Bilirsiniz, aslan iyi avcıdır.
Cesurdur.
Saatlerce takip eder avını.
Bir emek verir.
Sonra uygun zamanda var gücüyle…
Son hızıyla koşup yetişir kaçan avına.
Çevikliğiyle, cesaretiyle sıçrayıp omzundan…
Boynundan yakalar avını.
Kendisinin iki, üç katı ağırlıktaki öküz başlı antilobu…
Mandayı…
Geyiği…
Hatta kimi zaman zürafayı, fili yakalayıp yere devirir.
Bütün bu çabadan sonra…
Güçten, cesaretten, emekten sonra avı hak etmiştir artık.
Avı…
Başarıyı…

***

Sırtlanları da bilirsiniz…
Çakalları…
Akbabaları.
Leşçidirler...
Bedavacıdırlar…
Asalaktırlar.

***

Aslan, avını yere devirince ki büyük emek…
Büyük çaba sonunda…
Sırtlanlar hemen orada biter.
Aslan kadar cesur…
Aslan kadar çevik değillerdir.
Aslan gibi asil de değillerdir.
Ama sürü halindedirler.
Kurnazdırlar…
Asalaktırlar…
Ve yüzsüzdürler…
Sık sık durup arkalarına bakarak yaklaşırlar aslanın avına.
Arkalarına baka baka, sinsi sinsi sokulurlar aslana.
Sık sık arkalarına bakmalarının nedeni, arkalarını kollayanların olup olmadığını anlamak içindir.
Neden?
Çünkü güçleri sürü olmalarından gelir.
Tek başlarına başarıları…
Cesaretleri yoktur.
Ama sürü halindeyken tehlikelidirler.
Hem de çok tehlikeli.

***

Şehit cenazesinde Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına saldırdı bir grup…
Bir grup insan mı demeli?
İnsan yakmaya kalkışanlara nasıl insan diyebiliriz ki?...
Sivas'ta otel yakanlara benziyorlardı…
Sivas'ta Madımak Oteli'ni; zor yetişen yazarlarla, sanatçılarla, düşünürlerle, aydınlarla birlikte…
Otuz üç masum insanla birlikte ateşe verenlere benziyorlardı.
Madımak otelinde yanarak can verenlerden biri, folklor gösterisi için orada olan, henüz daha on iki yaşındaki çocuktu…
Genel Başkanın sığındığı köy evini ateşe verecek kadar, 'yakın o evi' diye bağıracak kadar gözleri dönmüş…
O kadar kışkırtılmış bir güruh…

***

Binlerce, milyonlarca insanın oy verdiği…
Söz hakkı verdiği…
Temsil yetkisi verdiği bir Genel Başkana
Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına saldırılıyorsa…
Yumruk atılıyorsa…
Linç girişiminde bulunuluyorsa…
Sığındığı ev yakılmaya kalkılıyorsa bir ülkede…
Çok yazık.
Tavşana kaç, tazıya tut diyenlere de çok yazık.