10 Mayıs Cuma günü Görünüm'de 'İl Gençlik Spor'a İmam Müdür Yardımcısı mı Geliyor?' başlıklı yazımda Kadrosu Günyüzü İlçe Gençlik Spor Müdürlüğünde Gençlik Merkez Koordinatörü olan Şenol Cirit'in İl Gençlik Spor Müdür Yardımcısı olarak getirilmeye çalışıldığı iddialarına yer vermiştim.

ÇOK TELEFON GELDİ
Günyüzü'ndeki 'göreve atanmadan önce eski kadrosu imam olan' Cirit'in İl Gençlik Spor Müdür Yardımcılığına getirilmeye çalışılmasına tepki gösteren Eskişehir spor camiası; 'Böyle önemli bir göreve sporla alakası olmayan eski bir imamın getirilmesi kabul edilemez. Eskişehir gibi büyük bir şehirde İl Müdür Yardımcığılına liyakati olmayan birisini atamak son derece yanlış. Kendisi hangi bilgi ve vasıfla bu görevi yürütecek? Kendisi gençliğe ne öğretecek? Neden kendi alanı olan Müftülük değil de; Gençlik Spor'da çalışmak da istiyor? Önce geçiçi görevle kent merkezine getirilen sayın Cirit'in referansı kim? Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala döneminde Valilik yapan abisi mi referans oldu? İlimizde çok sayıda eğitimli spor yöneticisi varken, onun atanması büyük haksızlık olmaz mı? AK Parti Eskişehir Milletvekillerinin bu konuda bilgileri var mı? Yoksa, birileri onlara sormadan bürokraside atamalar mı yapıyor?' diye isyan etmişti. Bu yazımdan sonra çok sayıda telefon ve elektronik posta aldım.

BU NASIL TUTANAK?
Okurlarımız; 'Eskişehir büyük bir şehir. Buradaki kamu kurumlarında konusunda uzman ve liyakat sahibi insanlar İl Müdürlüğü , İl Müdür Yardımcılığı ve Şube Müdürlüğü yapmalı. Eskişehir bu tür atama ve görevlendirmelerde yol geçen hanı olmamalı. Kentin milletvekilleri ve bürokratları ehliyet ve liyakat konularında hassas olmalı' diye görüş belirtti. Bir okurum Cirit'in imzaladığı ve 'onun ne kadar liyakat sahibi olduğunu gösteren' bir tutanağı bana gönderdi. İmla hatalarını düzeltmeden, yayınladığım tutanakta şu ifadeler yer yer alıyor; 'Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 'Gençler Sabah Namazında Buluşuyor' projesi kapsamında her ayın son pazarında gerçekleştirilen proje bu ay (25.11.2018) tarihinde tüm illerde gerçekleştirilmiştir. Projenin duyurusu twitter, facebook, watsap gruplarında yayılmıştır. Eskişehir'de de 25.11.2018 tarihinde Reşadiye Camiinde gerçekleştirilen programa geçerli mazeretleri olanların dışında tüm gençlik merkezi liderlerinin katılımı istendiği halde hiçbir mazeret bildirmeyerek; (bu kısımda yer alan üç kız öğrencinin ismini onlara rencide etmemek adına kaldırdım) katılmamıştır. İş bu tutanak tarafımızdan tutularak, imza altına alınmıştır.' Tutanağın altında Eskişehir Gençlik Merkezi Müdür Vekili R.Şenol Cirit ve Tepebaşı Gençlik Merkezi Müdür Vekili Hasan Geçek'in imzaları var. Yazılarınları okuyunca 'bu nasıl bir tutanak? Sosyal medyayı delil göstererek tutanak hazırlanır mı?' diye tepki gösterdim.

ERİŞİM ENGELLENİRSE
Tepebaşı'nın Müdür Vekili de Cirit gibi imamlık kadrosunu bırakarak, Gençlik Spor'e gelmiş. Bu tutanağı gönderen okurlarımız; 'Resmi devlet kurumunda tebliğ sosyal medyadan yapılamaz. Bu belge maddi hasarlı kazalardaki caddelerde tutulan tutunak gibi hazırlanmış. Altına imza attığı bu tutanak sayın Cirit'in ne kadar liyakat sahibi olduğunu veya olmadığı(!) bizlere gösteriyor. Cirit'i İl Gençlik Spor'a İl Müdür Yardımcısı yapmak isteyenler önce ona 'Tebliğ-Tebellüğ Belgesi nedir? Nasıl hazırlanır', 'Sosyal medyadan yapılan tebliğ ile tutanak tutulmayacağını' öğretmelidir' diye tepki gösterdi. Okurlarımız bu görüşlerinde son derece haklı. Sayın Cirit bundan sonra ki süreçte 'yöneteceği dini projelere katılmayan gençlere tutanak hazırlarken, onlara önceden imzalarının alındığı yazılı bir tebliği yapıp yapmadığına' dikkat etsin. Ülkeyi yönetenler zaman zaman kendisinin tutanağa delil olarak gösterdiği 'facebook, twitter gibi sosyal medya erişimlerini' engelliyor. Sonra yarın bu 'erişimleri engelleyenler hakkında da tutanak tutmak zorunda' kalabilir.

