltmaktadır. Baklagillerde bitkisel proteinlerle birlikte bulunan çinko vücutta daha az etkilidir, daha etkili olabilmesi için baklagiller pişirilirken içine domates , biber, soğan, et konması çinkonun alınabilirliğini artıracaktır.
Maya gıdalardaki fitik asit oranını düşürdüğünden mayalanmış tahıl ekmeklerindeki çinko vücutta daha etkilidir. Tam buğday, tam tahıl, tam çavdar ekmeği çinko alımını tamamlar. Sağlıklı bir insan her gün en az 5 dilim tam tahıl ekmeği yemelidir. Beyaz ekmek, light ekmek ve kepekli ekmekte çinko miktarı yetersizdir. Ekmek yerine çinko ile birlikte başka mineralleri de içeren bulgur pilavı, mercimekli köfte , yumurtalı köfte ve makarna da tüketilebilir. Çeşitli nedenlerle ağızdan beslenemeyip hastane koşullarında damardan beslenmesi gereken kişilerde, Anoreksiya nervoza gibi şiddetli beslenme bozukluğu olan kişilerde, Çölyak hastalığı ya da kısa bağırsak sendromu gibi hastalığı olanlarda, Crohn ya da ülseratif kolit gibi kronik bağırsak hastalığı olanlarda, alkoliklerde, Orak hücreli anemi adı verilen kan hastalığı olanlarda, 65 yaş üstü kişilerde ,vejetaryenlerde, şeker ve böbrek hastalarında, sporcularda, çinkoya olan ihtiyaç artmaktadır. Hamilelik döneminde çinko ihtiyacı artar. Yenidoğanlar ve çocuklar, hamile ve emziren kadınlarda (özellikle 20 yaşından küçük anne ve anne adayları) çinko ihtiyacı artmaktadır. Hamilelikte yeteri miktarda çinko alınması DNA ve protein yapısında önemli rol oynar. Bundan dolayı hücre yapımının son derece hızlı olduğu hamilelik döneminde çinko alımı son derece önemlidir. Ayrıca çinkonun hamilelik esnasında oluşan yırtıkları önleme etkisi de vardır. Ancak oluşmuş yırtıkları gidermez. Çinkoya olan ihtiyaç bir çok faktöre bağlıdır. Çocukların ve gençlerin yetişkinlere oranla ihtiyacı daha azdır. Hastaların sağlıklı kişilerden daha fazla ihtiyacı vardır. Stresli tiplerin de sakin kişilere oranla ihtiyaçları daha fazladır. Aşırı lif almak, kontrolsüz bir şekilde çok miktarda karışık bitki çayları kullanmak, aşırı ve kontrolsüz kalsiyum hapı kullanmak, çinkonun vücuda alımını engeller ve çinko yetersizliği oluşturur. Çinko ihtiyacı, 0 - 12 aylık bebeklerde 3 – 5 mg, 1 - 10 yaş çocuklarda 10 mg , 11 yaş üstü çocuklarda 15 mg , gebe kadınlarda 20 – 25 mg ve emziren kadınlarda 25 – 30 mg'dır.
Çinko eksikliği durumunda çinko bakımından zengin besinlerle beslenmek yeterli olabilmektedir. Yetersiz kalındığında hekim önerisi ile dışardan takviye yapılabilir. Bu durumda kullanılacak olan çinkonun ince bağırsaktan daha iyi emilip kana karışabilmesi için C vitamini ile birlikte alınması yararlı olmaktadır. Süt ve süt ürünleri ile birlikte alınmamalıdır. Dışardan takviyelerle örneğin hap olarak aşırı ve kontrolsüz şekilde çinko almak faydadan çok zarar vermektedir. Uzun süre bu şekilde çinko desteği almak bakır yetersizliğine, anemiye, lökositlerin azalmasına, kötü kolesterolün artmasına, iyi kolesterolün azalmasına neden olabilmektedir.