GENÇLİK DİN DEĞİL GENÇLİK SPOR
Peki 'Tebliğ-Teballüğ belgesi nasıl hazırlanır?' Sayın Cirit ve Geçek'in de 'bilgi sahibi olmaları için nasıl hazırlandığını' açıklayayım. Beyaz sayfanın başlık kısmına 'Tebliğ-Tebellüğ Belgesi' yazılır. 5-6 satır altına 'tebligatı yapılan personelin adı ve soyadı' yazılır. İki nokta üst üste konduktan sonra o kişinin adı yazılır. Hemen altına 'Tebliğ tarihinde görev yeri ve ünvanı' yazılır. Daha sonra alt kısma; tebliğ edilen yazı, onay ve karar tarihleri yazılır. Altına 'tebligat konusu' eklenir. Onun da altına tebligatın yapıldığı tarih yazılır.En alt kısmın 'sol tarafına tebliğ edenin imzası, adı soyadı ve ünvanı' yazılır. En alt kısmın sağ tarafına da 'tebellüğ edenin imzası adı soyadı ve ünvanı' yazılır. Eskişehir Gençlik Merkezi Müdür Vekili umarım bu konuda bilgi sahibi olarak, aynı yanlışa bir daha düşmez. Umarım bu merkezlerde imam kökenliler yönetici yapıldıkları için gençler için dinden daha çok sportif projeler gerçekleşilir. Çünkü devlet kurumun başında 'Gençlik Din' değil, 'Gençlik Spor' yazıyor.

//

APANDİST VE BADEMCİK

Murat Kıraç AK Parti'de yıllarca yöneticilik yapmış bir isimdir. İki üniversite mezunu olan Kıraç dürüstlüğü ve insancılık kişiliğiyle kent ekonomi ve siyasi yaşamında sevilen bir isimdir. Kıraç'ın dün kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım dikkatimi çekti. Kıraç 23 Haziran'da yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ile ilgili yaptığı paylaşımda şu yorumda bulundu; 'İstanbul artık iki adayın yalnız kaldığı bir seçimle başbaşa.. Binali Yıldırım Chp tabanına şirin gözükmek adına basın mensuplarınını sorularına Atatürk'ün sözleriyle cevap verirken, İmamoğlu ise partisinin Atatürkçü söylemlerinden çok rakibinden rol çalarcasına dini propagandayla seçimi kazanma telaşında.. İki adayda Aslını inkar eden bir tutum içinde.. Asıl alacakları Oylar aslında kendi tabanlarından gelecek. İkisininde haberi yok.. Bu durum Apandist ve Bademcik Ameliyatı olmuş iki hastanının ameliyat sonrası aynı odayı paylaşmaları gibi... Ameliyat sonrası bademciklerin hızla iyileşebilmesi için tüm acılarına rağmen soğuk su içmesi gerekirken. apandist ameliyatı olana ise su içmesi yasak.. Gel gör ki bu iki tezat hasta aynı odada.' Kıraç'ın İmamoğlu ve Yıldırım'ın seçim stratejileriyle ilgili ilginç yaklaşımı böyle. Sizce Kıraç bu düşüncesinde haklı mı? Yorumu siz okurlarıma bırakıyorum...

//

NOSTALJİ
TÜRKİYE ŞAMPİYONU DEM DEM

79 yıl önce. Yıl :1940 Türkiye Futbol Şampiyonluğumaçı. Yer: Ankara 19 Mayıs Stadyumu. Anadolu Grupu birincisi Eskişehir Demirspor ile İstanbul Milli Küme birincisi Fenerbahçe finalde karşılaşıyor. İlk maç 21 Eylül 1940'da oynanıyor. Ve 0-0 bitiyor. İkinci müsabaka hemen ertesi gün yapılıyor. Eskişehir Demirspor İskender'in 2, İsmail Çınar'ın tek golüyle Fenerbahçe'yi 3-1 yenip, Türkiye Şampiyonu oluyor. Fenerbahçe'nin tek golünü ise Mehmet Reşat atıyor. O zaman süper lig, 1. Lig yoktu. Milli Küme Ligi'ni kazanan Türkiye şampiyonu oluyordu. 30 Ağustos 1930 yılında kurulan Eskişehir Demirspor 10 yıl sonra Türkiye Şampiyonu olarak, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş saltanatına 'dur' diyen ilk Anadolu takım oldu. Eskişehir Demirspor'un kaptanı Mennan Yalın, 17 yıl Fenerbahçe Başkanlığı yapan dönemin Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu'nun elinden Türkiye Şampiyonluk Şiltini alıyor. Dem Dem'lerin o günkü efsane 11'i şu isimlerden oluştu; 'Mennan Yalın, Abdülkadir Arun, Nuri Kuran, İbrahim Yanartaş, Fahri Adanır, Celal Esemen, İskender Gülpınar, İsmail Çınar, Ahmet Dizeroğlu, Zeynel Karagöz ve Murat Babayiğit.'
//
FIKRA
KAHVE MAKİNESİ
Sarışın kadının biri uzun zamandır almak istediği kahve makinesine imrenerek bakarken;
- Sakın tereddüt etmeyin ve bunu hemen alın, demiş tezgahtar.
Tek yapacağınız kahvesini, filtresini koyup haznesini suyla doldurmak, düğmesini açıp yatağa girip uyumak. Kalktığınızda mis gibi sımsıcak kahveniz hazır, sizi bekliyor olacak.
Kadın makineyi satın almış, iki hafta sonra arkadaşları:
- Nasıl? Makinenden memnun musun?
-Aman, o aptal şeyle uğraşamam, geri götüreceğim. Ne zaman canım kahve çekse suyunu falan hazırlayıp yatağa girip uyumak zorunda kalmıyor muyum o deli ediyor beni!